SÖZLEŞMELİ ŞEHİR: YENİ AKSARAY-ENGELSİZ YAVAŞ ŞEHİR-
GÜNDEMAksaray ili için Kalkınma kurumlar ve sektörler arasında işbirliği ve eşgüdümün arttırılmasıyla mümkündür. Bu nedenle başlama noktası olarak “biz kimiz, kendimizi nasıl tanımlamalıyız” sorusuna “sağlık ve spor alanında uzmanlaşma” cevabı verildikten sonra “ne yapmalıyız” sorusuna cevap bazı alanlarda “görünmez elin yerine geçerek” arz ve talebi belirleyen “görünen el” olmak olmalıdır.
Dünya da şehirlerarası rekabet kendini gösterirken sanayi faaliyetleri de batıdan doğuya doğru kayma göstermektedir. Bu, ülkelerin içlerinde de benzer bir kayma olarak gözlemlenirken, Türkiye ekonomisi içinde benzer bir durum söz konusudur. Dünya Bankası (2009) raporu Türkiye Devletinin ekonomik yoğunlukları Doğu’ya doğru yayma çabasında olduğunu ifade eder. Ayrıca, 27-06-2019 Tarihinde İSO Meclis toplantısında konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, İstanbul’da şehir içinde sıkışmış sanayi alanlarının şehir dışına (yer belirtmemesi önemli) taşınması noktasında çok büyük bir adım atacaklarını söylemiş olması da İstanbul sanayi alanlarının taşınacağının işaret fişeği olmuştur.
Türkiye Dünyanın merkezinde olup ürettiği ne varsa en hızlı şekilde başka ülke ve bölgelere ulaştırabilecek eşsiz bir konumdadır ve dünya üzerindeki bu eşsiz konumu illeri açısından da büyük avantajdır. Aksaray ili de bu avantajın en merkezi konumda olan illerden biridir. Aksaray hem sanayi merkezleri olan Ankara, Kayseri ve Konya[1] -ki Türkiye’nin her ürünü üretebileceği iddia edilir- büyük şehirleri arasında çok özel bir yerdedir. Komşu etkisi olarak belirtilen ve Dünya Bankası (2009) raporunda vurgulanan gelişmiş ve refah içinde bir şehir, yoksulluk içindeki bulunan çevresini nadiren yok sayar. Yani bu il refahını veya gelişmişliğini er ya da geç yakın çevresiyle paylaşacaktır. Ülkeler içindeki bazı iller daha iyi gelmiş ve her bir il içinde, refah, şehirlere ve köylere farklı zamanlarda gelmiştir ve Aksaray bu üçgenin içinde önemli bir kesişim noktasında olduğu için en çok etkilenecek ve faydalanacak ildir. Bu faydanın en etkin olması için il yöneticilerinin buna hazır olması ve ne istediğini bilen ve seçici olabilmesi ile alakalıdır. Aksi takdirde hazır olunmayan her iyi fırsat kaybedilmiş olacaktır.
Malların ve insanların taşınma maliyetleri düştükçe ve böylece piyasaları mekansal olarak daha birbirine yakın, birleşik hale getirdikçe, ekonomik faaliyetler belirli bir düzende yoğunlaşmaya başlayabilir. Yerel olarak, ülkeler kalkındıkça ekonomik üretimin yoğunlaşması kentleşmede kendini gösterir. Örneğin, yoğunlaşma, göç ve uzmanlaşmanın güçleriyle yönlendirilen ve Hong Kong’un yakınlığından da yardım gören, Çin’in Shenzhen şehri, özel bir ekonomik bölge olarak dizayn edildiği 1979’dan beri, Çin’deki tüm şehirlerin en hızlı büyüyenidir. Ayrıca, ekonomik yoğunluktan çok daha uzağa yerleşmek (kurulmak), genellikle verimliliği azaltır. Örneğin, Brezilya’da bu uzaklığın iki katına çıkması, görünüşe bakılırsa, verimliliği yüzde 15, kârı yüzde 6 azaltmaktadır. Ek olarak Daha iyi alt yapı ekonomik uzaklığı azaltır ki gelişmekte olan bir ülkede, işçiler ve girişimcilerin bu mesafeyi kapatmaları için en doğal yol, daha yakına taşınmaktır. Yoğunlaşma ekonomileri insanları ve finansı çeker. Günümüzde, sermaye kâr fırsatlarından yararlanmak amacıyla, uzun mesafeler boyunca hızlı hareket etme eğilimindedir. Sadece sermaye değil İnsanlar da benzer şekilde hareketlidir, çok uzak yoğunluklara değil de, yakın yoğunluklara daha hızlı bir şekilde hareket ederler. İnsanlar ve tesisler bir kere bir yere geldikleri zaman, diğerleri de izler. Ulaşım maliyetleri düşerken uzmanlaşma ve ticaret yapma endüstriler arası ticaretin en hızlı büyüyen bileşeninde yatmaktadır: üretimin “ara mallarındaki” ticaret. Bu gelişmekte olan ülkelerde daha fazla yoğunlaşma anlamına gelse de, onların gelişmenin daha erken aşamalarında uzmanlaşmalarını ve ölçek ekonomilerini kullanmalarını mümkün kılmak suretiyle gelirlerde ve yaşama standartlarını yakınsamalarına da yardım edecektir.
