Üniversite de Toplumsal Cinsiyet Algısı anlatıldı
GÜNDEMAksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen İletişim Buluşmalarının yirmi beşincisinde toplumsal cinsiyet ve kadının toplumsal konumu konuşuldu. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nezahat Altuntaş Duman’ın sunumuyla gerçekleşen “Toplumsal Cinsiyet Tartışmaları Değişen Bir Şey Var Mı?” konulu panele Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi akademik ve idari kadrosu yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.
Toplumsal cinsiyetten, feminizmin ne olduğundan ve kadının toplumsal konumundan söz eden Dekan Altuntaş Duman, kadınlara bakış açısının sadece ülkemizde değil, aynı zamanda farklı ülkelerde de benzer olumsuzlukları içerdiğini ve toplumdan topluma değişiklik gösteren bu bakışta her zaman kadının dezavantajlı olduğuna da dikkat çekti. Kadının sosyal konumuna ilişkin atasözlerinden örnekler sunan Duman, toplumsal cinsiyet meselesinin tarihsel gelişimini ve yapılan akademik çalışmaları da ele aldı.
Duman, toplumsal cinsiyeti ailedeki rollerden, kız ve erkeğe konulan isimlerden, bir cinsiyet içine hapsedilen renklerden, reklamlardan, oyuncaklardan, masallardan, şarkılardan ve televizyon programlarından öğrenildiğinden bahsederek, toplumsal cinsiyet algısının erken yaşlarda zihinlerde inşa edildiğini, masallardaki kadınların ve erkeklerin belirlenen rollere göre tanımlandığını sözlerine ekleyerek, “Masallarda bile kadınlara çok az yer veriliyor. O az kısımda ise erkeklerin güçlü, meslek sahibi, kadınların ise erkeği bekleyen, kırılgan ve pasif bir karakter olduğunu görüyoruz. Onun dışında da kadınlar ya peri ya da cadı olarak gösteriliyor” dedi.
Konuşmasının son bölümünde ataerkil toplum yapısından söz eden Duman, cinsiyet algısını oluşturan şeyin ataerkil bakış açısı olduğunu söyledi. Ataerkil toplum anlayışında kadınların ve erkeklerin dezavantajları olduğunu ifade eden Dekan Duman, bu yapıda bireylerin rollerinin önceden belirlenmiş olduğunu ve bu rollere göre kadınların duygusal, pasif, kırılgan, yönetim gücü olmayan, nazik bireyler olarak nitelendirildiğini; erkeklerinse güçlü, maceracı, egemen, yeteneği olan, akılcı, rekabetçi, bilimsel yöne daha yatkın olarak gösterildiğini söyledi. Bu anlayışa dayanarak kadınların evlerinde çocuklara bakmakla, erkeğe hizmet etmekle yükümlü, erkeklerin ise savaşa gitmekle, kavgadan geri durmamakla yükümlü bireyler haline geldiğini belirtti. Bu yapıda erkeklerin duygusal olma haklarının olmadığının altını çizen Duman, kadına yönelik şiddetin altında toplumsal cinsiyet algısının olduğunun vurguladı. *ERDEM SÜDEMEN
İlginizi Çekebilir