SOMUNCU BABA’NIN VUSLAT YIL DÖNÜMÜ – 2 – “ Bayrâm-ı Hakîkî ”
16 Aralık 2021, Perşembe 15:02Sanırım bir velinin vuslat gününü Şeb-i Arus (Düğün Gecesi) ile betimlemek kadar güzel, Bayrâm-ı Hakîkî (Hakiki Bayram) ile betimlemek.
Mevlânâ fani dünyaya veda ânını Sevgiliye Kavuşma Gecesi olarak düşündüğü için o âna; Şeb-i Arus demiştir. O’na bu ilhâmı veren de müminlerin annesi Hz. Ayşe’nin vasiyeti olmalıdır.
Hz. Ayşe’nin “Vefat ettiğimde, gerekli işlemleri yaparak cenazemi hiç bekletmeden, gece vakti de olsa defnedin. Cenazemi kabre götürürken, tabutumun kenarında kuru hurma dalları yakarak götürün” dediği rivâyet edilir. Arabistan’nda o zamanlar, düğün gecesinde gelin, damadın evine götürülürken, düğün alayının kenarında kuru hurma dalları yakılırmış.
Hz. Ayşe’ye bu ilhâmı veren de Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) olmalıdır. Çünkü Peygamberimiz de vefat anını Refîk-i A’lâ (En Yüce Dost) ifadesi ile tanımlamaktadır.
Kısacası ölüm, ayrılığın değil, aksine kavuşmanın kapısıdır.
Bu kapıdan geçenler dünyadayken Rabblerini razı etmişlerse, kapıdan sonrası onlar için her gün düğün, her gün bayramdır.
Çünkü onlar vefatları ile birlikte “İrci’î ilâ rabbik; Sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbi’ne dön” âyetine muhattap olmuşlardır.
Bu âyete muhattap olanların yaşadığı sevinç o an düğün sevinci, hakiki bayram sevincidir.
Anma günleri önemlidir, çünkü anılan kişiyi anlamak onu anmaktan geçer.
Önemli olan elbette anlamaktır ancak anlamak için, anmak da şarttır.
Elbette kaleyi yalnızca dil ile anmak, düşmanın hücumundan kurtarmaz insanı.
Elbette kılıçtan bahsetmek de hiçbir zaman kesmez.
Bu yüzden esas olan, anlamaktır!
Ancak şu da bir gerçektir ki anmak ile anlamak, ceset ile ruh gibidir.
Anmak ceset, anlamak ise ruhtur.
Cesette ruh varlığı, canlılığın; yalnız ceset veya yalnız ruh ise ölümün habercisidir.
Yani anlamadan anan ile anlayıp da anmayan, ölü nispetindedir.
Çünkü biri cehaletin diğeri de enâniyetin girdabına kapılmıştır.
Kısacası Somuncu Baba’mızı anlamak için, anmak şarttır!
Muhakkak onu layıkıyla anlayamayacağız.
Ama nasıl olsa anlayamayacağız diye de elbette boş durmayacağız!
Gayret sarf edeceğiz, anlamaya çalışacağız!
İşte onu anlamak için yapacaklarımızdandır onu düzenli olarak anmak, onu hatırlamak.
Bunun en güzel örneği de yanı başımızda yapılmaktadır, Konya’da!
Hicrî 5 Cemâziyelâhir 672 – Milâdî 17 Aralık 1273’te, ilâhî sevgiliye kavuşan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin bu vuslat anı vesilesi ile her yıl düzenlenen Şeb-i Arus törenlerinin benzerini biz neden düzenleyemeyelim ki?
Somuncu Baba’mızı gerçekten anlamak istiyorsak, işe kendi eserleri ile, onun seçtiği ve şerh ettiği 40 hadis şerhi ile başlamak lazım!
Çünkü onun hadisler içerisinden öne çıkardığı bu 40 hadis, aynı zamanda kendi düşüncesini de bize göstermektedir.
Peki bu anma törenlerinde neler yapılabilir?
Evvela Mübareğin bu 40 Hadis Şerhi ile en az 40 yıl boyunca, her anma töreninin ana teması belirlenebilir;
Kur’ân tilâveti ile başlayan törende, daha sonra ana temaya uygun âyetler ve diğer hadislerle ana tema açıklanabilir;
Evlat babanın sırrıdır sözünün bir tezahürü olarak Yûsuf Hakîkî Baba’nın şiirleriyle; ayrıca başta Hacı Bayrâm-ı Velî olmak üzere Mübareğin diğer halifelerinin de ifadeleriyle ana temanın açıklamaları genişletilebilir;
Bu anma törenlerinde Mübareğin, Zikir Risâlesi eserinde bahsettiği toplu zikir kaidelerine uyularak, Şeb-i Arus’da yapılan Semâ benzeri bir zikir halkası da kurulabilir;
Buraya kadar söylediklerim 19 Kasım Leylinde (akşamından sonra) yapılacak olanlardır.
20 Kasım Nehârında (gündüzünde) ise sabah namazından sonra Mübareğin türbesi ziyaret edilip, ziyaretten sonra da dergâhına yani darphane olarak da bilinen Melik Mahmûd Gâzi Hankâhı’na gidilerek Aksaray’da irşâd faaliyetlerinde bulunduğu bu tekkesinin atmosferinde ziyaretçilere tekke (burçak) çorbası ve somun ekmek ikram edilebilir.
Aynı günün öğle ve akşam vakitlerinde, Somuncu Baba’mızın hayatı görsel bir etkinlikle izlettirilebilir. Bu etkinlik belki beyaz perdeye yansımış olan filmle, belki güncel bilgilerle çekilecek yeni bir belgeselle, belki de bir tiyatro oyunu ile düzenlenebilir.
Ana temeya uygun çekilecek belgesellerle gün içerisindeki görsel etkinlikler zenginleştirilebilir.
En sonda ise Kur’ân tilâveti ve dua ile anma töreni etkinlikleri bitirilir.
Elbette etkinliklerin ve etkinlik günlerinin sayısı artırılabilir, ancak ilk başlarda 19-20 Kasım günleri de yeterli olacaktır.
Böyle bir etkinliği düzenlemek belki zordur ama imkânsız değildir!
Öyle olsaydı, yıllardır Şeb-i Arus Anma Törenleri düzenlenebilir miydi?
Önümüzdeki yıl düzenleneceğine inandığım Somuncu Baba’yı Anma Günlerinin zihnimde canlanan afişini tekrar yazıyorum.
Tabi karar elbette yetkili mercilerindir.
Belki daha güzel ifadeler de bulunabilir:
BAYRÂM-I HAKÎKÎ
Somuncu Baba’nın 610. Vuslat Yıl Dönümü
“Leyl ü Nehâr” Anma Törenleri
Ana tema ise, 40 Hadis Şerhinin ilk hadisi olabilir:
“Amelller ancak niyetlere göredir ve insan, ancak niyet ettiği şeye nâil olur.”
Allah cümlemizi, niyetini hâlis alanlardan eylesin.
Ve işlerimizi hâlis niyetle başlatıp, yaparken hâlis niyetle yaptırıp, hâlis niyetle de bitirtsin.
Muhabbetlerimle…