İyi insan ve Müslüman olabilmek
23 Ekim 2019, Çarşamba 08:46Yazımın başlığına kullandığım cümleyi hepimiz dahiliz, nasıl iyi insan ve Müslüman olabilmemiz gerçekten çok zor. Ama dünya menfaatleri olduğunda onun peşinden koşmayı ise daha çok arzuluyoruz. Dünya kaçıyor, biz onu kovalıyoruz. Kuyruğundan bir kısım insanlar tutabildiği kadar tutuyor. Ama kendisini tutmak çok zor. Bir gün kuyruk kopuyor elimizde kalıyor ve ebedi istırahatımıza göçüp gidiyoruz. Dünyanın arkasından yetişip tutan hiç bir kimse yoktur. Bir kısım insanlar dünyayı cebine doldurmaya çalışsa da, oda bir gün ona fayda vermiyor.
Kazandıkça aç gözlülüğe devam ediyor. Ne garibanı görüyor, ne de ihtiyaç sahiplerini görebiliyor. Bu tür insanları görüp onların elinden tutsa hiç değilse onların duaları ile belki huzuru ilahide affa mazhar olur. Önemli olan helal kazanç kazanmak ve ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmaktır.
İyi insan dünyanın fitnelerine ve şeytanın hilelerine karşı dikkatlidir. Rabbı’na ibadet eder, emirlerini yerine getirir, yasaklarından kaçınır. Allah’a tam bir teslimiyet içindedir. Rabbı’na çokça tövbe eder; hata, ihmal ve kusurlarından dolayı bağışlanmasını niyaz eder.
Kendine karşı görevlerinin bilincindedir. İnsanın akıl, ruh ve bedenden meydana geldiğini ve her birinin kendilerine özgü yapıları ve ihtiyaçları bulunduğunun farkındadır. Bunlar arasındaki dengeye özen gösterir; birine önem verip diğerlerini ihmal etmez. Bu hususta da Allah’ın Kitab’ını, Peygamberinin sünnetini ve iyi amel sahibi insanların yaşantısını kendine rehber edinir.
İsraf, aşırılık ve kibre kaçmaksızın giyimine özen gösterir. Allah’ın Mükerrem kılıp, meleklerinin secde etmesini emrettiği, gökler ve yerdekileri hizmetine amade kıldığı insana yakışır özeni, iç aleminde de gösterir.
Anne-babasına iyilik ve ihsanda bulunur. Onların kıymetlerini bilir, değer verir. Onlara karşı isyankar bir evlat olmamaya dikkat eder. Çocuklarına karşı son derece şefkatli bir insandır. Onların eğitimine yönelik sorumluluğunun farkındadır. Çocuklarına karşı duyduğu sevgi, şefkat ve merhameti onlara hissettirir. Gerektiğinde çocuklarını uyarmaktan, yanlışlarını düzeltmekten geri kalmaz. Böylece gönüllerine güzel ahlakı yerleştirir, onları hayırlı ve şerefli işlere yönlendirerek güzel bir eğitim ile yetiştirmeye çalışır.
Akraba ve yakınları ile aralarındaki sevgi bağını devam ettirir. Komşularına iyilik ve ihsanda bulunur. Onların hal ve durumları ile yakından ilgilenir. Komşuluk hakkını bilir ve gözetir. Kardeş ve arkadaşları ile ilişkileri “Allah için sevmek” esasına dayalıdır. Bu ise insanın hayatındaki en yüce, en temiz sevgidir. Zira, her türlü menfaat ve şüpheden uzak bir sevgidir. Bu esas üzerine kurulan ilişki, temizlik ve saflığını Kur’an ve Sünnet’in ışığından alır.
Bu yüzden Müslüman, kardeşleri ile olan ilişkilerinde dürüst, samimi ve hoşgörülüdür. Bu kardeşlik bağının devam etmesine özen gösterir. Onlarla ilişkilerini kesmez, tartışarak ve sürtüşmeye girerek duygularını incitmez. Mümkün olan hiçbir iyiliği onlardan esirgemez. Onları daima tebessümle, güler yüzle karşılar. Sosyal ilişkileri çok ileri seviyededir. Bu sosyalliğini, dininin esaslarından ve karşılıklı ilişkiler fıkhının üstün ahlaka ilişkin hükümlerden almıştır.
Güzel ahlaklıdır. Bütün insanlara karşı doğru sözlü ve dürüsttür. Hile yapmaz, aldatmaz, ihanet etmez. Yalancı şahitlikte bulunmaz. Nasihat eder. Hayra öncülük eder. Sözünde durur. Haya sahibidir. İffetlidir. Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışmaz. İnsanların mahrem meselelerini araştırmaz. Gösterişten uzaktır. Her durumda adaleti gözetir. Zulmetmez. Sevmediği insanlara karşı da insaflıdır. Hiçbir insanın başına gelen kötülüğe sevinmez. Kötü zanda bulunmaz. Gıybet ve koğuculuk yapmaz. Sövmez ve çirkin söz söylemez. Kimseyle alay etmez. Böyle bir insan olmayı yüce Rabbım hepimize nasip etsin.