Milli birlik ve beraberlik nasıl yüceltilir?
04 March 2025, Tuesday 06:002009’da Oslo’da başlayan ve adı bir çok kez değişime uğrayan Çözüm Süreci (Açılım Süreci - Kürt Açılımı - Demokratik Açılım - İmralı Süreci - Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi) çalışmaları, 2015’te bitirildi. Ne elde edildi? Hangi dersler çıkartıldı?
Bu siyasi çabaların sonucu yerli - yabancı demeden (İngiltere, ABD, Apo, Şivan Perver, Barzani vb.) herkesten medet umuldu. Bu yolun yanlış olduğunu söyleyenler ‘’Kandan Beslenenler - Barış Karşıtları’’ olarak yaftalandılar. Terör saldırılarının hiç durmadığı 2009-2015 dönemi sonrası sadece 2016’ da başlayan Hendek Operasyonları ile verdiğimiz şehit ve yaralı sayısı (793 şehit-2000’den fazla ağır yaralı) Kıbrıs Barış Harekatı’nda verdiğimiz sayının iki katından fazlaydı.
Bu acılar kadar büyük bir diğer kaybımız ise; gerek milletimizin milli duygularının zedelenmesi gerekse vatanına aşkla, sadakatle bağlı Kürt kardeşlerimizin (PKK’nın tabiri ile ‘’Hain Kürtler’’ ) bölücü ve terör yanlısı şahısların ve teröristlerin her türlü aşağılamasına maruz kalmaları, köylerini, işlerini terk etmek zorunda kalmak gibi yaşadıkları büyük travmalardır. O süreç, bırakın kardeşliği geliştirmeyi, mevcut olana da büyük bir darbe vurmuştur. SONUÇ OLARAK;
- Milli birlik ve beraberliğin bu yaklaşımlarla desteklenemeyeceği, yüceltilemeyeceği ,
-Denenmiş olanı tekrar ederek ve aynı kirli ellere el uzatılarak mevcut sorunlara çözüm bulunamayacağı,
- Halkın desteğini almadan yapılan bu tür siyasi manevraların bir seçim kazanmaya etkisi olsa dahi iç cephemizde derin yaralar açacağı görülmelidir.
Bugün yürütülen yeni süreç; eğer bir seçim daha kazanmak adına yapılan siyasi manevralar ise kaybedeni temelimiz olan birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımız olacaktır.
Terörle mücadelede oldukça iyi durumda olmamıza rağmen, İÇ CEPHEMİZ, KARDEŞLİĞİMİZ DAHA DA GÜÇLENSİN DİYE YOLA ÇIKILIYORSA;
Önceliğiniz, ülkesine sadakatle bağlı olan ve bunu terörle mücadelede de defalarca canı ve malı ile devletinin yanında omuz omuza mücadele ederek ispat etmiş olan Kürt kardeşlerimizin elini sımsıkı tutmak olması gerekmez mi?
- Onların ne istediğini bir kez olsun sordunuz mu?
- Vatan aşkı ile dolu yüreklerine dokunacak bir eyleminiz, tavrınız oldu mu? Onları da basın önünde bir kez kucaklayıp, ‘’ Kardeşlerim, Allah sizden razı olsun! ‘’ dediniz mi?
- Yaşadıkları yerleri devletin her türlü hizmeti ile ihya ederek hainlik için fırsat kollayanların hesaplarını bozmak hiç aklınıza geldi mi?
- Çocuklarını devletin en iyi okullarında okutarak, iş sahibi olmalarını sağlayarak, vata-nımıza sadakatle hizmet etmenin de bir karşılığı olduğunu herkese gösterebildiniz mi?
Bu tür yaklaşımlar gösterilseydi; vatanın dört bir köşesinden gelip Türk-Kürt, Alevi -Sünni demeden kardeş olmayı başaran kışlalardaki yiğit Mehmetçiklerimiz gibi ölene dek birlik ve beraberliğimiz yüceltilir, kopartılamazdı.
Bu tür yaklaşımlar olsaydı; ne şehit ailelerinin boynu bükük, yüreği yaralı olur ne de gencecik yaşında kolunu, bacağını, gözlerini feda eden gazilerimizin yaraları tekrar tekrar kanardı.
MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİĞİ YÜCELTMEK İÇİN NASIL DAVRANILACAĞI SORGULANIRSA; En zorlu koşullarda milletini bir ve beraber kılarak zaferler kazanmayı bilmiş ulu önder Atatürk, bunu nasıl başardı? İncelemek yeterli olacaktır. O akıllı, cesur, karizmatik bir asker ve devlet adamıydı. Milletine sonsuz güven duyuyordu. Bir sonraki seçimi değil, ülkesinin geleceğini düşünürdü. Devleti sonsuza kadar yaşatmak, milletini çağdaş ülkeler seviyesinin üzerine çıkarmak için çalıştı. Adil ve dürüst insanları destekledi, liyakati ön planda tuttu.Düşüncelerinde istikrar vardı. Dün söylediğinin tam tersini söylemek gibi bir adeti yoktu. Kendisine bilimsel veya hukuki gerekçeleri ortaya koyarak ‘’HAYIR’’ diyen insanlara bayılırdı. Milletine hesap verir, harcadığı her kuruşun kaydını tutardı. Bunun gibi birçok güzel meziyetleri nedeniyle adı, ebediyen Türk milletinin kalbine kazındı.
Bu örnek tavır ve davranışlardan yola çıkarak; devletimizi yönetme imkanı bulan veya bu yolda gayret içinde olan her siyasetçinin de öncelikli hedefi ‘’Devlet adamı’’ tavrı ile hareket etmek, adil olmak, birlik ve beraberliğimizi yüceltmek için çalışmak olmalıdır.
Milletimiz geçmişte aynı idealler için nasıl birlikte hareket etmiş, acıyı da sevinci de birlikte yaşamışsa; onlara yeni ve daha büyük idealler içinde birlikte hareket etme imkanı sunulmalıdır. Aksi halde, Musul Petrolleri’ne çökmek için İngilizlerin yaklaşık 200 yıl önce başlattığı Türk Milleti’nden koparılmış ve düşman edilmiş ‘’Kürt Kimliği’’ oluşturma projesi devam eder,
Bugünün emperyali ABD – İsrail ve Hristiyan dünyasının da çabaları ile ”Kürdistan” hedefine doğru ilerlerler ve kardeş kavgasına devam edilmesini sağlarlar.
Unutmayalım ki; ''Tarihten ibret almak!'' herkesten önce devleti yöneten ve yönetmeye talip olanların en büyük sorumluluğudur. Kalın sağlıcakla.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.