GAZİLERLE ANITKABİR ZİYARETİMİZ
12 Kasım 2019, Salı 08:4610 Kasım 2019, Pazar günü saat 04.00’te Kurşunlu Cami önünde Türkiye Muharip Gaziler Derneği Aksaray Şubesinden gazilerimiz ile buluştuk ve Ankara’ya revan olduk. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 81. Yıldönümü vesilesiyle Anıtkabir’deki anma programına katıldık. İnanılmaz bir sevgiyi bizzat üçüncü defa görüşümdü. Hemen yanımda bir bayan ellerini açıp dua ediyordu. (muhtemelen Fatihalar hediye ediyordu) Dokuz buçuk gibi alandan ayrılmadan gazilerimiz hatıra fotoğrafları çektirdiler. Bu arada vatandaşlarımız da gazilerimizle fotoğraf çektirmek için sıra bekledi.
Anıtkabir’e gidenler bilir ki tören alanına iki taraftan ulaşım vardır. Birisi meşhur arslanlı yol iken diğeri de onun karşısındaki merdivenli giriştir. Bu basamakların hemen sağındaki oda sergi salonudur. Daha evvel de eski fotoğraf ve gazetelerden oluşan sergiyi gezmiştim. Bu defa farklı bir sergi vardı. Şimdiye kadar hiç gün yüzü görmemiş belgelerden oluşan serginin muhtevası da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cenaze ve defin sürecindeki işlemlerle alakalıydı.
“Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Anıtkabir Komutanlığınca, 10 Kasım'da Anıtkabir Komutanlığı Müzesi'nde "Dolmabahçe'den Anıtkabir'e" sergisi açılacaktır. Sergide, Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının ardından 1938 ile 1953 yılları arasında Dolmabahçe'den Anıtkabir'e son yolculuğuna ilişkin detayların bulunduğu, Devlet Arşivleri Başkanlığında muhafaza edilen ve daha önce yayınlanmamış 12 belge ilk kez kamuoyuna tanıtılacaktır” ifadeleriyle birkaç gün öncesinden duyurulan bu belge sergisinin emektarlarından birisi hemşehrimiz olan Orhan Özdil’dir. (Daha önce de yazdığım gibi Orhan Özdil, hem ağabeyim hem de hocamdır. Kendisinden çok şey öğrendim ve devam ediyor bu süreç.)
*
Buradan Etnoğrafya Müzesi’ne geçtik. Ulu Cami’nin minberinin kapı kanatlarının orijinallerini bir daha gördük. Müze girişinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938-53 arasında 15 yıl boyunca kaldığı yerin önünde Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran hocamız tv’ye açıklama yapıyordu.
Akabinde ise hemşehrimiz Eraslan Er’i ziyarete gittik. Kendisi Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcılığına getirildi malumunuz. Babası da 1992’de şehit olan ve adına okul bulunanemniyet müdürü Ali Er’dir.
Eraslan Er Bey çok samimiydi. Güzel bir sohbetimiz oldu. Sohbetin bir kısmını Aksaray tarihi oluşturdu. 1469-1989 arasındaki 520 senelik tarihçemizi özetlemeye çalıştım. Kendisi de tarihe oldukça meraklı. İstanbul’daki Aksaray’ın isim kaynağından Evliya Çelebi’nin Aksaray hakkındaki ifadelerine kadar pek çok konudan haberdar olunca haliyle sohbet daha tatlı oldu. Tüm gazilerimiz gibi ben de bu önemli göreve layık görülen hemşehrimiz ile gurur duydum. Allah’ın izniyle daha nice Aksaraylıyı böyle mühim vazifelerde muvazzaf görürüz.