KAYNAK KİTAP MUAMMASI
27 Eylül 2019, Cuma 10:12Bilindiği gibi şu günlerde halen devam eden okul harcamaları ve bunların ne kadarının gerekli olup olmadığı meselesi var. Üç çocuğundan ikisi öğrenci olan bir baba olarak haliyle benim de gündemimde olan bu mevzu hakkında son günlerde hem öğretmenlerle hem de kitapçılarla/kırtasiyecilerle görüşmelerim oldu.
Evvela 2018’in Eylül’ündeki şu haberi hatırlatalım:
“MEB, kaynak yayın aldıran okullara soruşturma açın, dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim ile Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, 81 il Valiliğine resmi yazı yazarak Bakanlıkça dağıtımı yapılan ders kitapları dışındaki hiçbir materyalin öğrencilere aldırılmaması, bunun aksine hareket edenler hakkında Valilikçe işlem tesis edilmesini istedi”. Hatta devamında da şöyle deniliyordu haberin:
“Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, 25.09.2018 tarih ve 17411997 sayılı yazıları ile; "İlgili mevzuat hükümlerine uyularak Milli Eğitim Bakanlığınca öğretmen ve öğrencilerimize dağıtımı yapılan ders kitapları dışındaki diğer yardımcı materyallerin; okullarda/kurumlarda reklam ve tanıtımının yapılmasına izin verilmemesi, öğrencilerimize aldırılmaması, kullanımı konusunda zorlayıcı tutum içerisinde bulunulmaması ve velilere maddi külfet oluşturacak uygulamalardan kaçınılması, yönetici ve öğretmenlerimizin bilgilendirilmeleri ve aksi uygulamalarda bulunanlar hakkında gerekli idari işlemlerin yapılması için Valiliğinizce her türlü tedbirin alınması hususunda..." açıklamasıyla tüm valilikler uyarılmıştır”.
Şimdi ben de bundan sonra MEB’den yeni bir açıklama yapıldığını duymadığımdan kaynak kitap aldırmalarına akıl erdiremedim. Kızlarım “şu ders için şu kaynak falan kitapçıdaymış. Öğretmenimiz bizim için indirim yaptırmış. Muhakkak alacakmışız” deyince nedir bu işin aslı diye öğretmenlerle görüştüm. Fikrine müracaat ettiğim öğretmenlerin tamamına yakını benim gibi düşünüyor. Yani bakanlığın böyle bir kararı olmasına rağmen ek kaynak kitap alımının saçmalığında hemfikiriz. Ama bir şey değişmiyor ki! Öğretmenler, ders kitaplarının çok yetersiz olduğunu, ek kitaplar, yayınlar alınmadığı sürece çocukların bir yılı neredeyse boş geçireceğinin altını çiziyor. Ve yine “akıllı defter” diye satılan ve aldırılan yayınların da tartışılması gerektiğini ifade ediyorlar. Bu hususta öğretmenler ikiye bölünmüş durumda. Bazıları “akıllı defter demek tembel öğretmen ve öğrenci demektir” derken bazıları da zamandan tasarruf olduğunu dillendiriyor. Ama ilk görüşü savunanlar, özellikle matematik, fen ve Türkçe derslerinde tahtaya yazılmış bir problemi öğrencilerin defterlerine geçirmelerinin öğrenme açısından çok daha faydalı olacağının altını çiziyor.
Kitapçılardan ikisi ile görüştüm. İkisi de durumdan çok şikayetçi. Velilerin bu kaynakların pahalı olmasından dertlendiğini ve devletin verdiği kitap yetersizce kalitesi üzerinde durulmasını söylediklerini aktarıyorlar. Yine kitap satan kırtasiyecilerden birisi “vallahi biz bu kitaplardan neredeyse para kazanamıyoruz” demesin mi? Vallahi kusura bakmasınlar ama ben buna inanmam işte. Bir akıllı defterin etiketi 54 lira ve indirimli hali de 40 lira civarında. İçinde serpiştirilen sorulara baktım. Bu defterler öyle çok fazla bir emeğin mahsulü değiller. Yayınevi de kitabı satan kırtasiyeci de parasını alâsıyla kazanıyor bence.
Velhasılı devletimizin yetkililerinden, en başta MEB’den bu muammayı çözmelerini istiyoruz. Ders kitapları hakikaten yetersiz mi? Eğer böyle ise içeriği ve hacmi artırılsın ama sadece devletin verdiği kaynak kullanılsın. Ek olarak aldırılan kitaplar haliyle standart değil. Kimi “x” kimi de “y” yayınevinin kaynağını beğeniyor ve bunlar da belli kitapçılarda satılıyor. “En son şu fiyat” dedikleri bile velilere tuzlu geliyor. Bir suluk, sırf üzerinde görsel var diye 85 lira olur mu? Bir çanta “lisanslı” denilerek valiz takımı fiyatına satılır mı? Serbest piyasa tamam ama bir yerde de denetim olmalı. Hepimiz biliyoruz ki zaten zamlardan dolayı vatandaşlarımız zor durumda bir de bu ek masraflar belimizi iyice büküyor. Hepsinden önemlisi ve evveli ders kitapları dışında aldırılan bu kaynak kitap muammasıdır. Okul yönetimi başımız ağrımasın diye velilerden imza alıyor. Yani “zorla aldırılmadı, biz istedik” anlamına geliyor bu imzalar. Bir öğretmen ya da müdür imza bile alsa MEB’in kararına ters düşmek riskine girer mi? Gördüğüm kadarıyla öğretmenler iki arada bir derede kalmış. Veliler nerede kalmış? Ay sonunu getirebilme mengenesi arasında!