ABAYLAR
Aksaray
14 Aralık, 2025, Pazar

Evliya Çelebi’nin Aksaray ziyareti -5-

10 Kasım 2025, Pazartesi 06:23

Seyyahımız, Aksaray’ın mahallerini de yazmıştır:

Cümle otuz iki mahalledir. Evvelâ mahalle-i Kârhâne ve mahalle-i Cuvallakı ve mahalle-i Sofular ve mahalle-i Çömlekçiler ve mahalle-i Şeyhli ve mahalle-i Timarhâne ve mahalle-i Kızılca ve mahalle-i Kalınlar ve mahalle-i Vildân Gülü ve mahalle-i Meydân ve mahalle-i Bilecik ve mahalle-i Pamukcılar ve mahalle-i Şeyh Gaznevî ve mahalle-i Terhâcı ve mahalle-i Paşacık ve mahalle-i Gergî ve mahalle-i Câmi‘-i Kebîr ve mahalle-i Bâb-ı Sagîr ve mahalle-i Hacı Fikreddîn ve mahalle-i Borabâzârı ve mahalle-i Ereğli Kapusu ve mahalle-i Yandili ve mahalle-i Zencîrli ve mahalle-i Kaval ve mahalle-i Taşbâzârı ve (---) (---) (---).

Siz de fark etmişsinizdir, mahalle sayısının otuz iki olduğunu başta yazar ama mahalle isimlerini tek tek saydığımızda otuz iki olmadığını görürüz. Taşpazarı mahallesinden sonraki üç boşluğu da dahil etsek yine otuz iki etmiyor. (Doktora tezimde Aksaray mahallelerine dair daha geniş bilgi bulabilirsiniz)

Mahalle isimlerinden sonra “Evsâf-ı câmi‘-i salâtîn-i selef-i Selçukiyân ve gayri ma‘bedgâh-ı âbidân” başlığı altında ibadethaneleri anlatmıştır:

Cümle (---) aded câmi‘-i mülûk-i selef ve gayri ma‘bedgâhlardır. Evvelâ cümleden (---) semtinde KaramânoğluİbrâhîmBeğcâmi‘isecdegâh-ı kadîm-dir. Derûn-ı câmi‘ cümle dördadedtâk-i Kisrâ'dannişân verir kemer-i kavs-i kuzahlarüzre cümle kârgir kubbe ve toloz rıhtım kemer-i sağîrlerdir ve derûn-ı câmi‘de on iki aded amelî amûd-ı ser-âmedlerdir ve iki aded musanna kapuları vardır ve mihrâbı ve minberi ve mü’ezzinânmahâfili tarz-ı kadîmsâde-güzelidir ve âvîze-i maslûbât-ı şöhretler ile ol kadar müzeyyen değildir. Lâkin ma‘bedgâh-ı atîkolmağın bu câmi‘degâyetrûhâniyyet vardır ve bu şehr içre bundan ulu câmi‘ yokdur. Lâkin tûlen ve arzen ne kadar adım olduğu ve ne kadar âdem aldığı ma‘lûmum değildir. Ammâ bir minâre-i mevzûnucâmi‘denba‘îd olup câmi‘inkıbâbları kireç ile mestûr olduğu mefhûmumdur.

Ve eş-şeyh Hâmid-i Velî câmi‘i Şeyhler mahallesinde kubbe ve kemerli ve bir minârelicâmi‘i metîndir.Ve Tabbâklarcâmi‘i kireç dîvâr ile mebnîdir, ammâgâyetcemâ‘at-ı kesîresi vardır.Ve el-Hacı Seyyid Hasan Efendi câmi‘iBaşköprükurbunda bir câmi‘-i dil-küşâ ve şîrîndir.Ve Kârhânecâmi‘i yine Kârhâne mahallesinde rûhâniyyetli bir müstecâbü'd-da‘ve bir câmi‘-i münevverdir (---) (---) (---) (---) (---).

Seyyahımız, Aksaray’da mescid kelimesi yerine mezgit denildiğini yazdığına göre başka bir yerde bu kelimeyi duymamış demektir diyebiliriz. Çelebi, bilindiği gibi bir bilgiyi başka bir diyarda da duyduysa bunu belirtir. “Sitâyiş-i mesâcid-i mahallât-ı muvahhidân” başlığı altında Aksaray’da bu kelimeyi nasıl duyduğunu da anlatmaktadır:

Cümle otuz iki aded mahallede toksan sekiz mahalle mezgitleri vardır. Bu diyârdamescidlere mezgit dahi derler. Evvelâ bâlâdatahrîr olunan mahallelerin esmâlarıylamüsemmâ birer mahalle mescidleri olduğundan mâ‘adâmeşhûr olan mezgitler ve eyne damları ya‘nîâzînegünîmescidleri vardır. Bu diyârınre‘âyâsımescidlereeyne damı derler kim ol mesâcidler bunlardır”.

            Medreselere dair yazdıkları da oldukça önemlidir çünkü bu eserlerin banileri, müderrisleri gibi konularda bilgi yok denecek kadar az olduğundan seyyahımızın bilgilerini dikkatlice değerlendirmek gerekiyor. “Sitâyiş-i medâris-i âlimân” başlıklı bölüm şöyledir:

Cümle (---) adeddârü't-tedrîs-i tâlibândır. Evvelâ (---) (---) semtinde medrese-i Yılancık binâ-yıkadîm ve hayrât-ı azîm bir dâr-ı tahsîl-i ulûmdur. Ve Sulu medrese mübârek mekân-ı ulûm-ı şettâ yeridir kim başka bir hâssa vardır.

Ve medrese-i câmi‘-i Karamânoğlu. Bunlar meşhûr medreselerdir ve cânib-i vakıfdan talebeleri ve ders-i âmmelerinemâh-be-mâhvazîfe-i mu‘ayyeneleri ve lahmiyye ve şem‘iye hücre-bahâları verilir.

Gayri cevâmi‘ ve mesâcidlerdeniçe hasbî ders-i âmmlar vardır kim gûnâ-gûnfünûn-ı şettâ görülür. Ekseriyyâahâlî-i Aksarây müfessir ve muhaddis ve fakîh olurlar. İlm-i ferâ’izhod evlâ bi't-tarîk-i âbâ ve ecdâdlarındanberü tilâvet ede gelmişlerdir, ammâ bu şehirde mahsûsdârü'l-kurrâyokdur, lâkin hâfız-ı Kur’ân'ıçokdur. Ammâilm-i kırâ’atdatecvîd ile kırâ’at-ı İbnKesîr vekırâ’at-ı seb‘a ve kırâ’at-ı aşere ve kırât’at-ı takrîb ilmi tilâvet eder yokdur, ammâtecvîd-i ilm-i hıfz okurçokdur. Ve ilm-i hadîs için başka dârü'l-hadîsleriyokdur, ammâ her medrese ve câmi‘lerdeilm-i hadîs tilâvet olunur”.

Uluırmak hakkında gelen -neredeyse- her seyyah bilgi vermiştir. Seyyahımız ise “Der-fasl-ı enhâr [u] âb-ı hayvân” başlığı altında şunları kaydetmiştir: “Şehrin vasatında cereyân eden Uluırmak (---) dağdan gelüp şehrin cemî‘iimâretlerinesakyedüpAlâ’eddîncisrindenubûredüp (---) mahlût olur. Bu şehrin Bursa gibi her hânesindemâ-i cârîler ve niçeuyûnlar vardır”.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.