AKSARAY MÜCEVHER SANDIĞINDAN… -4-
28 Temmuz 2019, Pazar 11:22AKSARAY MÜZESİ
On bin yıldan fazla bir süredir yerleşim gören Aksaray, birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Biriktirdiği bu kültürler, bağrında sakladığı güzellikler kimi zaman kıymet bilmezlerin elinde harap olmuştur. Bir kısmı da günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Bu kültür temsilcisi sikkeler, kolyeler, halılar, kılıçlar, lahitler, figürler, kaşıklar, mumyalar, kilimler, mataralar, kitabeler, küpler ve daha neler neler Aksaray Müzesinde meraklıların ziyaretine açıktır. Müzenin içindeki her bir değer mazide güzel ve çekici bir yolcuğun bileti gibi. İyi seyirler!..
AZM-İ MİLLİ BİLİM VE SANAYİ MÜZESİ
1924 yılında nizamnamesi kabul edilip, 1926'da faaliyete geçen Aksaray Azmi Milli Türk Anonim Şirketi, Türkiye Cumhuriyeti ilan edildikten sonra faaliyete geçen ilk un fabrikalarındandır. Askerî birlikler başta olmak üzere Kızılay gibi ülkenin en önemli kurumları un ihtiyacını Azm-i Milli TAŞ ile karşılamıştır. Çok kaliteli unları ülkenin her yerinde meşhur olan şirket aynı zamanda Türkiye'de ilk elektrik üretimi yapan tesislerden birine sahipti. 2002 yılında kapanan ve Aksaray Belediyesi'ne geçen tarihî şirket hem aktifleşmiş hem de tarihî un fabrikası Azm-i Millî Bilim ve Sanayi Müzesi olarak hizmete girmiştir. Milletin azmiyle açılan fabrika şimdi de milletin müzesi olmuştur.
EĞRİ MİNARE
Dünyanın en eğik yapıları arasında bulunan Eğri Minare Anadolu Selçukluları döneminden kalan bir şaheserdir. İtalya'daki Pisa Kulesi'ne benzerliği ile dikkatleri çeken minarenin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı tam olarak bilinemese de Selçuklu eseri Eğri (Kızıl) Minare sekiz yüz yıldır ayaktadır. Kırmızı renkli tuğlalarının rengi, şerefe altındaki çinilerin mavisi hala capcanlıdır. Herkesin merak ettiği ama hiç kimsenin tam olarak cevaplayamadığı "ne zaman ve nasıl eğilmiş" sorusu esere ayrı bir gizem katmaktadır. 1863 yılında meydana gelen büyük sel felaketinde camisi yıkılmış ve sonraki dönemlerde yeniden yapılmıştır.
Eğri Minare hakkında en çok merak edilen eğiklik meselesidir. Sonradan mı eğildi, yoksa mimarı bilerek mi yaptı? Bu sorular elbette minarenin gizemi artırıyor ama net bir cevap yok bu suale... Geçtiğimiz yıllarda üç akademisyen ilmî bir çalışmayı tamamladılar. Ulaştıkları netice şuydu: Eğri Minare’de kesinlikle herhangi bir eğiklik tespit edilemedi. Ayrıca çelik halatların bir işlevi yoktur.
ULU CAMİ
Aksaray şehrinin en önemli manevi sembollerinden olan Ulu Cami hem Selçuklu hem de Karamanoğlu eseridir. Sultan Mesut zamanında yapılan Ulu Cami bir rivayete göre Moğol saldırıları sonrasında diğer rivayete göre ise 14. yüzyılda meydana gelen depremden sonra kullanılamayacak duruma gelince Karamanoğlu Mehmet ve İbrahim Beyler döneminde bugünkü şeklini almıştır. Çok sade bir mimarisi olan mabedin maneviyatı insanı derinden etkiler. Anadolu'da Selçuklu döneminin kündekâri tarzdaki en eski minberi mabedin içinde -yaralı da olsa- kullanılmaktadır. Tarihte birçok şeye şahitlik etmiş bu kadim caminin hünkâr mahfelindeki istalaktitli tavanı da ayrı bir güzelliğe sahiptir.