ABAYLAR
Aksaray
02 July, 2025, Wednesday
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

EGEMENLİK KAYITSIZ, ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.

31 October 2024, Thursday 06:21

24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanmış, yeni Türk devletinin bağımsızlığı kabul edilmişti. İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasından 2 ay sonra  13 Ekim 1923'te Ankara, Türkiye devletinin hükümet merkezi oldu. Artık mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu.

O güne kadar Devlet Başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştü. Diğer taraftan bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nı onay için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyordu. İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta şöyle anlattı:

"Gece olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede         'Bir Uğurlama ve Bir Karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim.

Çankaya'ya gittiğim zaman orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim.

Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet'in ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar."

Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. "Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra Cumhuriyet'in ilanı kabul edildi.  Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyet'in ilanı ile "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu.

 

Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmasını, "Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır." sözü ile bitirdi.

Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verilirken, Türk milletinin tarihinde yeni bir devir açıldı. Büyük milletimizin Cumhuriyet Bayramını kutlar, başta cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, O’nun kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet, rahmet duygularımla anar, saygılarımı sunarım.

Cumhuriyet Bayramı’nı Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet'in onuncu yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği  10. Yıl Nutku'nda, en büyük bayram olarak nitelendirmiştir. Türkiye'de 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' kuralını devlet yönetimine yerleştiren ve demokrasiyi taçlandıran Cumhuriyet'in ilanının üzerinden 101 yıl geçti. Ulusumuzun geleceğinin gençlerin elinde olacağını bilen Atatürk, “Gençler! Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak sizlersiniz.” demişti. Öyleyse gençler, Atatürk gibi yüce bir varlığın önderliğinde yetişen ve bugünlere kavuşan mutlu bir ulusun çocukları olarak ışığını ve gücünü Atatürk ün fikirlerinden almalıdır. Atatürk kadar çalışkan,ve onun kadar vatan ve millet sevgisi ile dolu yürekleri olmalıdır.  Cumhuriyetimiz  bir günde kurulmamıştır. Türk Milletinin asırlar boyunca ortaya koyduğu devlet anlayışı, son şekliyle Cumhuriyetimizde tecelli etmiştir. Türk Tarihinin bütünlüğü göz önünde tutulduğunda kesintisiz olan bu bağ hemen görülecektir. Büyük Atatürk’ün, Yüce Türk Milletine hediyesi olan Cumhuriyet’i  gençlerimizin daha coşkulu bir heyecanla kutlamasını diliyor, saygılarımı sunuyorum.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.