TÜRKİYE’NİN YAKIN TARİHİ -6-
09 Kasım 2018, Cuma 09:17II. Meşrutiyet’te Neler oldu?
Kanun-i Esasi'nin yürürlüğe girdiği, tüm vilayetlere, livalara milletvekili seçimleri yapılmasına ilişkin emirlerinin gönderildiği Temmuz ve Ağustos 1908 günlerinin coşkusu haftalarca sürdü. Osmanlı’dan cumhuriyete ülkemizin yakın tarihini anlamak için eserlerine başvurulan müelliflerden birisi olan merhum Ahmet Bedevî Kuran, II. Meşrutiyet için şu ifadeleri yazmaktadır: “Meşrutiyetin nihayet fiilen gerçekleşmesiyle neticelenen olaylar, gerek tek tek, gerek topu birden vatanperverliğin en yüksek dereceli bir şaheseridir. Hele ilk günlere ait safhalar ve gelişmelerde ne kadar iyi niyet ve ne büyük fedakârlık duygusu var! İnsan hayran kalıyor. O ne temiz hava, o ne samimî hareketti!”. Bu görüşün tam tersini savunanların da olduğunu biliyoruz. Elbette herkes kendi cephesinden bakıyor. Fakat hangi hadise olursa olsun dönemi itibariyle değerlendirilmelidir. Mezkûr dönemdeki hadiselerden kısaca bahsetmenin isabetli olacağı kanaatindeyiz.
Uzun zamandır tatil edilen Meclis-i Mebusan açıldı
Meclis-i Mebusan seçimleri 1908 yılının Kasım-Aralık ayları içinde yapıldı. Gayr-i müslimler için nisbi temsil isteyen Rumlar, Beyoğlu seçimini kanunsuz ilan ederek 9 Kasım 1908 günü protesto gösterileri yaptılar ve seçimin sekiz gün daha uzatılmasını talep ettiler. Özellikle seçmenlerin oy vermeden önce kimlik göstermelerinin zorunlu bulunduğu İstanbul'da seçimler tartışmalı oldu. 21 Kasım'da Beyoğlu Rumları, bu önlemi protesto ettiler ve ertesi gün, önde gelenlerinin yönetiminde, Bab-ı Ali önünde gösteri yaptılar. Sadrazam Kâmil Paşa, şikâyetleri dinledikten sonra, seçim yolsuzluklarından bahsedenlerin yalnızca Rumlar olduğunu söyledi. Aslında şikâyetlerin meclise getirilmesi gerektiğini, o zaman belli yerlerdeki seçimlerin geçersiz sayılıp sayılamayacağına onun karar vereceğini belirtti. Sadrazamın cevabı, önde gelenleri tatmin etmiş gibi görünüyordu. Ancak kalabalığın dağılmak istememesi bazı olaylara yol açmıştı.
Meclis 17/12/1908 de açıldığı zaman, meclise tamamen İttihat ve Terakki hâkim olmuştu. Seçimler ittihat terakkinin denetimi altında kasım ayında yapıldı. Oy pusulalarının düzenlenmesinde halka dağıtılmasında ve sandık gözlemcilerinin saptanmasında ittihatçılar büyük rol oynadılar. Oy verme işi bittikten sonra sandıkların mahallerinden alınarak önceden belirtilen yerlere getirilmesi büyük törenlerle oldu. İstanbul ‘da sandıklar Harbiye Nezareti, Şeyhülislamlık Kapısı ve Bab-ı Ali önlerine bando mızıka ile getirildi. Açılmalarından önce demeçler verildi, şiirler okundu ve şarkılar çağırıldı. Vilayetlerde de buna benzer törenler yapıldı.
Seçimlerde İttihat ve Terakki namzetlerine rey verilmiştir. İkinci Meşrutiyet bir bakıma bu cemiyetin eseri idi. Halk şahısları tanımadığı halde, sırf meşrutiyete âmil oldular diye İttihat ve Terakkinin namzetlerine rey vermiştir. Ve cemiyet bütün ülkeye kök salmış durumundan faydalanarak seçimi ezici bir çoğunlukla kazanmıştır.
Meşrutiyet yönetimi ikinci kez ilân edilirken bir de af çıkarılmıştır. Başlangıçta bu af kararı Makedonya’daki İttihatçıları kapsıyordu. Fakat içeriden ve dışarıdan tepkiler gelince 29-30 Temmuz tarihlerinde genel affa dönüştü. Önce Rumeli’deki siyasî suçlular, sonra cezasının üçte ikisini çekmiş olan suçlular, daha sonra bütün suçlular kademe kademe af kapsamına alındı. Aslında devlet otoritesi çok zayıflamış ve hükümet durumu kontrol edemeyeceğini anlayınca işi genel affa çevirmişti. 31 Temmuz’da da hafiye örgütünün kaldırıldığı ilân edildi.