AKSARAY TARİHİ’NE YENİ KATKILAR -1-
21 Ocak 2020, Salı 09:42Aksaray ÜniversitesiSomuncubaba Tarih ve Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 24-26 Ekim 2019’da IV. Uluslararası Aksaray Sempozyumu düzenlenmişti. Bu sempozyumdaki bildirilerin yer aldığı kitap yayınlandı. Üniversitemiz haricinde, valiliğimizin ve belediyenin de katkılarıyla bu ilmi ziyafet gerçekleştirildi, daha önce de olduğu gibi.
Bu bildirilerden bazılarını sizlere tanıtmak istiyorum.
Burak Kocaoğlu tarafından “Aksaray’da Güherçile Üretimi ve Yaşanan Sorunlar (1785-1900)” başlığı altında sunulan bildiriyle başlayalım. 2013’te ilk baskısıyla okuyucu ile buluşturduğum kitabım “Bir Zamanlar Aksaray’da Ticaret” isimli kitabımda da güherçile üretimiyle alakalı bilgi vermiştim. Bu yüzden ilk olarak mezkur bildiri dikkatimi çekti. Bilindiği gibi güherçile, barut üretiminde kullanılan en önemli hammaddedir. Aksaray ve civarı da güherçile üretiminde önemli yerlerdir.
“Devlet, Baruthane-i Âmire başta olmak üzere ülkedeki diğer baruthanelerde üretilecek olan çeşitlitür ve kalitede barut ve darphaneye mahlut olarak gelen altın ve simin (gümüş) ayrıştırılması için gerekliolan kezzabın üretiminde kullanılacak güherçileyi geniş Osmanlı coğrafyasında rahatlıklaüretilebilme kabiliyetini göstermiştir. Bu noktada devletin önemli güherçile üretim merkezleriarasındakarşımıza Aksaray ve bağlı karyeler çıkmaktadır. Genellikle Aksaray ve çevresinde üretilengüherçile barut yapımı için kullanılmış olsa da bazı olağanüstü hallerde darphane için de güherçilegönderilmiştir. Ancak darphaneye gönderilecek güherçile miktarının Baruthane-i Âmire’nin talebini veihtiyacını zora sokmayacak şekilde karşılanmasına dikkat edilmiştir” (Kocaoğlu, s.3-4).
Çalışmasında arşiv kaynaklarına ve yayınlanmış telif eserlere müracaat eden Kocaoğlu, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi’nde öğretim üyesidir. Bildirinin sonuç kısmından size bir özetleme yapacağım. Bildirinin başlığı “Aksaray’da Güherçile Üretimi ve Yaşanan Sorunlar (1785-1900)” olduğundan yaşanan problemlere ilişkin tespitlerini gördüğümüz çalışmada kaçakçılık ve nakliye sorunlarına dikkat çekilmiştir. “Özellikle devlet tarafından belirlenen miri fiyatın piyasa fiyatının altında olması bölgedegüherçile kaçakçılığını arttırmıştır” tespiti ciddi ciddi üzerinde kafa yorulması gereken meselelerden biridir. Nakliye meselesinin ise nakliyeden sorumlu olan aşiretlerdenkaynaklanan ya da bölge yöneticileriyle aşiret mensuplarının arasında yaşanan problemler olduğu vurgulanmıştır. Bunlar haricinde bir de bölgede yeni açılan güherçile ocakları meselesinin olduğu da eklenmiştir. Kocaoğlu şöyle devam eder: “Bölgede bulunan güherçile rezervinin eski ve yeni açılan ocakların hepsineyetecek seviyede olduğu anlaşılmış ve yeni açılan ocakların faaliyetlerini sürdürmelerine izinverilmiştir. Devletin bu yönde karar almasında, iyi kalitede güherçilenin başka ülkelerden yüksek fiyataalınması ve yüklü miktarda paranın bu nedenle dışarıya çıkması meselesi etkili olmuştur. Bu noktadadevlet açısından zararlı olan ve milli servetin dışarıya çıkmasına neden olan bu durumun önünegeçilebilmesi için yeni açılan ocakların büyük önem arz ettiği ifade edilmiş ve bu gibi faaliyetlerinengellenmemesi, bilakis desteklenmesi istenmiştir” (Kocaoğlu, s.11).
Bugün bahsedeceğim diğer bir bildiri Ercüment Sarıay’ın “19. Yüzyılın Sonlarında Aksaray Kazasında Kamu DüzeniniEtkileyen Sosyal, Ekonomik Ve İdari Sorunlar” başlıklı çalışmasıdır. Ercüment hocayla daha önce birkaç defa sohbetimiz olmuştu. Kendisi çalışkan biridir. Doktorasını tamamladığını ve öğretim üyesi olarak başladığını da bu bildiriyle öğrenmiş oldum. Daha önce de I. Uluslararası Aksaray Sempozyumu’nda “II. Meşrutiyet Döneminde Anadolu’da Suç Ve Suçlular: 1912 Aksaray Kazası Örneği”, bildirisini sunmuştu. Ercüment hoca bu yeni bildirisinde 19. Yüzyılın Sonlarında Aksaray’daki sorunları dört başlıkta toplamıştır. Bunlar, güherçile ocakları meselesi, yolsuzluklar, yerel yöneticiler ve halk arasında yaşanan bazı sorunlar ve farklı nedenlerden kaynaklanan bazı sorunlar’dır.
Sarıay’ın tespitlerine göre yolsuzluk, haksızlık gibi olaylara karışanların önemli bir kısmı kamu görevlileridir. Yani tuz bile kokmuştur. 19. Yüzyılın ortasından itibaren Aksaray Niğde sancağına bağlı bir kazadır. Bahsettiğim bildiride 1800’lerin sonlarındaki Aksaray incelenmiştir. Sarıay, bildirisinin sonuç kısmında şu ifadelere yer vermektedir: “Sosyal ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak yerel yönetimle halkarasında şikâyetlere konu olan küçük çapta gerginlikler yaşanmıştır. İdari makamların yetkileriniusulsüz bir şekilde kullanmaları ve kamu düzenini sağlamakta yetersiz kalmaları zaman zaman halkırahatsız etmiş ve kimi tepkilere yol açmıştır.Bütün bu gelişmelere bakıldığında, Osmanlı coğrafyasının değişik bölgelerinde yaşanan sosyal,ekonomik, idari vb. sorunlara Aksaray kazasında da rastlanmıştır. Bu sorunların kamu düzenini zamanzaman olumsuz etkilediği söylenebilir. Daha çok kişisel nedenlere dayanan bu sorunlar büyük toplumsalolaylara yol açmamıştır. Merkezi hükümetin ve yerel yönetimin aldığı önlemlerin bunda etkili olduğunu söylemek mümkündür” (Sarıay, s.34).