ABAYLAR
Aksaray
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

ALTIN ÇAĞ   

25 Mayıs 2023, Perşembe 09:19

Belki bir merak yada kısa süreli bir göz gezdirme diyelim, birkaç gün önce dünya hayatında çok varlıklı ve ihtişamlı ömür sürenlerin yaşamlarına bir göz gezdirdim. Kimisi bebeklikten ölümüne kadar, kimisi hayatının bir dönemine kadar, kimisi de hayatının bir döneminden sonra şan şöhret ve ihtişama kavuşmuş, bir çok insanın kendisine gıpta ve hayranlık ile baktığı, kitle kitle taraftarının olduğu, yokluklarında bile yıllarca adlarından söz edilen kimseler bunlar: Krallar, sultanlar, firavunlar, prens ve prensesler, şahlar, padişahlar vs... Sonra bir de dünya hayatı gerçek manada sabır gerektiren, zulme uğrayan, eziyet ve cefaya terkedilen, yoksulluk çeken, sakat doğan yada sakat kalan, kimselerin kendinden haberdar olmadığı sessiz bir hayat sürenlerin yaşamlarına baktım.  İki güruhun da asıl kalıcı yönü sabır etmek, tahammül göstermek, iyilik yapıp misafirhanesine örnek teşkil etmekten ibarettir kanımca. Misafirhanemizden kastımı zaten biliyorsunuz. Gariplerin, çaresizlerin, kimsesiz ve düşkünlerin sabredeceği husus açıkça ortadadır ve onlar bu hayatta yada diğerinde elbette sabırlarının karşılığını bulacaktır. Ancak içinizden bazılarının: “peki sultanlar ne diye sabredecekmiş?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim sevgili okurlarım. Onların vazifeleri ise dünya hayatındaki geçici gücün ve iktidarın kendilerini yanlış kararlar almaya ve zulme yöneltmeye yatkın bir konumda bulunduklarında akıllı düşünmeleri ve vicdanları ile kararlar almaya ikna edebilecek bir iradeye sahip olabilmeleri gereğidir kıymetli okurlarım. Nitekim göz gezdirdiklerimden kısa bir örnek verecek olursam ikinci cihan harbinin mimarı Hitler’in konuşmalarındaki kalabalığa Alman milletinin ve faşist cephenin teveccühü neticesinde meydanlar yetmiyor, kitlelerin sığacağı alanlar bile dolup taşıyordu. Bu adam, iktidarının olduğunu sandığı geçici kudrete aldanarak yaklaşık 80 milyon insanın ölümüne yol açan bir cahil idi. Ne mi oldu? Sonra kendi bedeninin, karısının ve çocuklarının bedeninin bile insanların eline geçmesinden korkarak, vücutlarını yakıp küllerini saklamak zorunda kaldılar.  

Sonuçta varılacak yer her neticede ölüm ile misafir olduğumuz bu dünya hayatının sonlanmasıdır. O halde bunu bile bile neden kötülük yapabiliyor, nasıl cana kıyabiliyor, en güzel yaratılışla yaratılan varlığını nasıl oluyor da kaba saba, zorba bir zalime dönüştürebiliyor insan? Bunları iyi düşünmek gerekmiyor mu? İnsanoğlu akıllı bir varlıktır ve yaşamda her seçimin sonucunu analizle mükelleftir. Zira güzel davranışlar ve bunların halis sonuçları da ortadadır ibretle bakabilen tefekkür sahibi insan için.

       Bir de dünya hayatında kendilerine bahşedilen kudret ve saltanatı insanların her  kesiminin iyiliği için, doğanın kuşların ve ağaçların özgürce ve kendi sahasında yaşayabildiği, inanan inanmayan her kesime faydası dokunan, mezarlardan bile huzurun yükseldiği güzel ve yaşanabilir bir dünyanın inşaası için kullanan Yusuf misali insanlar da var, sayıları çok az da olsa. Onlar ki, konuştukları zaman en latif cümleleri seçer, kalp kırmazlar, gönül yıkmazlar, bastıkları zaman toprağı bile incitmezler. Onlar ki sessiz ve isimsiz şimdilik... kimse kendilerinden haberdar değil... Onlar ki altın bir çağa açılabileceğini ümit ettikleri kapının anahtarının Rableri tarafından kendilerine verilmesini sabır ile ümit etmektedirler sessizce...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.