MEHMET AKİF SANKİ BU GÜNÜ ANLATMIŞ…

Milli şairimiz Mehmet Akif’in kurtuluş savaşımız sırasında 25 Ekim 1920 günü

Kastamonu Nasrullah camiinde verdiği vaazın aşağıdaki bölümü sanki bu günümüzü anlatıyor:

“Size bir vak’a anlatayım: Mısır’da dolaşıyordum. Orada aklı başında bir Müslüman’la görüştüm. Sohbetimiz İngiliz siyasetine intikal etti. Dedim ki:

- Onbeş Milyonluk koca Mısır’da İngiliz askeri olarak pek az kuvvet gördüm. Nasıl oluyor da bu kadarcık bir iklim muhafaza edilebiliyor?

Bu sorum üzerine o zat dedi ki:

-İngiliz ricalinden (yetkililerinden) biriyle samimi görüşürdük. Sizin aklınıza geleni ben de düşünmüş de ona demiştim ki: ‘Günün yahut senenin birinde Osmanlı Hükümeti kırk elli bin kişilik bir ordu tertip ederek Mısır’a sevk edecek olursa siz İngilizler ne yaparsınız?’

-Hiçbir şey yapmayız. Müdafaa imkânı olmadığı için, Mısır’larını kendilerine teslim eder çıkarız… Yalnız şurasını iyi biliniz ki, İngilizler, hiçbir zaman Osmanlıların Mısır’a kırk bin kişi değil, kırk kişi bile sevk edebilecek derecede yenlerini, paçalarını toplayabilmelerine meydan bırakmayız… Memleketlerinde bitmez tükenmez meseleler çıkarırız. Onlar birbirleriyle uğraşmaktan göz açamazlar ki bir kere olsun Mısır’a dönüp bakmaya vakit bulabilsinler.”

“Ey Cemaat-i Müslimin! Gözünüzü açınız! İbret alınız! Bizim hani senelerden beri kanımızı, iliğimizi kurutan dahili meseleler yok mu, Havram meselesi,

Yemen Meselesi,

Şam meselesi,

Kürdistan meselesi, Arnavutluk meselesi, bunların hepsi düşman parmağıyla çıkarılmış meselelerdir. Onlar öyle olduğu gibi bu günkü Adapazarı, Düzce, Yozgat, Bozkır, Biga, Gönen Konya isyanları da hep o melun düşmanların işidir. Artık kime hizmet ettiğimizi, kimin hesabına birbirimizin gırtlağına sarıldığımızı anlamak zamanı zannediyorum ki gelmiştir… Allah rızası için olsun, aklımızı başımıza toplayalım. Çünkü böyle düşman hesabına çalışarak, elimizde kalan şu bir avuç toprağı da verecek olursak, çekilip gitmek için, arka tarafta bir karış yerimiz yoktur. Şimdiye kadar düşmana kaptırdığımız koca koca memleketlerin halkı, hicret edecek yer bulabilmişlerdi. Neûzibillah biz öyle bir akıbete mahkûm olursak, başımızı sıkacak bir delik bulamayız…”

     (Fazıl Çifçi: Milli Mücadelede Kastamonu, Kast. 2006, sf:367)

Bu ülkenin ekmeğini yiyip, Amerikan, İngiliz ,İsrail tezgahı oyunlara boğulmuş ve gerçekleri görmeden birbirini suçlayan, zavallıları gördükçe, bu gün de Milli Şairimiz Akif’e hak vermemek elde değil.  Ders alan olmayınca ""tarih tekerrürden işarettir. "" der, geçerler.