ABAYLAR
Aksaray
01 July, 2025, Tuesday
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇA­NAK­KA­LE

18 March 2025, Tuesday 06:00
18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇA­NAK­KA­LE

Hz. Âdem’in ev­lat­la­rı olan Habil ile Kabil ara­sın­da­ki kav­ga­dan bu yana, in­san­la­rın bir­bir­le­riy­le mü­ca­de­le­si sü­rek­li var ol­muş­tur. Halen devam et­mek­te ve ge­le­cek­te de sü­re­ce­ği gö­rül­mek­te­dir. Var olmak, ya­şa­mak, bir­bi­ri­ne üs­tün­lük kur­mak veya çok fark­lı se­bep­ler­le yü­rü­tü­len bu aman­sız mü­ca­de­le­ler­de bir grup insan zalim ol­ma­yı, şey­tan­la ortak ol­ma­yı ve dünya ha­ya­tı­nı; diğer bir grup in­san­da ya­ra­tı­cı­nın koy­muş ol­du­ğu ku­ral­la­ra uy­ma­yı, maz­lum­lar­la bir­lik ol­ma­yı ve ge­rek­ti­ğin­de ken­di­si­ne bah­şe­dil­miş en kıy­met­li değer olan ca­nı­nı bile feda et­mek­ten çe­kin­me­ye­rek “Allah’ın rı­za­sı­nı ka­zan­ma­yı” ve böy­le­ce ebedi olan ahi­ret ha­ya­tı­nı seç­miş­ler­dir.
Kuv­vet­li bir ima­nın ala­me­ti ola­rak kabul edi­len böyle bir ca­nın­dan vaz­ge­çiş, se­ma­vi din­ler­de şe­hit­lik kav­ra­mı ile kar­şı­lık bulur. Arap­ça­da “Bir olaya şahit olmak, bil­di­ği­ni söy­le­yip ta­nık­lık etmek, bir yerde hazır bu­lun­mak” gibi an­lam­la­ra gelen şe­hâ­det mas­ta­rın­dan tü­re­yen şehît (ço­ğu­lu şü­he­dâ), dinî bir terim ola­rak Allah yo­lun­da öl­dü­rü­len müs­lü­ma­nı ifade eder. Bazı âlim­ler, ca­nı­nı Allah yo­lun­da feda eden kim­se­nin hemen cen­net ni­met­le­ri­ne eriş­me­si­ne Allah ve me­lek­ler ta­ra­fın­dan şa­hit­lik edil­me­sin­den do­la­yı; “gören, ta­nık­lık eden” (şâhit) an­la­mı­nı esas al­mış­lar­dır. Aynı za­man­da “Şahit” Allah’ın (c.c.) güzel isim­le­rin­den­dir.
“Allah, ken­di­sin­den başka tanrı ol­ma­dı­ğı­na şa­hit­tir. Me­lek­ler ve ilim sa­hip­le­ri de ada­let­le şa­hit­tir (ki O’ndan başka Tanrı yok­tur. ) O, aziz­dir, ha­kim­dir.” (Âl-i İmrân, 18. ayet)
Kur’an-ı Kerîm’in bir­çok aye­tin­de öne­mi­ne vurgu ya­pı­lan ve 35 kez tekil (Şehit) ve 20 kez çoğul ola­rak (Şü­he­da yani Şe­hit­ler) kul­la­nı­lan şe­hit­lik kav­ra­mı, İsla­mi­yet açı­sın­dan en yük­sek ma­kam­lar­dan bi­ri­dir. Kur’an-ı Kerim’in bir­çok aye­tin­de, şehit ol­ma­nın anlam ve öne­mi­ne, ya­ra­tı­cı nez­din­de­ki de­ğe­ri­ne dik­kat çe­kil­miş­tir. Ör­ne­ğin:
“Allah yo­lun­da öl­dü­rü­len­le­re ölü­ler de­me­yin. Hayır, onlar di­ri­dir. Fakat siz far­kın­da ola­maz­sı­nız.” (el-Ba­ka­ra 154. ayet),
“Allah yo­lun­da öl­dü­rü­len­le­ri sakın ölü­ler sanma. Bi­la­kis onlar di­ri­dir­ler. Rab­le­ri ka­tın­da Allah'ın, lüt­fun­dan ken­di­le­ri­ne ver­di­ği ni­met­le­rin se­vin­ci­ni ya­şa­ya­rak rı­zık­lan­dı­rıl­mak­ta­dır­lar. Ar­ka­la­rın­dan ken­di­le­ri­ne ula­şa­ma­yan (henüz şehit ol­ma­mış) kim­se­le­re de hiç­bir korku ol­ma­ya­ca­ğı­na ve on­la­rın üzül­me­ye­cek­le­ri­ne se­vi­nir­ler.” (Âl-i İmrân 169-170. ayet­ler),
“(…) Allah yo­lun­da öl­dü­rü­len­le­re ge­lin­ce Allah on­la­rın amel­le­ri­ni asla boşa çı­kart­ma­ya­cak­tır. (…) Allah on­la­rı ken­di­le­ri­ne ta­nıt­mış ol­du­ğu cen­ne­te ko­ya­cak­tır.” (Mu­ham­med 4-6. ayet­ler),
“And olsun, eğer Allah yo­lun­da öl­dü­rü­lür veya ölür­se­niz, Allah’ın ba­ğış­la­ma­sı ve rah­me­ti on­la­rın top­la­dık­la­rı dün­ya­lık­la­rın­dan daha ha­yır­lı­dır.” (Âl-i İmrân 157. ayet),
“Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yo­lun­da, du­var­la­rı bir­bi­ri­ne ke­net­len­miş bir bina gibi saf bağ­la­ya­rak çar­pı­şan­la­rı sever.” ( Saf 4. ayet),
