Türk ve İslam Medeniyetleri konferansı

Daha sonra Prof. Dr. Bekir Karlığa, oldukça geniş bir perspektiften “Yarının Dünyasında Türk ve İslam Medeniyetinin Yeri” konulu bir sunum yaptı. Bulunulan yerin iyi bilinmesi gerektiğine dikkat çeken Karlığa, “Bir yerdeyiz, bir coğrafyadayız ve burası nasıl bir yer, nereden geliyor ve nasıl bir dinamizme sahip? Bunları çok iyi tanımlamalıyız” dedi. İçerisinde Aksaray’ın da bulunduğu Orta Anadolu’nun, evrensel ve insanlığın ortak medeniyetine çok mühim katkılar yaptığını kaydeden Prof. Karlığa, “Bugün Aksaray’dayız ve bu noktada Cemaleddin Aksaray-i ismini mutlaka anmamız gerekiyor. Kendisi 1400’lü yıllarda gelmiş, ders okutmuş, öğrenci yetiştirmiş ünlü bir âlimdir. Bu âlim, İslam medeniyetini oluşturan, İslam dünyasını şekillendiren önemli bir kimliktir ve Sünni-İslam düşüncesinin yapı taşlarından birisi olan Fahreddin Razi’nin dördüncü göbekten torunudur” dedi.

Tarihi dönemde İslam medeniyetinin üç olayın ardından bir içe kapanma süreci yaşadığını, Fahreddin Razi ve onun yetiştirdiği âlimlerin gayretleriyle bu sürecin değiştiğini dile getiren Prof. Bekir Karlığa, şöyle devam etti: “Fahreddin Razi, Orta Asya’da yaşamış bir bilgindir. Onun kurduğu felsefi sistem, kendisinden sonra gerek Orta Asya’da gerek Mısır’da gerek Anadolu’da gerekse bugünkü İran’da hâkim olmuştur. Razi, İbn-i Sina felsefesi ile ona karşıt gibi görünen İmam-ı Gazali felsefesini birleştirerek, yeni bir felsefi sistem inşa etmiştir ve bu sistem Sünni dünyada yayılmıştır. İslam medeniyeti; Moğol İstilası, Haçlı Seferleri ve Batini Hareketler nedeniyle bir çökme ve içe kapanma süreci yaşamıştır. İşte, Fahrettin Razi’nin yetiştirdiği bilginler böyle bir süreçte buralara gelmişler ve içe kapanma sürecini değiştirmişlerdir. Cemaleddin Aksaray-i de bu isimlerden birisidir. O, çok önemli bir isimdir. Anadolu’da Alevi, Bektaşi, Sünni kültürün karışımı olan Tasavvufi kültürün oluşmasında çok önemli bir rol üstlenmiştir. Bunu da medrese açarak, dersler vererek ve öğrenci yetiştirerek yapmıştır” dedi.