Avukata saldırılara tahammülümüz kalmadı
GÜNDEMDenizli Barosu önceki dönem başkanlarından, Muğla Barosuna kayıtlı Av. M. Erdal Çam’ın 6 gün önce daha evvel davasına baktığı müvekkili tarafından öldürülmesi üzerine Aksaray Baro’su yöneticileri adliye önünde basın açıklamasında bulundular. Baro yöneticileri basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Av. Servet Bakırtaş, bakmakta olduğu bir dosyanın karşı yanı tarafından ofisinde katledilmişti.
Bakırtaş’tan bir yıl önce İstanbul Barosuna kayıtlı meslektaşımız Av. Ersin Arslan, haciz işlemleri için bulunduğu görev yerinde göğsünden vurularak katledildi. Ersin Arslan’ın katlinden birkaç ay sonra Konya’da Av. Asilcan Tuzcu, boşanma davasını üstlendiği müvekkilinin eşi tarafından bıçaklandı. Zanlı, meslektaşımız Tuzcu’yu, peruk takıp evinin girişinde beklemişti. Av. Asilcan Tuzcu saldırı sonrası bir gözünü kaybetti.
Asilcan Tuzcu’dan tam bir yıl önce, İstanbul Barosuna kayıtlı meslektaşlarımız Av. Savaş Baş ve Av. Necati Çakmak, Ankara’da haciz işlemleri esnasında bıçaklı saldırıya uğradılar. Yaralanan meslektaşımız Savaş Baş halen bu saldırının izlerini taşıyor.
Baromuz avukatlarından Av. İbrahim Ergin 3 Mayıs 2019 yılında bürosunda katledilmiştir. Daha geçen hafta genç meslektaşımız Av. Esad Akgün, müvekkilinin eski eşi tarafından fiziki saldırıya maruz kalmıştır. Aksaray Barosu olarak biz bu acıları çok iyi biliyoruz.
Daha dün Nevşehir Barosu önceki Başkanlarımızdan Av. Mustafa Necmi Öncül, müvekkilinin davalı olduğu iki kişi tarafından darp edildi.
Maalesef saydığımız bu yaşam hakkına dönük ve can yakıcı vakalar artık her gün ve yaşamın her alanında sistematik halde yaşanılan avukata yönelik şiddetin çok az sayıda örneğidir.
Avukatlar; her geçen yıl daha fazla oranda öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geliyor. Bazen sözlü bazen silahlı olan; bazen müvekkilden bazen karşı taraftan kaynaklanan ve bazen yaralama bazen ölümle sonuçlanan bu saldırıların değişmeyen ortak bir yönü var: Avukatların yalnızca mesleki faaliyetlerini yerine getirdikleri için bu saldırılarla karşı karşıya kalmaları ve münferitmiş gibi görülen bu saldırıların aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine dönük olması.
Avukata yönelik şiddetin temelinde, avukatın mesleki faaliyetleri ve bu kapsamda, görevlerini yaparken müvekkilleriyle özdeşleştirilmeleri yahut savunma hakkının etkin kullanılması için mücadele ederken bu görevin ifasını önleme niyeti yer almaktadır.
Bizler, avukatlık mesleği kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerin, niteliği gereği çekişme ve uyuşmazlık içerdiğini biliyoruz. Bu nedenle Avukata yönelik şiddet, toplumun genelinde gözlenen şiddet eğiliminden veya diğer meslek mensuplarına yönelik şiddetten önemli farklılıklar içermektedir. Bu kapsamda özel olarak avukatlara yönelik şiddete ilişkin gerekli adımlar atılarak, önlem alınması elzemdir.
Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Mesleğimizi yaparken, görevimizi ifa ederken can veriyoruz. Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz.
Acil talebimiz şudur: Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM araştırma komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliğinin Adalet Bakanlığına sunduğu öneriler kapsamında, gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir .
Tek bir kayba daha tahammülümüz yok. 180 bin avukat , Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, korkmadan, onurla ve asla vazgeçmeden bu ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Meslek şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Ne mesleğimizi ve meslektaşlarımızı ne de yurttaşlarımızın hakkını sahipsiz bırakmayacağız. “ *HABER MERKEZİ
İlginizi Çekebilir