“Mü­min­ler için­de Allah’a ver­dik­le­ri sözde duran nice erler var. İşte on­lar­dan kimi, sö­zü­nü ye­ri­ne ge­ti­rip o yolda ca­nı­nı ver­miş, şehit ol­muş­tur; kimi de (şe­hit­li­ği) bek­le­mek­te­dir. Onlar hiç­bir şe­kil­de söz­le­ri­ni de­ğiş­tir­me­miş­ler­dir. ” (Ahzâb, 23. ayet)
Bu ve buna ben­zer ayet­ler­de de be­lir­til­di­ği üzere Allah “şe­hit­lik” mer­te­be­si­ne ula­şan kim­se­ye ölüm­süz­lük va­adin­de bu­lun­mak­ta­dır. Kendi yo­lun­da ca­nı­nı feda eden kim­se­le­ri, özel lütuf ve ik­ram­lar­la do­na­ta­ca­ğı­na ve on­la­ra baş­ka­la­rı­na nasip et­me­ye­ce­ği bir konum ihsan ede­ce­ği­ne işa­ret et­mek­te­dir. Bazı âyet­ler­de de şe­hit­le­rin Allah ka­tın­da­ki de­re­ce­si­nin pey­gam­ber­ler ve sıd­dîk­lar­dan sonra gel­di­ği ifade edil­miş­tir.
“Kim Allâh’a ve Rasûl’e itâat eder­se, işte onlar, Allâh’ın ken­di­le­ri­ne nîmet ver­di­ği pey­gam­ber­ler, sıd­dîk­lar, şe­hit­ler ve sâlih lerle be­ra­ber­dir. Onlar ne güzel ar­ka­daş­tır­lar.” ( Nisâ, 69. ayet)
Şe­hit­li­ğin an­la­mı ve öne­mi­ne dair çok sa­yı­da hadis de bu­lun­mak­ta­dır. Bu ha­dis­ler­de; “Dün­ye­vî amaç­la ol­ma­yıp yal­nız Allah’ın di­ni­nin yü­cel­til­me­si için ca­nı­nı feda eden­le­rin şehit sa­yıl­dı­ğı; şehit olan ki­şi­nin acı çek­me­den öl­dü­ğü, ka­nı­nın ilk dam­la­sı yere düş­tü­ğü anda kul hak­la­rı dı­şın­da bütün gü­nah­la­rı­nın af­fe­dil­di­ği, şe­hi­din kabir azabı çek­me­ye­ce­ği, cen­net­te­ki ma­ka­mı­nı gö­re­ce­ği; ak­ra­ba­la­rın­dan yet­miş ki­şi­ye şe­fa­at ede­bi­le­ce­ği ve cen­ne­te ilk gi­ren­ler­den ola­ca­ğı; Allah ka­tın­da iyi bir mer­te­be­ye eri­şe­rek ölen kul­lar için­den sa­de­ce şe­hit­le­rin dün­ya­ya dönüp tek­rar şehit olun­ca­ya kadar Allah’ın di­ni­ni yü­celt­mek is­te­ye­ce­ği” ifade edil­mek­te­dir.
Kendi istek, bek­len­ti ve ar­zu­la­rın­dan vaz­ge­çe­rek, Allah’ın di­ni­nin yü­cel­til­me­si için dünya ha­ya­tın­dan vaz­ge­çen ve yüce ya­ra­tı­cı­nın vaat et­ti­ği ölüm­süz­lü­ğe doğru yel­ken açan şe­hit­le­rin ulaş­tık­la­rı ulvî makam ne yü­ce­dir!. Meh­met Âkif‟in “Ça­nak­ka­le Şe­hit­le­ri­ne” şi­iri­de “Şe­hit­lik” kav­ra­mı için zik­re­dil­me­si ge­re­ken müs­tes­na bir ör­nek­tir.
Ölüm in­dir­me­de gök­ler, ölü püs­kürt­me­de yer;
O ne müt­hiş ti­pi­dir: Sav­ru­lur enkàz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, par­mak, el, ayak,
Bo­şa­nır sırt­la­ra, vâ­dî­le­re, sağ­nak sağ­nak.
Sa­çı­yor zırha bü­rün­müş de o nâ­merd eller,
Yıl­dı­rım yay­lı­mı tû­fan­lar, alev­den sel­ler.
Ve­ri­yor yan­gı­nı, dur­muş da açık sî­ne­le­re,
Sürü hâ­lin­de ge­zer­ken sa­yı­sız tay­yâ­re.
Top tü­fek­ten daha sık, gülle yağan mer­mî­ler...
Kah­ra­man or­du­yu sey­ret ki bu teh­dî­de güler!
Ne çelik tab­ya­lar ister, ne siner has­mın­dan;
Alı­nır kal‟â mı göğ­sün­de­ki kat kat îman?
Hangi kuv­vet onu, hâşâ, edecek kah­rı­na râm?
Çünkü te‟sis-i İlâhî o metîn is­tih­kâm.
Son nefer şehit olana kadar mü­ca­de­le­nin devam ede­ce­ği­ne, asla bu yol­dan dönüş ol­ma­ya­ca­ğı­na, iman­la atan si­ne­le­rin galip ge­le­ce­ği­ne olan inanç tam­dır.
Ce­hen­nem olsa gelen, göğ­sü­müz­de sön­dü­rü­rüz;
Bu yol ki Hak yo­lu­dur, dönme bil­me­yiz, yü­rü­rüz!
Düşer mi tek taşı, san­dın, ha­rîm-i nâ­mû­sun?
Me­ğer­ki harbe giren son nefer şehit olsun.

DEVAMI GELECEK

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.