Son yirmi yılda, sermaye ve insan göçü, ölçek ekonomileri ve taşımacılık maliyetleri arasındaki bu gibi etkileşimler araştırmacıların ilgisini çekmiştir. 2005’te Dünya çapında, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) açısından zirvedeki 30 kent, GSYİH’nın yaklaşık %16’sını üretirken en iyi sayılan 100 kent Dünya hasılasının neredeyse % 25’ini üretti. Ekonomik yoğunluktan çok daha uzağa yerleşmek (kurulmak), genellikle verimliliği azaltır ve İnsanlar da çok uzak yoğunluklara değil de, yakın yoğunluklara daha hızlı bir şekilde hareket ederler. İnsanların ve ülkelerin hızlı ve sık hareketleri dünya nüfusunun altıda birinden daha azıyla küresel üretimin yaklaşık dörtte üçünü karşılamasına yardımcı olmuştur. Büyüyen şehirler, hareketli insanlar ve güçlü ticaret, son iki yüzyıl boyunca gelişmiş dünyadaki ilerlemenin katalizörü olmuştur.
Refah içindeki illerin, (ekonomiler: ülkelerin, bölgelerin) yakınındaki yerlerin bundan değişmez bir şekilde yararlanması bir gerçekliktir çünkü Refah yoğunluk üretir ve ekonomik faaliyetlerin sadece bu müreffeh kısımlarla iyi bağlanmış mekânlara yayılması da kaçınılmazdır. Ayrıca refah etkisi etrafa nasıl yayılıyorsa yoksulluğun, istikrarsızlığın ve çatışmanın (anlaşmazlığın) bozucu etkileri de, etrafa aynı şekilde saçılır. Kısaca, Refah içindeki yerlere yakın olma bir nimet olurken, yoksul yerlere yakın olma ise bir lanet olur. Nasıl ülkeler komşuları ile birlikte büyür veya birlikte durgunlaşır ise illerde aynı şekilde komşularıyla birlikte büyür.
Ekonomik yoğunluk ve nüfus yoğunluğu örtüşmektedir. Komşular arasındaki göç kayda değerdir ve önce köyden yakın merkeze ve sonra daha büyük merkeze doğru gerçekleşir. Ve ayrıca ülkeler artık, herkesle daha fazla ticaret yaparken komşularıyla yaptıkları ticaret hem daha önemli hem de miktar olarak daha fazla olmuştur ki bunun anlamı illerin taşımacılık maliyetlerinin düşmesi sebebi ile yakın komşularla ticareti daha çok artarken, uzaktakilerle aynı şekilde artmamaktadır. Ülkeler benzer ülkelerle daha çok ticaret yapmaktadır, çünkü ticaretin ana nedeni artık doğal kaynaklardaki farklardan değil, ölçek ekonomilerinden sağlanan faydadır. Çünkü Düşen taşımacılık maliyetleri uzmanlaşmayı mümkün kılmaktadır ve Sonuç olarak Düşen taşımacılık maliyetleri neticesinde uluslararası ticaretin bileşimini değiştirmekte ve bu gibi maliyetlere daha duyarlı hale getirmektedir. Sınırlar azaldıkça, komşu ekonomiler, doğal kaynaklardan kaynaklı farklılıklardan daha fazla uzmanlaşmanın faydalarından ve ölçek ekonomilerinden dolayı benzer malların ve hizmetlerin ticaretini yapmaya daha fazla yönelmek durumda kalmaktadırlar.
