Dış düşman kadar iç düşmanlar var

Üç beş gündür ülkemizde kargaşa çıkarmak isteyen hainler var. Amerika’da polisin siyahi vatandaşı haince öldürmesi sonrası ABD karışınca, ülkemizde de Ağrı ili nüfusuna kayıtlı Barış Çakan gencimizin Ankara’da bıçaklanarak öldürülmesi üzerinden Türk Kürt vatandaşlar arasında kargaşa çıkararak ülkemizi karıştırmak isteyen olduğunu hepimiz izlemekteyiz. Olay ise ezan okunurken çalınan müziğin kapatılması istenmesi sonucu çıkan kavgada bıçaklandığı ortaya çıkmış oldu. Bunu babası Nihat Çakan bir televizyon programında açıkladı.

Kürtçe türkü söylendiği için öldürüldü, neredesiniz Kürt kökenli vatandaşlar diye insanları sokağa dökmeye çalışan hainler ülkemizi Suriye’ye döndürmeye çalışmışlardır. Ağrı Belediye başkanı Savcı Sayan’ın olaya müdahalesi ve olayın gerçeğinin ortaya çıkmasını sağlaması yalanı ortaya çıkarmıştır.

Barış Çakan genç camiye giderken kendisini arayan üç kişi arabalarında yüksek sesle müzik çaldıklarını görünce arkadaşı ile beraber müziğin ezan esnasında kısıtılmasını isteyen iki sarhoş tarafından bıçaklanması sonucu hayatını kaybetmiştir. Bunu zanlılarda itiraf etmişlerdir.

Son günlerde darbe çığırtkanlığı yapanlar bunda başarılı olamayınca, farklı provakatif girişimlerde bulunmaya çalışmışlardır. Mesele Tayyip Erdoğan’ı yıkma meselesi olduğu için seçimle iktidara gelemeyenler yıllardır iktidarı darbe ile ele geçirmeye çalıştıklarını artık bilmeyen yoktur.

Mesele ülkeyi düşünmek meselesi değil, iktidarı seçimle ele geçiremiyorsanız, başka yollarla ele geçirmek, bunlar için her şey mubah. Adamlar bakın Ayasofya'da Fetih süresinin okunmasını hazmedemiyorlar. Yunanı anlıyorum da bizdeki Yunanları anlamıyorum.

27 Mayıs’da Menderes’in bebek ve köpek meselesi ile gayri meşru yollarla idam edilmesi dönemi artık kapanmıştır. O günleri ekranlarda izlerken inanın içim sızladı. Çıkacaksanız millet huzuruna size iktidar yolunu millet verecek. Vermiyorsa milletin iradesine saygı duyacaksınız.

Ülkemizin gelişmesini ve iyi günlere gitmesine tahammül edemeyenlere millet olarak fırsat vermeyelim. Bu tür provakatiffitneciklere kesinlikle taraf olup müsamaha göstermeyelim. Milletin verdiği emaneti hazımsızlar boğazlarında kalsa da hazmetmek durumundadırlar.

ÇÖL İNŞALLAH SUYA KAVUŞUR

Zaman zaman ben ilimizin bölgelerini sürekli gezerim. Tarım ve hayvancılıkta çöl bölgesi bir numara. Ancak bu bölgedeki vahşi sulama yer altı suyunu yok etmiş durumdadır. Hala bu sulama damlama şeklinde yapılması gerekirken, vahşi sulamanın yerini alan fıskiye ile yapılmaktadır. Böyle devam ederse bir kaç yıl sonra mevcut yer altı suyunu da bulamayız.

Kızılırmak havzasından ilimize tarımda kullanılmak için su getirilmesi konusunda Milletvekillerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız gerekli mercilere müracaat ederek ilimiz sulama suyuna kavuşması için gayret sarf ediyorlar.

Geçtiğimiz hafta içi çöl bölgesinden gelirken bu fıskiyeli suları görünce ilimizin dış havzadan gelmesi için yapılan çalışmayı bir ay önce Borsa başkanı Sayın Hamit Özkök’ün tele konferans ile bakanlık ile yaptığı görüşmenin sonucunu öğrenmek için Borsaya uğradım.

Hamit başkan DSİ ile yaptığı yazışmalara verilen cevabi yazının fotokopisini verdi. 15.04.2020 tarihli yazıda mevcut istenen Kızılırmak havzasından Konya kapalı havzasına su aktarılması incelemeye alınmıştır. Ancak bu kaynaklar incelendiğinde şu çalışma acilen yapılması ortaya çıkıyor. Sonradan gelen talepler üzerine, Aksaray-Eşmekaya Ovasına su aktarılması hususu, iki ayrı alternatif üzerinde durulması değerlendirilmektedir.

Fırat Nehrinden Kızılırmak nehrine 200 hm3/ yıl su aktarılması; bu suyun da Kızılırmak üzerindeki Gülşehir Reglötörü ile çevrilip, Aksaray-Eşmekaya Ovasına aktarılması.

Görüldüğü üzere Kızılırmak suyu cazibe ile aktığı için Gülşehir'den Eşmekaya Ovasına akıtılacak. Dolayısı ile gelecek olan bu suyun en kısa zamanda bölgeye ulaştırılmasıdır. Işık görülmüştür, emeği geçen herkese teşekkür ederiz.