ABAYLAR
Aksaray
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

TÜRKİYE’NİN YAKIN TARİHİ -9-

22 Kasım 2018, Perşembe 09:07

Trablusgarb ve Balkan Harbi’ndeki yenilgiler, üzüntüler derken Osmanlı ahalisini daha da şaşırtan başka bir hadise oldu: Babıali Baskını!

İşte bu durumda 23 Ocak 1913 günü İttihat ve Terakki Babiâli Baskını’nı gerçekleşti. İttihatçılar büyük bir kalabalık halinde Edirne için sloganlar bağırarak Babıali'ye yürüdüler. Enver Paşa, Babıali'de doğru Kâmil Paşa'nın yanına vardı ve istifasını yazdırdı. Yazıyı alıp padişaha gitti ve sadarete Mahmut Şevket'in atanmasını sağladı.

Londra antlaşmasına göre Rumeli’yi ellerine geçirmiş olan Balkan devletleri, bu toprakları paylaşamıyorlardı. Bulgarlar, 29 Haziran 1913’te, eski müttefikleri olan Sırp ve Yunanlılara karşı, taarruza geçti ve bu suretle ikinci Balkan Savaşı başlamış oldu.

Sırpların ve Yunanlıların karşı taarruzu sonucu, Bulgar Ordusu mağlup oldu. Bulgarlar, bu muharebeler sırasında, Çatalca’daki kuvvetlerinden Önemli bir kısmını çekmek zorunda kalmışlardı. Bu durumdan ve Bulgaristan’ın Midye-Enez sınır hattının tespiti işine yanaşmamasından faydalanan Osmanlı kabinesi, İngilizlerin protestosuna rağmen, 13 Temmuz 1913’te Çatalca ve Bolayır cephesinden taarruza geçti. 21 Temmuz’da Kırklareli, 22 Temmuz’da Edirne geri alındı.

            Balkan Savaşları’nın yorgunluğu geçmeden neden ve nasıl girdiğimiz halen tartışılan I. Dünya Harbi’nin içinde bulduk kendimizi. Evinden 1911’de ayrılan askerlerin bazıları 1922’ye kadar yuvasına dönemeyecekti. İktidarı tamamen elinde tutan İttihat ve Terakki yönetimi kendi aralarında bile istişare etmeden savaşa girmenin kaçınılmaz olduğunu, bu savaş sayesinde kaybedilen toprakların geri alıbabileceğini düşünüyordu.

Dünya Harbi'nde Osmanlı Devleti ile Almanya'yı kader ortaklığına ve aynı ittifak içerisinde yer almaya mecbur eden 2 Ağustos 1914 tarihli Türk-Alman Siyasi İttifak Antlaşması dönemin padişahı Mehmet Reşat başta olmak üzere sadrazam ve dışişleri bakanı Prens Said Halim Paşa ve diğer yetkililerinin bilgileri dahilinde imzalanmıştı.

28 Temmuz 1914’te Avusturya-Macaristan’ın Sırbistan’a karşı savaşa girmesi üzerine Almanya da 1 Ağustos’ta Rusya’ya, 3 Ağustos’ta Fransa’ya, 4 Ağustos’ta Belçika’ya savaş ilân etti. 4 Ağustos 1914’te İngiltere anlaşmalar gereği Almanya’ya savaş ilân etti. Böylece tarihe I. Dünya Savaşı olarak geçen mücadele başlamış oldu. Savaşa daha sonra Japonya, Osmanlı Devleti, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Yunanistan da katıldı. Savaş Avrupa’nın batı, doğu, Galiçya, Balkanlar ve güney cephelerinde cereyan etti. Osmanlı Devleti’nin katılmasıyla da Kafkasya, Filistin, Irak ve Çanakkale Boğazı’nda sürekli muharebeler oldu. Asya ve Afrika’daki sömürgelerde, açık denizlerde de çarpışmalar vuku buldu.

Aynı gün Türkler umumi seferberlik ilân ettiler. Osmanlı hükümeti aslında tarafsız kalmak niyetindeydi. Ancak 10 Ağustos 1914’te Akdeniz’de İngiliz donanmasının takibinden kaçan Goeben ve Breslau adlı Alman kruvazörleri Çanakkale Boğazı’na girerek Osmanlı Devleti’ne sığındılar. Devletin tarafsızlığı Alman gemilerinin Türk sularını terketmesini gerektiriyordu. Kruvazörler Türk hükümetince satın alınmak yoluyla meseleye çözüm getirildi. Ancak Yavuz ve Midilli adı verilen kruvazörler de dâhil olduğu halde Osmanlı donanmasının Alman Amirali Souchon kumandasında 27 Ekim’de Karadeniz’e açılıp Rus gemilerini batırması, Sivastopol ve Novorosisk limanlarını topa tutması, Rusya’nın 2 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti’ne savaş ilân etmesine sebep oldu. Böylece Türkler bir oldubitti sonucunda Almanya ve Avusturya-Macaristan’ın müttefiki olarak savaşa katıldılar.