Televizyon dizileri toplumu olumsuz etkiliyor
GÜNDEMAksaray Barosu Kadın Hakları Komisyonu yaptığı basın açıklamasında, televizyon dizilerini eleştirerek, uygunsuz kadını rencide edici nitelikteki dizilerin yayından kaldırılmasını istedi. Komisyon basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi : “Yerli Dizilerde Lanse Edilmeye Çalışılan Kadın Figürü ve Gerçek Hayatta Kadın Yeşilçam’dan başlayan bir silsiledir bu. Kadın, yalnızca pahalı kıyafetlere, makyaja, saça, mücevherlere önem veren, para düşkünü, saf, dedikodu yapmaktan ve erkek kovalamaktan başka pek de meziyeti olmayan bir figüran… Şiddete maruz kalıp susan, geri planda kalan, güçsüz, başka bir kadın ya da erkeğin yardımı olmadan hayatını idame ettiremeyen, yardıma ihtiyacı olduğu anda da kendisinden faydalanmaya çalışan insanların çevresini sarmaladığı bir figür ve devamında toplumla, ahlakla bağdaşmayan hikayelerden oluşan senaryolar…
Türk televizyonları, kadına yönelik her türlü şiddetin ve aşağılamanın yapıldığı çok fazla senaryo gördü ancak hiçbiri son dönemdeki yerli dizi senaryoları kadar dudak uçuklatamadı. Reyting için adeta kadını bir obje haline getiren yerli dizi senaryolarından ve yarattıkları kadın figürlerden duyduğumuz rahatsızlığı, dizilerde geçen bazı detaylardan, senaryolardan ve karakterlerden örnek vererek sizlerle paylaşmak istedik.
İnceleyeceğimiz ilk dizinin senaryosu, başrol oyuncusu kadına, zengin bir ailenin gelini olan başka bir kadın tarafından, kayınpederinden kalan mirası kaybetmemek için yapılan, masum gösterilmeye çalışılan ancak bir o kadar problemli bir iş teklifi ile başlıyor. Başrol kadın, zengin, şirket sahibi, tanıştırıldığı kadınları beğenmeyen erkek başrolü kendine âşık edecek, onunla evlenecek ve bu sayede kendisine bu işi teklif eden kadın malvarlığını kaybetmemiş olacak. Başrol Kadın karakter, başta böyle bir teklifi mantığa aykırı bulsa da ailesinin borçlarını ödemek için, bu işi kabul ediyor. Başrol Kadın karakter, fakir bir aileden geldiği, diğer kadın figürün tabiri ile sıradan olduğu için seçiliyor ve erkek başrolü etkilemek için şık elbiseler, topuklu ayakkabılar giymek zorunda bırakılarak daha bakımlı hale getirilip adeta erkek başrole pazarlanıyor. Aynı dizide erkeklerin karşılarında sürekli mutlu, pozitif, sakar ama bir o kadar da bakımlı, giyimine kuşamına özen gösteren kadınları görmek istediklerinden dem vuruluyor. Genel olarak güçlü, ekonomik bağımsızlığını kazanmış, özgüvenli kadınları ise dominant, sorunlu, agresif karakterler olarak yansıtılıp, yalnızlığa mahkum oldukları algısı yaratılıyor . Kısacası, kadını adeta objeleştiren ve hemcinsini aşağılayan bir figür haline getirmiş bir senaryo sunuluyor izleyenlere.
