Kimseyle düşman değiliz

Ali Abbas Ertürk, her seçimin önemli olduğunu ancak 14 Mayıs’taki seçimin çok özel bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Ertürk “Ülke şu an bir çıkmaz içinde. Bir araba düşünün, çıkmaz sokağa girmiş ve ne yapacağını bilemez bir şekilde. Bunu ekonomik krizle anlatabiliriz, bunu yaşadığımız demokrasi krizi ile anlatabiliriz, bunu yaşadığımız hukuksuzlukla anlatabiliriz, bunu gençlerimizin bu ülkeden umudunu kesmesi ile anlatabiliriz, ülkemizde kaybolan huzurun yokluğuyla anlatabiliriz... Biz bugün öyle bir noktaya geldik ki, kurtuluş savaşı vermiş, etle tırnak olmuş, kaynaşmış, milletimiz öyle bir noktaya geldi ki; sanki bir tarafa ayrılanlar vatanını daha çok seviyor, bayrağını daha çok seviyor, dinine daha bağlı; diğer taraftakiler de sanki vatanına, bayrağına, dinine düşman! Böyle bir algı oluşturdular. İnsanları böyle sınıflandırırsak ülkemize çok büyük kötülük yapmış oluruz. Her siyasi partide, her görüşte ahlaklısı var ahlaklı olmayanı var. Toplumun yüzde ellisinden fazlasını böyle sınıflandırır, gruplandırırsak asıl o zaman korumak istediğimiz vatanımıza en büyük kötülüğü yapmış oluruz. Bundan kurtulmamız lazım” dedi.

Ali Abbas Ertürk parlamentoda çoğunluğun önemli olduğunu vurguladı. Parlamentonun, devleti yönetenleri çok büyük yanlışlardan kurtardığını, 1 Mart teskeresinin de bunun örneği olduğunu dile getiren Ertürk, “AK Parti 360 milletvekili olmasına rağmen -Amerika istedi diye- Irak’ı bombalamak için 276 milletvekili oyunu bulamamıştır. Çünkü bir parlamento vardı, AK Partili olsun başka partili olsun milletvekilinin bir özgür iradesi vardı. O gün Türkiye büyük bir felaketten döndü. Şimdi geldiğimiz noktada bir kişi karar verecek, talimat verecek, her türlü baskıyı yapacak ve biz buna demokrasi diyeceğiz… Diyemeyiz. Böyle demokrasi olmaz! Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında Türkiye’nin birçok sorununun hızlı bir şekilde çözüleceğine olan inancını ifade eden Ertürk, şöyle devam etti: “Kemal Kılıçdaroğlu toplumun hiçbir kesimini düşman görmez, ben de görmüyorum. Sizler de görmeyin. Düşman savaşta olur. Neden aynı ülkenin iki farklı şehrinde doğmuş insan düşman olsun? Nasıl aynı apartmanın iki farklı dairesinde oturan insan düşman olur? Biz bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü sağlamalıyız. Siyasetçinin görevi ülkesinde yaşayan insanı mutlu etmektir.”

Konuşmasının son bölümünde Aksaray’da Millet İttifakının birlik ve beraberlik içerisinde yürüttüğü çalışmalara dikkat çeken Ertürk, “Parlamentoda bir çoğunluk sağlamak için ittifak oluştu. CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti seçime ayrı ayrı gitseydi belki bir milletvekilinde kalınacaktı. Biz dedik ki parti amblemlerinin bir önemi yok, parlamentoda çoğunluk olsun. Yanlışlıkları düzeltecek yasa değişikliklerini yapacak yeterli sayımız olsun. Varsın 100 yıllık partimiz seçime kendi logosu ile girmesin. Aksaraylı 22 yıldır aynı partiye oy verdi, başımın üstünde yeri var. Kimse seçmenin tercihini sorgulayamaz. İstediği partiye oy vermek herkesin en doğal hakkı. Ama burada şunu da sorgulamak lazım; Aksaray oy verdi de karşılığını aldı mı? Alayhan, Gülağaç, Eskil oy verdi karşılığını aldı mı? Hiç kimse karşılığını almadı. Ben şimdi sizden bir emanet oy istiyorum. Emanetinize en iyi şekilde sahip çıkacak, oylarınızın karşılığını sonuna kadar vereceğim. Oyunuzun karşılığını vermezsem sizden de beni sorgulamanızı, uyarmanızı istiyorum” dedi. *İBRAHİM AMAÇ