AZM-İ MİLLÎ T.A.Ş. -10-
08 Temmuz 2019, Pazartesi 09:10Bu elektriği demir tellerle herhangi bir tarafa gönderirsek oraya bir kuvvet oluşturur. Gördüğünüz makineleri döndürürüz. Bulduğumuz her şeyi ölçmek, tartmak, istediğimiz yere istediğimiz kadar kuvvet vermek lazımdır. Bunu ne yapalım elle tutulmuyor. Elle tutulmuyor, gözle görülmüyor. Bunu da çıkardığımız anladığımız kuvvetine göre teşbiye ile ancak tarif edebiliriz. İçi pürüzlü bir su borusu ile yine içi pürüzsüz cilalı ikinci bir su borusu ile alalım. İkisine de birden aynı miktarda su salıverelim. İkinci pürüzsüz cilalı borudan su daha çabuk öbür başa çıkar değil mi? İşte bu sürate elektrik dilinde amper kuvveti derler. Karşılığı litredir. Elektrik akımının şiddeti me’asinedir. Bu amper şiddeti İstanbul’un elektriğinde 110, bizim elektriğimizde 220’dir. Bizimki bir misli daha fazladır. Yukarıda dediğiz borularda, karşılaştığı pürüze göre bir milimetresine günde bir altmış metre uzunluğundaki vahit kıyastaki akıntısında ohm kuvveti denilir. Geçtiği tel ne kadar uzun olursa karşısına çıkan mânialar o kadar çok, ne kadar geniş olursa bu mânialar o kadar az olur. Şu halde elektrik telleri ne kadar kalın olursa o kadar faydalıdır. Buradan gelen bir su herhangi bir kapalı yere giderse oraya dolar, birikir. Sokuldukça havuzdaki suyu kesilir. İşte elektriğinde böyle bir havuzu vardır. Bunun yükselişine volt denir. Mukabili metredir. Su bir havuza yayılır. Yayılan havuzun duvarları kuvvetsiz olursa suyun baskısından yıkılır, değil mi? İşte bu baskın yani tazyik dahi volt derler. Tazyik ne kadar çok olursa cereyan yani itme kuvveti de o kadar çok olur. Kaldı ki kilovat. Bunu nasıl anlatalım. Yine sudan imdat. Su borusundan saniyede 10 litre su geliyor. Havuzda da iki metre su birikmiş. Şimdi harca ne kadar su verebiliriz. 10 adedini ikiye darp edersek yirmi litre olduğu anlaşılır. İşte bunu elektriğe döndürürsek buna elektrik lisanında kilovat derler. Amper kuvvetinin volt kuvvetine darbından çıkar. Bizim şimdilik boğazda bir turbin ile elde ettiğimiz kuvvet 15.000 kilovattır. Bir kilovat bir saatte 1000 mum kuvveti yakar. Bildiğimiz beş numaralı gaz lambası beş mum kuvvetidir. Demek oluyor ki; bir kilovat 200 lambanın bir saatte yanışına bedeldir. Hesap edersek 3 milyon lambayı bir saatte yaktığımızda ne kadar gaz yağı gidiyorsa bizim şimdiki elektrik kuvvetimiz o kadar gaz yağı tasarruf ediyor. O kadar gaz yağının yapabileceği işi yapıyor. Bir kere tasavvur edin. Cumhuriyet bize ne büyük işler yapmıştır. Bu kuvvet gün geçtikçe ihtiyacımız arttıkça daha çoğalacaktır. Şimdilik evlerinizde gaz yağından beş on misli ucuz ışık elde etmiş oldunuz, elektriğin de ne demek olduğunu anladınız. İlim öğreninceye kadar zordur. Öğrendikten sonra böyle kolaydır. Bu elektrik bahsi bizde en yüksek mekteplerde okutuluyor. O da yarımız layıkıyla anlayamazdık. Çünkü bize ona lisanıyla söylemezlerdi. Böyle çok bilen hiçbir şey anlatmayan efendinin bize hizmetçisini çağırarak “leb deryaya git, sefinenin gelip-gelmediğini anla demiş, herif peki deyip çıkmış anladığını yapmış, gelmiş. Efendim, sevkiyeye gittim. Leblebinin döbisi ne dindar dedi demiş.
Tıpkı bunun gibi ilim ilim diye korkarız. Deniz kenarına git kiminin gelip-gelmediğini anla diyeydi, anlatırdık. Anlaşılan bir işi yapmaktan kolay ne var. İlmi de bir kere böyle ana lisanında anlarsanız göreceksiniz ki ne kadar tatlıdır ve ne kadar kolaydır.
Artık ey aziz köylü siz de bir elektrik mütehassısı oldunuz, değil mi?
Öyleyse var olsun bilgi!. .”