Komşular birbirlerinden, farklı gıda ürünler ve tekerlekler ve lastikler gibi farklı otomobil parçalarını almaktadırlar. Yani tamamlayıcı bileşenler ve parça ticareti büyümekte, uzmanlaşma ve ölçek ekonomisi avantajları yayılmaktadır. Daha entegre bir ekonomik alanda, komşu ekonomik pazarları daha erişilebilir hale geldikçe, illerin uzun vadeli büyüme olasılıkları birbirine bağlanır. Kısaca gelişme için yatırım ortamı yatırım yapacak olanları çeker ki tüm yukarıda saydıklarımız Aksaray’ı cazip hale getirmiştir.
Ayrıca Aksaray sahip olduğu geniş ve düz arazi imkanlarına sahip olması bir avantaj iken en kıt kaynağı "su" olması sebebi ile bu kısıt üzerinde planlamasını yapmak bir seçenek değil zorunluluktur. Buna ek olarak Engelsiz ASÜ, (114 Üniversite Arasında İkinci Oldu ve - ASÜ Dokuz Bayrak Ödülüyle Yola Devam Ediyor-)[2]– ve resmi veriler Toplam Engelli sayısı 2,511,950[3] iken gayri resmi tahminler ise nüfusun %12’sine (yaklaşık 10,000,000) denk gelmektedir. Yani resmi rakamın 4 katı kadar. Bu engelsiz konsepti bir zorunluluk olmasa da zorunluluğa yakındır çünkü yavaş şehirlerin sahip olduğu “yavaşlık” aranan bir seçenek olmakta ancak engellilerin mecburen tabii olduğu yavaşlıktan çok farklıdır ve engelsiz bir hayat sunmak hem bu bireylere hem de onlara bakmak durumunda kalan ailelerine (en az 4 kişilik bir aile sayısı ile 40 milyonun etkilendiği bir durumdur) karşı sosyal bir sorumluluktur hem devlet boyutunda hem de özel sektörün kendisini farklı bir şekilde tanıtarak rekabet gücünden “bereket” boyutunda faydalanabilsin.
Aksaray ili gelişip büyüyen bir üniversiteye ve hatta uzmanlaşma alanı olarak “sağlık ve spor” ile tescillendiği için şehir açısından hangi alanda uzmanlaşacağının işaret fişeğini de taşımaktadır. Dünyada yoğunlaşan ekonomilerin yarattığı ölçek ekonomilerin sağladığı avantajlar ile rekabete devam ederken (yoğunluk, mesafe ve bölünmeler) Aksaray ili seçeceği ürün konsepti ile bu rekabette yarışan ya da rekabet eden şehirlere katılmış olacaktır. Sağlık ürünleri 300,000 kalem ürün civarındadır ve optimal düzeyde ileri geri bağlantısı yüksek olan ürünlerde uzmanlaşma ile dünyada “görünen el” olmaya aday olacaktır. Benzer bir durum spor içinde söylenebilir ki spor konsepti bir sürü teknik araç-gereç ile birlikte sağlığın önemli bir paydaşıdır.
Bunlara e olarak tarım dolayısıyla gıda da sağlığın ve sporun önemli bir parçasıdır. İhtiyaçlar hiyerarşisindeki piramidin en temel parçasıdır ki gıda-sağlık-enerji gibi temel unsurlar olmadan diğerlerini inşa etmek mümkün olmayacaktır. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi bize bunun nedenlerini izah eder. 5 ana kategori, Fizyolojik İhtiyaçlar (Açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar), Güvenlik İhtiyacı (Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma), Sosyal İhtiyaçlar (Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam vb.), Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı (Statü, başarı, itibar, tanınma) ve Kendini Gerçekleştirme (Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık), içindeki fizyolojik ihtiyaçları karşılayamayan bir yapı kendini gerçekleştiremez.
