Genç Tıpçılarla buluşma
GÜNDEMKendisi de bir tıp hekimi olan Aksaray üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpay Arıbaş, Tıp Fakültesine bu yıl katılan ve derslere başlayan öğrencilerle tanışma toplantısında bir araya geldi. İyi bir hekimin önce kendini, sonra diğer insanları, canlıları ve tabiatı, sonra da tüm bunları var eden yaratıcıyı iyi tanıması gerektiğinden bahseden Rektör Arıbaş, tıp mesleğinin meşakkatli ama mutluluk verici olduğuna vurgu yaptı.
İNSAN HAYATI İÇİN YAPILAN HİZMET EN SAYGIN HİZMETTİR
Fakülte amfisinde yaptığı konuşmada tıp eğitimine başlayan öğrencilerin heyecan ve sevincini paylaştıklarını dile getiren ASÜ Rektörü, mesleğin saygınlığına ve toplumsal algılanışına dikkat çekti. Tıp mesleğinin tarihsel süreç içerisinde her toplumda büyük bir hayranlık ve saygınlık gördüğünü, bu saygınlığın temel sebebinin insanın ve insan hayatının saygın addedilmesi olduğunu vurgulayan Rektör Alpay Arıbaş, “İnsanlar eşrefi mahlûk olarak bu dünyaya getirildi. İnsanın hayatına yapılan hizmet en saygın hizmettir. Bu nedenle tıp mesleği tüm medeniyetlerde kutsal olarak görülmüştür ve hatta Antik Yunan ve Antik Mısır mitolojilerinde yarı tanrısal bir nitelikte anılmıştır. Bu, insana duyulan saygıdan kaynaklanmaktadır” dedi.
YILAN, ÖLÜMLE ÖLÜMSÜZLÜK ARASINDAKİ DENGEYİ SİMGELER
Tıp ilminin mitolojik bakımdan “yılan” ve “asa” figürleriyle sembolize edildiğini belirten ve bu hususa dair bilgiler aktaran ASÜ Rektörü Arıbaş, şöyle devam etti: “İnsanlar yılanı ölümsüz bir varlık gibi algılamışlar, ondan korkmuşlar ve saygı duymuşlar. Bunun sebebi, ayakları olmamasına rağmen yılanın çok hızlı hareket etmesi, karada, suda, toprağın altında, ağaç gibi yüksek yerlerde yaşayabilmesi ve sürekli deri değiştirerek gençleşebilmesidir. İnsanlar aynı zamanda yılan zehrini ölümle ilişkilendirmiştir. Yani ölümle ölümsüzlük arasındaki dengeyi yılanla sembolize etmişlerdir. Eski Türk toplumlarında da benzeri bir figür söz konusudur. Çankırı’da, 1235 yılında yaptırılan Cemalettin Ferruh Medresesi’ndeki incelemelerde benzeri bir yılan figürü tespit edilmiştir.”
TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNDE HEKİMİN ANLAMI ÇOK ÖNEMLİDİR
Mitolojideki “asa” figürüne ilişkin de bilgiler veren ve bu figürün, tıbbın bir günlük değil ömür boyu süren bir öğrenmeyi içerdiğini dile getiren ASÜ Rektörü Alpay Arıbaş, mesleğin Türk-İslam toplumlarındaki karşılığına da değindi. Tıp mesleğini icra edenlerin “tabip” ve “hekim” olarak adlandırıldığını anımsatan ve bu kavramların arasındaki farklara temas eden Arıbaş, “Tabip, ‘Tıp ilmini iyi kavramış ve bu ilmin gereğini yerine getiren kişi’ demektir. Ama ‘hekim’ çok farklıdır. Hekim, ‘Hikmet sahibi, hüküm verebilecek kadar bilgi sahibi olan kişi’ demektir. Kendisini, insanlığı, tabiatı ve tüm bunları var eden yaratıcısını tanıyabilmiş kişiye hekim denir. Bizim kültürümüzde hekimin anlamı çok önemlidir. Çünkü hikmet sahibi olmak anlamayı, kavramayı ve düşünmeyi gerektirir” dedi.
EZBER DEĞİL, HÜKÜM VERECEK BİLGİYE ERİŞMEK DEĞERLİDİR
Tıp ilminin sadece bir ezber ilmi olmadığını, asıl meselenin hüküm verecek nitelikte bir potansiyele erişmek olduğunu da dile getiren Arıbaş, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Elbette tıp eğitimi içinde, müfredat bakımından ezber yapılması gereken konular var. Ama tek konu ezber değil. Ezber sadece idraki güçlendirmek için var. Burada önemli olan hüküm verebilecek bir potansiyele erişebilmek. Bunun yolu da önce kendini, sonra çevreyi ve tabiatı, sonra diğer insanları, sonra diğer canlıları ve sonra da yaratıcıyı tanımaktan geçmektedir. Tıp fedakârlık isteyen, çalışma isteyen, uzun ve meşakkatli bir yol ama aynı zamanda son derece saygın, mutluluk verici ve kutsal bir meslektir. Bu kutsal mesleğe hoş geldiniz. Genç meslektaşlarımızı aramızda görmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.”
Düzenlenen tanışma toplantısı ASÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Gül’ün mesleki eğitimlere dair genel sunumu ile tamamladı. *HABER MERKEZİ
İlginizi Çekebilir