BARO’NUN ÇOCUK HAKLARI KOMİSYONU AÇIKLADI 18 Yaşını doldurmayan çocuk sayılır
GÜNDEMAksaray Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi : “Çocukları korumak ve yaşam koşullarını iyileştirmek adına Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 14 Eylül 1990 tarihinde imzalayıp taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuklara yönelik birçok hakkı bünyesinde barındırmakla birlikte bu hakların korunması için devletlere birçok görev ve yükümlülükler getirmektedir. Sözleşmeye taraf devletler cinsiyet, din, dil, ırk, siyasal ya da başka görüş, ulusal ya da toplumsal köken, doğuştan kaynaklanan ayrımlar dahil, hiçbir ayrım gözetmeksizin çocukların eğitim, sağlık hizmetlerine erişim, yaşama ve gelişme, ekonomik, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı koruma, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi birçok alanda çocuk haklarını güvence altına almayı kabul etmiştir. Çocuk hakları insan hakları kavramının içinde ele alınması gereken bir konu olup, hak ihlalleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de korkulacak boyutlara ulaşmaktadır. Sözleşme ve yasa hükümlerine rağmen çocuklar, toplumun istismara ve hak ihlallerine en açık ve savunmasız grubunu oluşturmaktadır.
Önemle belirtmek isteriz ki; Yasalarımıza ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi' ne göre 18 yaşını doldurmamış kişi, daha erken yaşta reşit olsa bile çocuktur .
Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır. Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen, bilerek veya bilmeyerek çocuğa karşı gerçekleştirilen her yetişkin davranışı veya toplumsal yaklaşım çocuk istismarı olarak kabul edilir.
Devlet, çocukların hiçbir zarara uğramaması için her türlü önlemi almakla yükümlüdür. Toplumun temel birimi olan, tüm üyelerinin ve özellikle çocukların gelişmeleri ile esenlikleri için doğal ortamı oluşturan ailenin toplum içinde kendisinden beklenen sorumlulukları tam olarak yerine getirebilmesi için devlet koruması ve yardımı zorunludur. Zira, taraf devletler çocuğun ana babasının ya da kendinden hukuken sorumlu olan diğer kişilerin hak ve ödevlerini de göz önünde tutarak, esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamayı üstlenmeyi ve bu amaçla tüm idari ve yasal önlemleri almayı taahhüt ederler.
Ülkemizde hala çocuk işçiliği temel bir sorun olarak var olmakta , erken yaşta zorla evlendirilen, istismara ve şiddete maruz kalan, eğitim hakları kısıtlanan, cezaevinde bulunan birçok çocuk bulunmaktadır.
Yine toplumumuzun kanayan yarası olan erken evlilikler ve istismarla ilgili etkin çözümler bulunamamış, çocuklara eşit eğitim imkanı sağlanamamış, suça sürüklenen çocuklar için cezaevleri dışında çözümler üretilememiştir. Ülkemizde yapılan yasal düzenlemelere rağmen çocuk istismarı ve erken yaşta evlilikler noktasında etkin sonuçlara ulaşılamamaktadır. Çocuk ve çocuk haklarına ilişkin çocuğun yüksek yararını esas alan bütünlüklü bir politika izlenmesini talep etmekteyiz. Devletin sahip olduğu imkan ve kaynaklar dahilinde gerekli korumanın sağlanması önceliğimiz olmalıdır. Bunun için idari kurumlar üzerinde gerekli kamuoyu ve sivil toplum baskısının bizler tarafından sağlanması esastır. Ülke genelinde bölge fark etmeksizin çocuğa yönelik yapılan baskı ve şiddetin önlenmesi ve özellikle küçük yaşta evliliğin önüne geçilmesi adına devletin tüm koruma mekanizmaları çalıştırılmalı, Çocuk Hakları Sözleşmesi etkin kılınmalıdır.”
Aksaray Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu olarak, tüm çocukların eşit , özgür, mutlu bir geleceğe sahip olabilmeleri için çocuk haklarının her zaman ve her yerde savunucusu olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna beyan ederiz. *HABER MERKEZİ
İlginizi Çekebilir