GÖRGÜ
14 Eylül 2023, Perşembe 09:17Büyüklerim anlatırdı...
Osmanlı’nın son padişahı Sultan Vahdettin zamanında,
Aksaray’da martaval adında ermeni bir doktor varmış.
Eğri Minare sokağında bir evde otururmuş.
Ortalıkta bir söz dolaşmaya başlamış.
Martavalın evinde ateş içeride yanarmış. Dumanı dışarı çıkarmış.
Nasıl olur diye meraklılar görmeye gitmiş.
Bakmışlar ki doğru.
Martavalın hanımı meraklıları içeri almış.
Bakın bunun adı soba.
İçinde odun yakılır.
Şu borularla duman dışarı çıkar.
Bundan böyle Aksaray’da kalbur üstü insanlar soba yakmaya başlamışlar.
Derken tüm halk evlerinde soba yakmaya başlamış.
Çocukluğumda Hasandağı yöresindeki vatandaşlar dağdaki meşe odunlarını keserler.
Eşeklere yükleyip sokak sokak gezdirerek satarlardı.
Sırtında bebesi ve ayak yalın kadınların kış kıyamette odun yüklü eşeklerle sokak sokak dolaştıklarını bu gözler gördü.
Anam rahmetli böylesi çıplak ayaklı kadınlara giyilebilecek eski ayakkabıları verdiği zaman yoksul kadınlar bayram yaparlardı.
Meşe odununu parası olan yakardı.
Odun kömürü de getirirdi köylüler.
Mangalda dışarıda meşe kömürü yakılır isi çıktıktan sonra kor ateşli mangal içeri alınırdı.
Kül ile örtüldü mü bu ateş sabaha kadar kalırdı.
Bazı kahve tiryakileri mangalda kahve cevzesini hiç eksik etmezdi.
Sonraları odun sobasında tezek, kavak dalı, ayçiçek sapı derken,
Kok ve linyit kömürü yakıldı.
Yakın zamanda da kazandaki suyu ısıtan kömür ateşi ile kaloriferli evler cazip hale geldi.
Şimdi de doğalgaz ile ısınmaya başladı evler.
İmkanlar boy gösterdikçe rahatlık da insanları mutlu ediyor.
Asil Türk milletine bu mutlu yaşantıyı çok gören dış düşmanlar fitne çıkarmaktalar.
Kültürlü halkımız buna aldanmayınca haçlı şaşkına döndü.
Kalın sağlıcakla...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.