Nevruzumuz kutlu olsun
22 March 2025, Saturday 06:00
O tarihten cumhuriyet dönemine kadar kurulan Karakoyunlular, Akkoyunlular, Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar gibi Türk devletlerinde resmi yılbaşı olarak kabul görmüştür. Devlet ve saray adetleri arasına girerek resmiyet kazanmış, nevruz gününde başta hükümdarlar olmak üzere devlet ricaline armağanlar verilmesi ve alınması adet olmuştur. Bu armağanlara “Nevruziye Pişhesi” denilmiştir.
Nevruz, Cumhuriyetin ilk yıllarında da resmi bayram olarak büyük törenlerle kutlanmıştır. 1925 yılında Ankara’da nevruz münasebetiyle Atatürk’ün huzurunda yapılan bir resmi geçitte askeri kıtalar başlarında “ gök sancaklar, al sancaklar” olduğu halde yürümüştür. 1925 yılında miladi takvimin kabulüyle nevruz yılbaşı olmaktan çıkmıştır.
Halk arasında bugün bütün varlıkların Allah’a secde ettiği inancı yaygındır. Bu günde bir yıllık rızkın tayin edildiği düşüncesiyle evler boyanır, sofralar yiyeceklerle donanır, suçlar bağışlanır ve küsler barışırdı. Yine bu günde yörelere göre cirit oyunları, mahalli oyunlar, kılıç-kalkan oyunları ve daha başka oyunlar sergilenir, genç kızlar ve erkekler niyet tutarlar, niyetleri çıkarsa, gelecek nevruz’da kesmek üzere kurban adarlardı. Eğlence, ziyafet ve hediye dağıtma gibi etkinliklerden başka nevruz’da yapılan bir başka etkinlik de şairlerin padişahlara veya diğer devlet büyüklerine sundukları Nevruziye denilen şiirlerdir.
Özellikle Orta Anadolu’da nevruz, “Mart dokuzu” olarak bilinir. Diğer bölgelerde olduğu gibi 22 mart sabahı oldukça erken kalkılır, mezarlar ziyaret edilir, niyet tutulur. Niyetlenecek kişi mezarlardan birer taş alarak kırka tamamlar. Bir torbaya koyup niyet tuttuktan sonra evine asar ve bir yıl bekler, niyet kabul olursa taşların kırkbir adet olacağına inanılır. Bir dahaki mart dokuzu’nda niyet kabul olsa da olmasa da taşlar iade edilir. Ziyaretlerden sonra çeşitli yemekler yenilir, oyunlar oynanır, dilekler tutulur, eğlenceler düzenlenir, büyük ateşler yakılır.
Türk topluluklarının hepsi de nevruz geleneğini canlı olarak günümüze kadar yaşatmışlardır. Nevruz, yukarıda değinildiği gibi dostluk, kardeşlik, iyilik ve mutluluk bayramıdır. Türkleri ayakta tutan dinamiklerden birisi olarak nevruz bayramı, kültürel bağlarımızın en önemlilerindendir
Sonuç olarak; Nevruz çeşitli kültür ortamlarında, farklı etnik gruplarda farlı bir içeriğe ve anlama sahip olmuştur. Kültürel yayılma yoluyla çeşitli kültürlere girmiş ve benimsenmiştir. En eski Türk kültür kalıplarından birisi oluşu tarihsel kayıtlardan anlaşılmaktadır. Kuşkusuz nevruz etkinliğini sürdürdüğü yörelerde tarihsel olarak farklı kültürlerden etkilenmiş, farklı anlamlar kazanmıştır. Ama yeni yılın başlangıcı, yenilik, çoşku, canlanma gibi nitelikler hiç değişmeden günümüze değin gelmiştir. İşte her yıl bu yeniliğin yaşanması insanımızı yaşama bağlamış ve doğayla mücadele gücü vermiş, doğadan yararlanmayı sağlamıştır. Bu durum doğa sevgisini de beraberinde getirmiş ve insanların doğayla ve birbirleriyle olumlu ilişkiler sürdürmesini sağlamıştır. SON
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.