Hep aynı yolun yolcusu olacağız
20 Mayıs 2024, Pazartesi 09:00Tabi dünyaya gelişimizin bir gayesi ve nedeni var, sonucunda ise hepimizin gideceği ise kabir kapısıdır. Bu dünyada aç gözlülükle ve bir hırsla çalışır dünyayı elde etmek isteriz ama sonuçta dikişsiz bir kefene bürünür hap aynı yere göçeriz. Peki oraya ne götürüyoruz sadece bir kaç metre kefen. Zenginide fakiride aynı kefeni giyerek gideriz. Valla hayırlı evlat yetiştirdi isek arkamızdan bir fatiha okur, yoksa yalnız başına kalır garip yatarsın.
Tabi sağlık sıhhat yerinde iken elde etmek istediğin hırslar yaşlanınca biter. Bu sefer ölüm korkusu ile yaşarsın,imanın nisbetinde ölümden korkarsın. Birde ne kadar iman sahibiyim diye imanı nisbetinde ölümden korkar.
Yazımın başlığındaki konu neticesinde, hepimiz bir gün kabir kapısından içeriye gireceğiz. Belki bir gün önce, belki bir gün sonra. Dolayısı ile dört günlük dünya için birbirimizi incitip, kırmaya gerek var mı?
Dünyanın bir han kapısı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir kapıdan girip, diğer kapıdan çıkıyoruz. Şöyle geriye bir baktığımızda bu kapıdan kimler geldi kimler geçti. Bizde bir gün gelip geçeceğiz, zaten hiçbirimizin bir dakika sonrasına garantimiz yok.
Peki hayat böyle devam ederken neden ölümden bu kadar korkuyoruz? Korkunu ecele bir faydası var mı? Ölümden korkunun en önemlisi, insan imanı nispetinde korkar. Kabre hazır olamadığımız ve dünya nimetlerine doymadığımız için ölümden korkuyoruz.
Bende dahil olmak üzere, hayatta iken neden sağlığımızda bir aksaklık olduğunda ölüm korkusu bizi sarınca tedavi için haram olan yiyecek ve içecekleri bile tereddüt etmeden alıp yemiyor muyuz. Hayvan pisliğinden bile zaman zaman medet ummuyor muyuz?
Ama bakın ne yaparsak yapalım nasıl olsa kabir kapısı bir han kapısı, nasıl olsa bir gün oraya gireceğiz. Onun için dünya menfaatlerine daldığımız kadar kabir için ahirete de en ufak hazırlık yapmıyoruz. Kendimizi kabre neden hazırlamıyoruz?
Dünya nimetleri ve güzellikleri inanın hiç bir zaman bitmez. Ama bu nimetleri bize veren Rabbımıza neden her gün şükretmeyiz. İşte ahireti unuttuğumuz için ölüm aklımıza gelince ölümden korkuyoruz.
Ölüm çoğu zaman aklımıza hiç gelmez, ne zaman bir cenazeye katıldığımızda veya mezarlığa cenaze defnettiğimiz de ölümü hatırlayıp tebessüm edip kendimizi yargılıyoruz. Halbuki ki, hayatımızın her safhasında ve yanlış yaptığımızda ölüm aklımıza gelmeli.
Tabi mezarlıktan ayrıldıktan sonra hayat devam ettiği için normal hayata geçer ölümü unuturuz. Öyle ise insan imanı nispetinde ölümü hatırlar ve ölümü severek karşılar. İmanı olmayanlar ölümden daha çok korkarlar.
Allah bizleri ölümü hatırlayanlardan ve ölümü severek karşılayanlardan eylesin. Hiç bir surette ölümden kurtulamayacağımıza göre birbirimizi kırmaya ve incitmeye gerek yok. Allah hepimize imanla kabre gitmeyi nasip etsin.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.