Gözler şimdi Ankara’ya çevrildi
07 Mayıs 2018, Pazartesi 09:02Ak Parti kısa süreliğine de olsa, Aksaray da bir heyecan ve hareketlilik yaşadı. Ben aldığım karar gereği adaylar belli olana kadar hiç bir aday adayının yanına düşüp her hangi bir delege ve teşkilata gitmedim. Toplantı ve davetlerine katılmadığım gibi, köşemde de herhangi bir aday adayını destekler bir duruş sergilemedim. Bir basın mensubu olarak herhangi bir adaylada ticari bir ilişkiye girip konuşmadım. Hatta beraber çalışalım diyenleride ret ettim. Benim gazetecilik duruşum ve konumum budur. Eğer böyle olmasa idim çoktan saygısız ve itibarsız birisi olurdum. Yüzüme bir türlü arkamdan bir türlü konuşan çok olurdu.
Benim burada özel meseleleri ve kişileri yazmak yerine, Ak Partiye bu ülkenin ihtiyacı var. Nasıl başarılı olur, ben bunun derdindeyim. Yoksa kim aday olmuş olmamış buna takılmam. Takıldığım halkın takdirini kazanacak adaylarla seçime gidelim.
Bir gün önce yazdığım yazıda inanın ne teşkilatı ve ne de bir adayı hedef almadım. Sadece kamuoyunun talep ve isteğini dile getirdim. Nedeni ise Ak Parti şehrimizde iyi ve kabul gören adaylarla seçime gitsin ki yeniden tarih yazalım. Yoksa bizim kimse ile bir problemimiz yok. Bizim ki, sadece bir uyarı idi.
Ak Parti bu temayülleri kuruldu kurulalı yapıyor. Temayül sonuçları o kadar da dikkate alınmıyor. Hatta bu yoklamanın %5 bile önemi yok. Geçmişte birinci, ikinci ve üçüncü olanların hiçbirisi listeye bile alınıp aday yapılmadı.
Hadi birinci çıktın, kamu oyu yoklamasında sıfırsın o zaman ne olacak? Ak Parti en çok kamu oyu yoklamalarına, kanaat önderlerine ve istihbarat raporlarını dikkate alıyor. Oyu sadece delege vermiyor ki, herkes oy verdiğine göre onların görüşleride önemli.
Buradan şu aday adayı temayülde oy aldı veya şu sırada demek safsatadan başka değildir. Herkes kendine yakın ve nemalandığı kişileri öne çıkarmaya çalışıyor. Bu sözlerin ve paylaşımların en ufak bir önem ve değeri yoktur.
Şunu söyleyebilirim ki, sahayı ve alanı çok iyi bilen bir gazeteciyim. Çoğu kişiler temayül yoklamasında umduğunu kesin bulamadı. Hatta delege işarete göre oy vermedi. Görüştüğüm ve tanıdığım delegelerle sohbet ettim, herkesin aklında bir aday vardı ve ona verdiler.
Ziyaret ve görüşmelerinde her aday adayını idare ettiler. İlçeler, kasabalar ve köyler yüksek düzeyde temayüle katıldılar. Eğer doğruysa 700 civarında delege oy kullanmış. Yani nerede ise 500 civarında delege oy kullanmaya gelmemiş. Bununda nerede ise %70 merkezden gelmeyenler. Peki bunun neresinde adil delege yazımı var?
Emmiyin oğlunu, dayıyın oğlunu, akrabanı partisine bakmadan emrimden çıkmaz diye delege yazarsan olacağı budur. Ben onun için keşke adayları partiye kayıtlı üyeler seçse de kaç aday adayı çıkardı görelim diye boşa demiyorum.
Şu birinci falan ikinci vırtgeli oynamaya gerek yok. Herşey 21 Haziran’da Reisin iki dudağı arasında söyleyeceği cümle ile belli olacak. Ondan sonrada atlamak için aday adayı olanlar bakalım hangi kapıları çalacaklar.
Ha şunu söyleyim bakalım kimler samimi adaylar belli olduktan sonra sahada olacak. Kimler aday olamayınca çantasını alıp yola koyulacak bunları da göreceğiz. Tıpkı 15 Temmuz’da olsun hiç bir gece meydanlarda görünmeyipte adaylık için koşanlar gibi. Uzun lafın kısası 75 aday adayının gözleri Reisin ağzından çıkacak söze çevrilmiş vaziyette.