ABAYLAR
Aksaray
01 July, 2025, Tuesday
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

ÇANAKKALE RUHU

26 April 2025, Saturday 06:00

14 Mayıs 1915'te 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal'in siperlerin durumu ve bu durumda Türk askerinin ruh halini şu sözlerle anlattığını aktarır: "Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiçbirisi, kurtulmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur'an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise Kelime-i Şehadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyor. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebeleri'ni kazandıran bu yüksek ruhtur.".

 

       Düşman ikinci çıkarmasını, 6-7 Ağustos’ta Suvla bölgesine baskın tarzında yaptı. Bu esnada Anafartalar bölgesindeki zayıf birliklerimiz takviye edilerek bir Anafartalar Grubu Komutanlığı oluşturuldu ve grubun sevk idaresi albaylığa terfi eden Mustafa Kemal’e verildi. 8 Ağustos günü Anzak Kolordusu harekete geçip, Conkbayırı’nı aldı. Ama bir kez daha Mustafa Kemal’in birliklerini karşılarında buldular. Böylece Arıburnu kesiminde 6-10 Ağustos arasında meydana gelen muharebelerde düşman başarısızlığa uğradı. 21 Ağustos’a gelindiğinde son taarruzlarında da başarısız olan düşman birlikleri için artık Gelibolu’yu terk etmekten başka yapacak bir şey kalmamıştır. Sonbahar ayları da kanlı fakat neticesiz savaşlarla geçmiştir. Churcill’in hatıralarında belirttiği gibi: “Türkler öyle bir savunmaya giriştiler ki canlarını veriyor ama, vatan topraklarından bir karış bile vermiyorlardı.”

 

       Sekiz ay on dört gün süren Çanakkale Muharebelerinde İngilizler 410.000, Fransızlar 79.000 olmak üzere yarım milyona yakın asker göndermişlerdir. Bu kuvvetlerden İngilizler 205.000, Fransızlar 47.000 kişi zayiat vermiştir. Türk birlikleri ise bu muharebelerde 250.000’ne yakın zayiatı vermiştir. (Şehit, yaralı, esir, kayıp dahildir.)

 

       Bu sonuç karşısında İngiliz parlamentosuna hesap veren komutanlardan General Hamilton şu sözleri söyleyecektir: “Lordlarım, biz görevimizi yaptık. Binlerce mermi attık. Yaptığımız hesaba göre Gelibolu Yarımadası’nı 1 inç (2,5cm) kalınlığında bir levhayla kaplayacak kadar mermi attık. Ancak ne yazık ki, karşımızda ölüme koşan bir Türk askeri ve çok iyi sevk ve idare eden bir komuta heyeti vardı. Biz ne yapabilirdik. ”

 

       Yine sonucu değerlendiren Churchill:    “Şu an mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm!... Oldukça mutluydum, umutluydum. Daha düne kadar Çanakkale bizimdir! diyordum. Çünkü bu savaşı kazanmak için; askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik. Yalnız bir tek şeyi hesaba katmamışız... Mustafa Kemal’i... Bağrımda İngiliz gururu olmazsa, Türkleri alınlarından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.”

 

       Gerçekten bu zafer İngiliz Başbakanı  Loyd George’a “Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o da Türklere nasip oldu.” dedirtecek kadar büyük bir zaferdir.      “Bir komutanın, savaşın kaderini ve bir ulusun alın yazısını Mustafa Kemal kadar etkilemesine tarihte pek az rastlanır.” Bu dikkate değer sözler Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale ile ilgili resmi İngiliz Harp Tarihi belgelerinde yer alır.

 

       Böyle bir lidere ve sarsılmaz iman ile mücadele ruhuna sahip bir millete kim ne yapabilirdi ki? Şimdi kendimize dönüp aynada bir kez daha bakma zamanı gelmedi mi?     - SON

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.