KAPİTÜLASYON

Osmanlı döneminde yabancılar mallarını limanlarımıza getirir pazarlardı.

Buna kapitülasyon denirdi.

Cumhuriyet Türkiye’sin de kapitülasyona son verildi.

Yerli üretimin önüne açalım dendi.

İyi de oldu.

Gel gör ki serbest pazar ekonomisi ile kapitülasyon yeniden hortlatıldı.

Elektrik ve su malzemesi satan dükkancı ile sohbet ederken dükkandaki malların yüzde 80’inin Çin malı olduğunu öğrendim.

Çok üzüldüm.

Bütün dünya ekonomisini alt üst eden Çin dünya pazarlarına çok ucuz mal ihraç ettiği için yerli sanayi tökezledi.

Maliyeti pahalı da olsa yerli sanayinin korunması lazım.

Demokrat Parti iktidarında başbakan rahmetli Adnan Menderes;

Amerika’dan yarı fiyatına silah alıyorum diyerek Kırıkkale silah fabrikasını kapattı. Gazocağı fabrikası yapıldı.

Ancak davulun sesi sonradan gelmeye başladı.

Elden gelen öğün olmaz o da vaktin de bulunmaz denir ya öyle oldu.

Kırıkkale silah fabrikasında yeni gelişim silah üretilseydi Avrupa ve Amerika değil Türkiye’de silah ihraç ederdi.

Bu gelişimle füze çağına Türkiye’de imza atardı.

İşin daha da vahimi Akdeniz ve Ege sahillerimiz yabancıların istilasına uğradı.

Beş yerine on verip iyi para ediyor diyen mülk sahipleri arazi ve arsalarını yabancılara kaptırıyor.

Bir zamanlar yabancıların mülk edinmesi yasaklanmıştı.

Sonradan ne oldu bilmem.

Lise olmazdan evvel orta okul müdürü Arap oğlu İbrahim bey anlatırdı.

Yahudiler Filistin topraklarını bol para vererek satın aldılar. Sonra da Filistinlileri bu topraklardan kovarak İsrail devletini kurdular.

Yabancılar biz Türklere Akdeniz ve Ege sahillerinden çıkın derse ne olacak.

Misak-ı Milli sınırlarımızın bir anlamı kalır mı?

Bir de yurt içi kuruluşlardan en sonda tekel satıldı.

Yani, kapitülasyonun daniskası başımız üstünde.

Demoklesin kılıcı gibi dikildi.

Türk toplumu bütün bunları böyle değerlendiriyor.

Ben de tercümanlık ediyorum.

Vekillerimize selam olsun.

Kalın sağlıcakla...