Bir başka dizide senarist, güçlü, kendi ayakları üzerinde duran kadın figürünü yanlış anlamış olacak ki senaryoda böyle bir kadın, kocasının onu aldattığını öğrenmesine rağmen “Bütün bunları yapmış olsan bile hala seni seviyorum.” diyerek kocasını affediyor. Sonrasında, kadın eşinden boşanmaya karar veriyor ancak öncesinde intikam almak ve onun mali durumunu öğrenmek için, başka yolları da olduğu halde, erkek figürün yakın arkadaşı ile birlikte oluyor. Dizideki diğer kadın karakterler, aldatılan başrol kadına, sanki kocası onu bir başka kadınla aldatmamış; aldattığı kadını da hamile bırakmamış gibi “erkekler böyle, kadın kocasını hep alttan almalı, erkekler için bunlar önemsiz, basit şeyler” gibi cümleler kuruyor. Dizideki saçmalıklar bununla da bitmiyor. Başrol erkek figür kendisinde “İkisini de seviyorum. ”deme cüretini buluyor ancak eski eşinin bir başka erkekle arkadaş olmasını ya da ilişki kurmasını gururuna yediremiyor. Aynı diziden yine kendisine şiddet uygulaması onu her anlamda rahatsız etmesine rağmen sevgilisinden vazgeçemeyen başka bir kadın karakter, birbirinin arkasından iş çeviren kadın karakterler ve baştan aşağı sorgulanması gereken bir senaryo ile karşılaşıyoruz.
Bahsedeceğimiz son dizinin senaryosu, belki de bu zamana kadar gördüğümüz en içler acısı senaryolardan biri olabilir.Gerçek hayattan uyarlandığı iddia edilen senaryoda, reyting için bir kadının bekâreti konu ediliyor. Genç bir kadına, regl döneminden itibaren bekâretinin bozulmaması için işkence niteliği taşıyan bir korse giydiriliyor, korseyi çıkardığı için şiddet görüyor, kendisi için belirlenen kiloyu aşmamak için yemek dahi yiyemiyor. Daha içler acısı olan durum ise tüm bunları yapan kişinin başrol kadının sözde annesi yani başka bir kadın olması… Dizide aldıklarını evin gizli bir bölümüne saklayıp ara ara onlarla hasret gideren alışveriş bağımlısı başka bir kadın ve başrol erkekle birlikte olan ve başrol erkek evleneceğini söylediğinde,“ Evli olman benim için sorun değil. “diyen evli başka bir kadın figürü var. Annesinin boyunduruğu altındaki başrol kadın, eşi tarafından defalarca aldatılıyor ve bunu bilen sözde anne ve dizideki diğer karakterler yaşanan tüm bu olaylara sessiz kalıyor ve yahut kadının öğrenmesini engellemek için çabalıyor. Sözde anne kızına, damadının durumunu bilmesine rağmen, artık anne olması gerektiğini ve kocasını böyle eve bağlayabileceğini, kadınlığı ile kocasının başını döndürmesi gerektiğini söylüyor. Dizideki saçmalıklar bununla da bitmiyor. Başrol kadın kendisini aldatan eşinin ondan boşanmak istediği öğreniyor ve evi terk ederek ailesinin yanına dönüyor. Sözde anne başrol kadına “Dul kadının adı daha çabuk çıkar.” diyerek işkence korsesini yeniden giydiriyor. Velhasılıkelam gerçek hayatla uzaktan yakından alakası olmayan, izleyenleri adeta psikolojik bir travmaya maruz bırakan bir senaryo ile daha karşı karşıya kalıyoruz .
Maalesef, ana akım medyada yer alan yukarıda bahsettiğimiz olumsuzluklara sahip daha nice senaryolar olması sebebi ile yazımızda hepsinden bahsetmemiz mümkün olmayacağından, içlerinden bazılarını örnek vererek Türk dizilerinde lanse edilen kadın rolünün gerçek hayattan ne kadar uzak olduğunu ve kadını olduğundan ne kadar farklı bir yere koymaya çalıştığını dilimiz döndüğünce sizlere anlatmaya çalıştık. Kısa bir süre önce dizi ve filmlerden etkilenerek masum bir kadının canice katledildiği ülkemizde dizilerin toplumumuzu ne derece etkilediği gerçeği de göz önünde bulundurularak bundan sonra gerçek hayatta var olan kadın karakterlerin, hatta sadece kadın karakterlerin değil erkek karakterlerin, anne baba, ve aile figürlerinin yani gerçek insanların yahut kadınlara ve tüm topluma örnek olacak, onlara ilham verecek karakterlerin var olduğu dizi film senaryolarını ekranlarda görmek dileğiyle… *İBRAHİM AMAÇ
İlginizi Çekebilir