SARIKAMIŞ SAVAŞI’NA HAKKANİYETLİ BAKABİLMEK MÜMKÜNDÜR -1-
24 Aralık 2019, Salı 10:25Üniversiteye akranlarımdan epey sonra başladığım 2002 yılından kısa bir süre sonra Sarıkamış Savaşı hakkında her kitabı temin etmeye, okumaya, savaş hakkında yeni şeyler öğrenmeye gayret ederim. 2000 başlarından 2019’a epey zaman geçti ve bu süreçte Türkler başta olmak üzere dünya pek çok yeni bilgi öğrendi. Yeni görüntüler, yeni fotoğraflar her geçen yıl var olan bilgiye, hafızaya yeni şeyler ilave etti. Bu sürecin tartışmasız en önemli aktörü Prof. Dr. Bingür Sönmez hocadır. Onun sayesinde gündeme gelen Sarıkamış Savaşı hakkında yeni şeyler yazanlar yine hocamızın katkılarıyla eserlerini zenginleştiriyorlar. Ben de bunlardan birisiyim. Sarıkamış Savaşı hakkında bir arkadaşımla ortak yazdığımız makaleye görsel malzemeyle çok katkıda bulunan Sayın Sönmez’e ne kadar teşekkür etsek azdır. Bahsettiğim makalemiz İngiltere’de, bir aksilik olmazsa Şubat ayında okurlarla buluşacak.
Sarıkamış Savaşı’na son senelerde bazı çevrelerce maalesef sloganlarla bakılmaktadır. Kimisi savaşı konuşmak yerine Enver Paşa’ya sövmekle kimisi de abartılı iltifatlarla hakikati bilmem kaç bilinmeyen denkleme dönüştürmenin peşindedir. Hâlbuki savaşın ne olduğu veya ne olmadığı konuşulabilir. Fakat halen ya kaç bin kişinin donduğu ya da Enver Paşa'nın hainliği ya da kahramanlığı meselelerini bir tarafa koyup da meselenin künhüne odaklanamadık. Toplumun geneline yakını böyle maalesef. Bingür Sönmez, Tuncay Öğün, Ramazan Balcı, Necati Bölükbaşı, Yavuz Özdemir başta olmak üzere savaş hakkında güzel eserlere imza attılar. Bu eserleri okuyanlar az önce yakındığım sloganik ifadelerden uzak dururlar. Sarıkamış Savaşı başta olmak üzere yakın dönem Türk tarihine hakkaniyetli bakmak zorunda hissederler.
Ben birkaç yazıda savaş hakkında bir şeyler izah etmeye çalışacağım.
Sarıkamış Savaşı 1914 yılının 22 Aralık’ında başlayıp 1915’in ilk on gününe kadar devam etmiştir.
Sarıkamış Savaşı’ndan seneler önce bilindiği gibi 1877-78 yılları arasında Osmanlı-Rus savaşı vuku bulmuştu. 93 Harbi diye meşhur olan bu savaştan sonra Kars, Ardahan ve Batum artık Rus toprağıydı. Bilindiği gibi Sarıkamış, Kars’ın Erzurum sınırına yakın olan bir ilçesidir. 29 Ekim 1914’te Osmanlı Ordusu Karadeniz kıyısındaki Rus şehirlerinden Novorosisk, Kefe, Odesa ve Sivastopolu’a saldırınca (top ateşiyle) Osmanlı Devleti de kendi isteğiyle savaşa girmişti. Rusların elinde olan toprakların alınması Kafkas cephesinin asıl hedefiydi. Ama şartlar hiç de münasip değildi. Fakat imkânsızı denedi Türk ordusu. Enver Paşa bu hayale o kadar inanmıştı ki kim itiraz ederse etsin dinlemiyordu. Bir dönem kendisinden ders aldığı hocası olan III. Ordu kumandanı Hasan İzzet Paşa iklimi, araziyi ve eldeki imkânları değerlendirerek harekâtın başarısız olacağını, ertelenmesi fikrini söylediğinde onu dinlemedi ve III. Ordu Kumandanlığını kendi üzerine aldı. Harp tarihi uzmanları bu alışılmadık zoraki kumanda kararı için belki de en önemli hatalardan birisi buydu derler. Sonrasındaki süreçte artık dönülmez bir yola girilmişti ve plan dahilinde saldırıya geçilecekti. Halen tartışılan plan için başarılı denilir ama kağıt üzerinde! Harita üzerinde güzel olsa da arazide umulduğu gibi olmayacaktı da onun için bu şerh düşülür.
Harekâtı yapacak olan 9, 10 ve 11. Kolordudan oluşan III. Ordu’nun en önemli problemi mevsime göre kıyafetlerinin olmayışı ve geri plandaki destek sorunuydu. Normalden daha iyi beslenmesi gereken asker tam tersine normalden daha da kötü besleniyordu.