ŞEHİRDE KAÇ ARŞİV VAR?
26 Eylül 2019, Perşembe 09:02Geçenlerde Kanal 68 TV hem Aksaray Belediyesi Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi ve bu müzeye bağlı arşiv hakkında röportaj için ziyaretimize geldiler. Ben de müzemiz hakkında kısa bilgilendirme sonrasında arşivdeki belge, defter vs hakkında açıklamalar yaptım.
Burada şöyle bir ifade kullandım: “Şehirde Aksaray Belediyesi Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi’nin arşivi haricinde arşiv yok. Belediyenin yok, valiliğin yok”.
Bu ifadelerimden rahatsız olup “ne demek yok?” diyen olmuş? İyi de bu satırların yazarı 16 yıldır Aksaray tarihi üzerine araştırma yapan birisi. Haliyle mesnetsiz konuşmuyoruz.
Aksaray Belediyesi daha önce yandığı için, 1920-33 arasında vilayet, 1989’a kadar ilçe olan şehrimizin mülkiyesinin yani Aksaray Valiliği’nin arşivi de bu sebep başta olmak üzere arşivinin başına işler geldiğinden…
Ticaret ve Sanayi Odası’nın arşivi olmadığından…
Sağlık İl Müdürlüğü’nün arşivi kalmadığından…
Uzatmaya gerek yok. Kısacası ben bu kurumların idarecileriyle bizzat ve defalarca görüştüğümden “şehirde tek arşivi olan Aksaray Belediyesi Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi Arşivi’dir” derim.
Bu arada Aksaray Belediyesi Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi Arşivi de tam değildir. Yakın zamanda maalesef bazıları farkında olmadan, cehaletleriyle, bilinçsizce arşivin bazı kısımlarına zarar vermişler. Geçenlerde emekli birkaç ağabey geldi ve itiraf etti. Çok pişman olduklarını söylediler. 15 sene önce yaşanmış bu olayla alakalı olarak yaptıklarını itiraf eden emekli yine bir şeyler anlattı da haberimiz oldu. Ya bilmediklerimiz. Mesela iki cilt albüm, 1980’li yıllarda fabrika işçilerini çalışırken gösteren video kasetten bahsediliyor ama bunlar da yok. Arşivimizi her gün biraz daha zenginleştirme çabasındayız. Bazı emekliler kendilerinde olanları da getirdiler. Getirmeye de devam edeceklerine inanıyorum.
Kısacası Aksaray Belediyesi Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi Arşivi şehirde bilinen tek arşivdir. Biz bununla övünmek için değil, bir yerde üzüntümüzü dile getirmek için söylüyoruz. Yani diğer kurumların da arşivi olsaydı şehrin yakın tarihi hakkında daha ciddi bilgilerimiz olurdu. Belgesiz tarih olmaz bilindiği gibi. Ama bu saatten sonra elimizdekine çok iyi şekilde sahip çıkacağımız gibi daha da zenginleştirmeye gayret edeceğiz. Bu konuda vatandaşlarımızdan da sıklıkla bir isteğim oluyor. Kendilerinden bodrum ya da çatı katlarındaki atıl duran belgelerin, fotoğrafların değerlendirilmesi için yetkililerle görüşmelerini en azından birer kopyasını kütüphaneler, üniversite, belediye, valilik gibi kurumlara vermelerini istiyorum.
***
Bu arada birkaç defadır bana “filan da senin gibi tarihle alakalı bir şeyler paylaşıyor. Seninle yarışmaya kalkıyor, haddini bilmiyor” gibisinden sözler söylediler. Niyetleri tam olarak nedir bilemiyorum ama şık değil bu yaptıkları. Kendilerine bu davranışlarının, yaptıkları yorumların hoş olmadığın izah ettim. Bir de buradan yazıyorum. Bu şehrin kadim tarihini bırakın birkaç kişiyi onlarca kişi tam olarak yazamaz. Zaten sosyal bilimlerde son nokta diye bir şey yoktur, bu birincisi. İkincisi ilim kimsenin tekelinde değildir. Bu konuda hasetlik eden zaten en başta kendisiyle, yani ilim adamlığı ya da ilim adamı adaylığı ile çelişir. Zaten kimse kimseye engel de olamaz. Muhakkak hakikat galip gelir. Gerçeklerin muhakkak gün yüzüne çıkmak gibi bir özelliği vardır. Bu “a” şahsı ya da “b” şahsı olur ama muhakkak birilerinin vesilesi ile ortaya çıkar. Demek ki kötü niyetliler asla kazanamaz. Demek ki köstek olmakla ele bir şey geçmez. Ben her zaman diyorum, yeniden ifade edeyim: Bu şehrin tarihine ciddi anlamda katkıda bulunan herkese azına çoğuna bakmadan teşekkür etmek, bu iyi niyetli ve ciddi insanları desteklemek gerekir. Gerisi laf ü güzaftır. Geçenlerde de yazdığım gibi, başkasının methiyesine de hasetliğine de bakmıyorum. Ben işime bakarım!