ABAYLAR
Aksaray
01 July, 2025, Tuesday
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

Zalimi unutup, zulme ortak olmak!

23 May 2025, Friday 06:00

İbrahim ERTEN             (Konya)

Mustafa YILMAZ          (Konya)

Erkan KAÇAN                (Konya)

Mevlüt ÖZKAN              (Konya)

Hilmi ŞAHİN                  (Konya)

Ali ARAR                       (Konya)

İlyas UYAR                    (Konya)

Hüseyin ÇELİK             (Denizli)

Ahmet APAK                 (Denizli)

Ercan ÇOBANOĞLU    (Denizli)

Mustafa KOÇANOĞLU (Denizli)

Baki UMUTLU                (Denizli)

Şeref TAY                       (Denizli)

Mehmet ÖZTÜRK          (Denizli)

Hasan GÜLTUTAN        (Hatay)

Mehmet TURA               (Adana)

Şenol CANSIZ              (Samsun)

Cavit YAMAN               (Samsun)

Nihat ODABAŞI           (Kastamonu)

Ramazan AKKAYA     (Kastamonu)

Uğur BOZACI              (İstanbul)

Ünal KALAFAT           (İstanbul)

Ahmet ARAN               (Manisa)

Haydar ASLAN            (Trabzon)

Murat ELİBOL              (Çanakkale)

Aydın KUZEY               (Çanakkale)

Adem ZONGUR            (Kırıkkale)

Musa SARIGÖZ            (Osmaniye)

Murat MENTEŞ             (Bolu)

Hikmet ÖZDEMİR         (Malatya)

Abdullah KARA            (Antalya)

Birol İrfan ASKAR        (Afyon)

Selahattin AYSAN        (Isparta)

33 KİŞİNİN İSMİNİ OKUDUNUZ

BU İSİMLER

ÇOĞUNUZA BİR ÇAĞRIŞIM YAPMAMIŞTIR.BEN SİZE HATIRLATAYIM. OKUDUĞUNUZ BU İSİMLER,        

24 MAYIS 1993 GÜNÜ

ÜZERLERİNE 1570 ADET KELEŞ MERMİSİ SIKILARAK  (HER BİRİNE ORTALAMA 50 MERMİ) KATLEDİLEN, 33 SİLAHSIZ  20 YAŞLARINDA GENCECİK VATAN EVLATLARININ AD VE SOYADLARIDIR

EVET 33 BU RAKAMI ÖMRÜNÜZÜN SONUNA KADAR UNUTMAMANIZ DİLEĞİYLE VE KENDiNİZİ  O ASKERLERİMİZİN YERİNE KOYARAK OKUMANIZI RİCA EDİYORUM…

YER:Elazığ-Bingöl Karayolu Bilaloğlu Mevkii YIL: 24 MAYIS 1993

33 vatan evladının şehit olduğu 32 yıl önceki katliamdan sağ kurtulan üç asker, yaşadıklarını anlattı. Malatya’dan iki sivil midibüse biniyorlar. Hepsi sivil giysili, üniforma ve postalları çantalarında. Hiçbirinde silah yok, kendilerine refakat eden tek bir askeri personel var. Saat 18.00. Bingöl’e 10 kilometre kala birden silah sesleri yankılanıyor. İlk virajı geçtiklerinde, 50 PKK’lının karşı yönden gelen Bingöl Tur’a ait bir otobüsü durdurup, çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma giden sivil erlerden oluşan 50 yolcuyu esir aldığını görüyorlar. Şoföre bağırırlar; ‘Geri dön!’ Şoför oralı olmaz. Zaten 4 saatlik yolda 3 mola vermiş... Otobüsün kapısını, ‘Orada ben yoktum’ diyen Şemdin Sakık,  yani kod ‘Parmaksız Zeki’ açıyor.

OSMAN PARTAL ANLATIYOR Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden biriydim. Van-Özalp’taki birliğime gidiyordum. Yol boyunca gereksiz molalar veren şoför, bir ara lastik patladığını söyleyip durdu. Lastiğin patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm. Aksın altına girdiğinde birileriyle konuşma yaptığını duydum. Galiba telsizle konuşuyordu.

Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Şemdin Sakık açtı. Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı. Omzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu. Şoföre, diğer otobüsün nerede olduğunu sordu. "Arkada, geliyor."’ cevabını aldı. İki dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya. Yani bizi bekliyorlardı.

Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük. Mola verildiğinde niçin kaçırdıklarını, amaçlarını sorduk. "TC ateşkes ilan edince, iki gün içinde sizi serbest bırakacağız’ dediler. Saat 01.00 sularıydı. Sakık’ın talimatıyla tek sıra olduk. Şemdin Sakık nereli olduğumuzu sorup,

Doğulu - Batılı diye bizi iki gruba ayırdı.

Sakık, doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi. Dağda koşar adım yürümeye başladık. Bize eşlik eden teröristler sürekli değişiyordu. Toplam 300 kişiydiler. Bir köye gittik. Kapısını çaldıkları evlerden başka teröristler çıkıp gruba katıldı. Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Bir ahıra soktular bizi öldürmek için. Sonra vazgeçtiler. Tekrar yürümeye başladık. Sabahı göremeyeceğimi düşünüyordum.

Yıldızlara son kez bakıp annemi, babamı, köyümü düşündüm. Bir ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna çıktık. Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00 sıralarıydı.

Yolun kenarına dizilmemizi istediler. Kolkola girip sıklaşmamızı istediler. Yanımdaki arkadaşıma ‘Devrem bizi vuracaklar’ dedim. Sinirden titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve Kanasların emniyetlerini açtılar. Sonumuzun geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip kendimi yere attım.

Taramaya başladılar. Dizime bir mermi isabet etti. Vurulanlar üzerime düşüyordu. Kafamı koruyordum. Hepimizin öldüğünden emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar. Gittiklerini, seslerin uzaklaşmasından anladım. Altı yedi arkadaşım sağdı henüz. Diğerleri paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar, ağlayanlar, inleyenler... Su istiyorlardı. Anne, anne’ diye bağırıyorlardı. Öldüğümü zannediyordum. Kendimi çimdikledim, ölmemişim. Devremi beyni parçalanmış görünce bayılmışım.

Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar…

Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirdim.Dokunduğum her uzuv elimde kalıyordu. Beyin, ayak... Yardım aramak için yukarı doğru koşmaya çalıştım. Kan kaybediyordum. Asfalta çıktım, bir kamyonla yakındaki Elmalı Karakolu’na gittim. Olanları anlattığımda dinleyen jandarmalar ağlamaya başladı. Helikopter, tanklar geldi. Şehitleri aldık. Olay yerinde 1570 mermi kovanı bulundu. Yani silahsız erlerin her biri için 50 mermi kullanmışlardı...

Tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun.

 Unutanın kanı kurusun...

 Zalimlerle ele ele  olanlar, şehitlerini unutanlar yüce Allah'ın hesap gününü unutmasınlar.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.