Gücünkaya Köyü’nde, boğaz denilen mevkide kurulan elektrik tesisatı hakkında Vali Ziya Bey’in izahatı şöyledir:
“Elektrik tesisatı için boğazdaki Aksaray ırmağı mecrasında sekiz yüz metrelik cetvel (kanalı) yapılmış, bu cetvel vasıtasıyla saniyede asgari dört metre mikap (küp) su akmaktadır. Turbindeki sukutu irtifa 14,64 metredir. Türbinin ağzı 1,94 metre kutrunda (çapında) olup gittikçe darlaşarak 0,75 metreye kadar iner. Türbinin helezonundan geçen suyun kuvvetiyle dinamo, dakikada 500 devir yapmaktadır. Türbin tertibatı iki helezona munkasım (bölünmüş) ise de şimdilik birisi sağır bırakılmıştır. Dinamoda istihsal edilen kuvvet 15,000 volttur. Bu kuvvet, teller vasıtasıyla Aksaray un fabrikasındaki transformasyon dairesine giriyor. Oradan hem un fabrikasını tahrik ve hem de kasabayı tenvir etmektedir. Şimdilik 300 bargir kuvvetinde (beygir gücü) olan bu kudret, günde 30 bin kilo un öğüten fabrikayı ve şehir tenviratını idare ettikten başka hayli miktarı tasarruf edilmektedir. ”
Elektrik ve Un Fabrikası’nda bulunan makinelerin faaliyeti ile alakalı Mösyö HayerRasberg ile Aksaray Vilayet Gazetesi müdürü ve muharririnin yaptığı röportajı aynen aktarmanın hem o günün elektrik teknolojisi hem de yerel basın çalışmaları hakkında bilgi edinme adına isabetli olacağı kanaatindeyiz.
—Memleketimizde bu neslin iktisat abidesinin kudret ve kabiliyeti hakkında malumat itasını Alman mühendislerinden Mösyö HayerRasberg rica etmiştim. Nezaket mahsusasıyla zirdeki izahatı lütfettiler:
Kuvvet-elyevmUluırmak üzerinde müessis elektrik santralimizde üç yüz bargir kuvvetinde bir su türbini mevcut olup santral tarz inşası ilerde fazla kuvvete ihtiyaç has edildiği takdirde ikinci bir türbinin vaz’(koyma) ve bu suretle beş yüz ile altı yüz bargire kadar tezyidine müsait bir surettedir. Burada en ziyade nazar-ı itibara alınacak nokta kuvvetli bir su setti ve fenni bir kanaldır. Hâlihazırdaki kuvvetten Azm-i Milli Şirketi’nin değirmeni ancak yüz bargir sarf ediyor. Aksaray Vilayeti encümenin belediyesinin projesine nazaran şehrin tenviri için de yalnız yüz bargirlik(beygirlik) kuvvete ihtiyaç vardır.
Binaenaleyh yüz bargir kuvvetimiz boş yere muattal kalıyor. Bunun için bu kuvvetle civarımızdaki Nevşehir’i tenvir etmek kolayca kabildir. Burada yalnız 35 bin voltluk yer hattı ve biri Nevşehir’e inşa olunacak diğeri de boğazdaki santralde olmak üzere iki transformatöre ihtiyaç vardır. Bunun için lüzumu olan masarifatı Nevşehir ve Aksaray Belediyesi’nin deruhte etmeleri menfaatleri icabınadır.
—Bu yardım kâfi midir?
Aynı zamanda hükümetimizin de yardımı rica edilmelidir. Bu suretle atılan ilk adımla ileride şimale doğru kol atmak ve tedrici bu surette o havaliye lazım gelen elektrik kuvveti tevzi ederek Yahşihan’da tesisat ile irtibat temin etmek, aynı zamanda Kızılırmak’ta inşası tasvir olunan büyük santral ile bağlanmak pek kolay ve istifadeli olacaktır. Hattın bu suretle temdidi esnasında kuvvetimiz kafi gelmediği takdirde yukarıda arz edildiği veçhile santralimiz ikinci bir türbine vaz’ (koyma, yerine koyma) ile bu mesele halledilebilir. Bu tesisat bize tabi ve basit bir surette Ankara-Konya arasındaki havaliyenin elektriklenmesini temin edecektir. Bu tarzda bağlanma hattın her zaman için hem Yahşihan hem de Aksaray icabında da Konya’dan elektriklenmesi imkânı bahşedilecektir. Farzımuhal bir mânia zuhurunda (harp gibi) yalnız bir noktadan hattın toparlanması kabil olacaktır.
—Bu hayali projenin de hakikat olabileceğine kani misiniz?
Bu fikirler birer hayal olmayıp, bilakis ihtiyaç dolayısıyla ve halkın elektrikten göreceği istifade dolayısıyla kendiliğinden tedrici bir surette yapılacak hakiki ve tabi projelerdir.Zikre şayan ikinci bir nokta da; Aksaray tesisatı dolayısıyla bir takım yerli amelenin direk tedarik etmek ve direk dikmek işlerinde peyda etmiş oldukları ihtisas dolayısıyla mesarifin bir kısım mühimmenin memlekette kalacağı, yalnız makinelerin celbidir. Lüzumu olan bakır kabloların ise İstanbul’dan tedariki kabildir.
—Gösterdiği nezakete ve ita ettiği malumata teşekkürle kendilerinden ayrıldım.