İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE YEREL ÇÖZÜMLER   Doğal bitki örtüsü değişimde ümit vadediyor 

Aksaray Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Aynur Demir’in belirtiğine göre; iklim değişikliği, küreselde olduğu gibi yerel düzeyde de aşırı ve anlık yağışlar sonucunda oluşan sel felaketleri, kentsel altyapının çökmesi, sıcak hava olayları ve beraberinde gelen kuraklık, aşırı hava olaylarının gerçekleşme sıklığındaki artış günlük yaşamda daha gözlenir hale gelmiştir. Sıcaklığın artması ve buharlaşmanın yoğunlaşması yoluyla iklim değişiklikleri, yağışların ve toprağın yıkanmasını azaltmakta ve de yeraltı sularının kirlenmesine yol açmakta, özellikle yüksek enlemlerde toprağın tuzlanmasına neden olmaktadır. Tahminler, 2030 yılına kadar pek çok tarımsal üründe veriminin iklim değişikliğinin yol açtığı bu sorunlara bağlı olarak azalacağını göstermektedir. 

Bu bağlamda tuzluluk, kuraklık gibi stres faktörlerine dayanıklı olan, , tuzlu topraklarda ve sularda yetişebilen  bu tuzcul (halofit) bitkiler, iklim değişikliğinin yol açtığı olumsuz etkilerle mücadelede önemli bir çıkış olarak görülmektedir. Bu bitkiler, tuzlu koşullarda hayatta kalmak için özel adaptasyonlar geliştirmişlerdir. Bu adaptasyonlar, onları iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha dayanıklı hale getirmektedir.  

Sayın Demir’in açıklamalarında; bu bitkiler yaşam döngülerini daha yüksek tuz konsantrasyonlarında tamamlayabilirler ve artan CO2, halofitlerin tuzluluk toleransını, artan sıcaklık ise halofitlerin üretimini artırabileceğini belirtmiştir.  

Sayın Demir’e göre Aksaray bu açıdan önemli bir konumdadır. Su kaynakları yönüyle en fakir iller arasında yer alan, kuraklık ve çölleşme riski taşıyan  Aksaray ilinin, gelecekte olası tarımsal ürün deseninin değiştirilmesinde ve kuraklıkla  mücadelede  bu bitkiler önemli bir çıkış noktası olacaktır. 

Unutmayalım ki kentler iklim değişikliğinin “hem aktörleri hem de mağdurları” dır.  Bu  bağlamda yerel yönetimlere çok fazla sorumluluk düşmektedir. Haber: Ersin Arslan