Diamond (1997)[4], mekansal eşitsizlikleri fauna ve floradaki farklılıklarla ilişkilendirir. Bölgelerin, bol miktarda besin içeren yenilebilir bitkiler ve insana tarım ve ulaşım faaliyetlerinde yardımcı olmak için evcilleştirilebilen vahşi hayvanlar açısından farklı donanımları, dünyada neden sadece birkaç bölgenin bağımsız gıda üretim merkezleri haline geldiğini büyük ölçüde açıklar. Bu toplumlar, fazla gıda üreterek, kendilerini yeni teknikler geliştirmeye ve bilgiyi ilerletmeye adamış zanaatkârları yaratmayı başardılar. Bu zanaatkarlar arasında yazının gelişmesi önemli bir rol oynamaya başladı; tarih boyunca birkaç kez yeniden ortaya çıktı ve tarımın geliştiği ilk yerler de görünen alanlarda çiçek açtı.
Tarım yani gıdaya giden yol bu fizyolojik ihtiyaçların temeli olmakta ki gıda sağlıklı olmanın da, spor yapabilmenin de temel ihtiyacıdır. Tarım için de su olmazsa olmaz bir faktördür çünkü su olmazsa hayat olmaz. Aksaray, Karaman, Konya ve Niğde illerinin yer aldığı Konya Kapalı Havzası bol su şansına sahip değildir ki Su sorunu çözülmesi gereken bir sorundur çünkü Aksaray ili yatırım çekmesi sebebi ile hem göç edenlere hem de üretim yapabilme için yeterli su miktarına sahip olması lazımdır. Aksaray İl’inde bulunan soğuk su kaynaklarının debileri oldukça düşüktür. Bu arada yoğun bir sıcak su arama faaliyeti devam etmektedir.
Güncel ürün fiyat değerlendirmesi üzerinden Su değeri kıyaslaması yapmak için aşağıdaki örneğe bakalım:
• 1kg et=90 TL ve Pazarda yerli domates 1kg=10 TL olsun
• 1kg ET=9kg Domates eder.
• Şimdi SU DEĞERİNİ hesap edelim.
– 1kg ET=15500 litre iken 1 kg domates=180 litre idi
• 9 kg domates*180 litre= yaklaşık 1620 litre
• Yani 1kg domates 1 kilo Etin su maliyetinin nerdeyse 1/10
• Ayrıca domates yılda 3 ürün verirken inek ortalama 3 yılda kesime gelmektedir.
• 1 kilo et demek ki su değeri bazında 1 kilo et demekten daha öte bir şeydir.
Yukarıdaki örneğinde gösterdiği gibi, su değerinin temel alındığı bir ürün deseni planlanmalıdır çünkü Aksaray il’inin bulunduğu coğrafya zaten kısıtlı su kaynaklarına sahip ve iklim değişikliğinden dolayı oluşan gece-gündüz ısı farkı için sera altı üretime geçilerek kaynak etkinliği sağlanması gereklidir. Bu tarımsal örgü yeni kurulacak sözleşmeli şehir tamamlayan bir unsur olarak ele alınmalıdır. Bu sözleşmeli şehir 5 km2den az olmayacak (tarımsal alanlar ve spor alanları hariç) şekilde hesaplanmalıdır. İçinde ulaşımı kolaylaştıracak hava alanı ve hızlı tren hatlarına ulaşacak bağlantı hatlarına sahip olmalıdır. Ayrıca hem AR-GE için bir kısım, hem seri üretim bölgesi ve burada çalışacak insanlar için de yaşam alanı olmalıdır.
Büyüklük bakımından İç Anadolu bölgesinden daha küçük olan Hollanda’nın dünya üzerinde oynadığı rolü bu yeni kurulacak şehir sözleşmeli Aksaray üstelenmelidir. Bunu tarım meslek liseleri ve ziraat fakültesi ayrıca sağlık ve spor uzmanlığı için tıp fakültesi, sağlık bilimler, beden eğitimi ve spor birimi, mühendislik ve fen edebiyat fakülteleri üzerinden ortak bir ürün demeti için planlanması gerekmektedir.
[2] https://www.aksaray.edu.tr/engelsiz-asu--114-universite-arasinda-ikinci-oldu
[3] https://www.engelli.com/engelli-kisi-sayisi/
İlginizi Çekebilir