Kendi uydurduğuna kendisi inananlar
05 Ekim 2018, Cuma 09:53Çok garip bir toplumuz, neden derseniz dedikoduyu seven bir toplum olmuşuz. Bazen öyle yalancı ve iftiracılar var ki, kendi uydurdukları yalana kendileride inanırlar. Adamın işi gücü yalan dolan uydurmak. Hemde anlatırken sanki anlattığını bire bir yaşamış. Sorunca da öyle diyorlar, veya öyle duydum. Peki kim söyledi diye sorunca o kişide yok. Duydum işte cevabı alırsınız, ya da öyle söylüyorlar deyip için işinden çıkıverirler. Halbu ki, söylediği duyum değil tamamen kendi uydurması.
Bazen çok çirkin ve günaha girilecek dedikodu uyduranlar olur. Neden uydurur sevmediği, kıskandığı ve çekemediği kişiler hakkında dedikodular uyduranlar oluyor. Bir başkasına anlatıyor ki, o da gitsin başkasına anlatsın ki, o kişi yıpransın zor durumda kalsın.
Bu dedikoducular bazen dost gibi yaklaşırlar, kulağına eğilerek, “ kimse duymasın ama bak neler olmuş” diye başlar sana anlatmaya. Sende inanırsın, neden korkuyor ve kimse duymasın diye anlattığın adama tenbih yapıyorsun?
Be ahmak iki kişi arasında konuşulan hangi sır orada kalıyor? O ancak kadim dostlarda kalır ve saklanır. Tabi kadim dost bulursanız dertlenirsiniz. Bu zaman da öyle kadim dost bulmak çok zordur. Öyle dost olmalı ki, kötü olduğunuzda da sırrınızı saklamalı.
Birkaç gün önce bir tanıdık yanıma gelip oturdu. Bana dedi ki, “ sana bir şey anlatacağım ama sende kalsın” dedi. Bende dinledim, anlattığının tamamı yalan. Çünkü o anlattığı konuyu yakinen biliyorum. Adam bu özel hayatı anlatırken sanki tepelerinde bekçi imiş gibi anlattı. Tenbih ettim bu anlattığıyın aslı yok, sakın başka yerde anlatma günah dedim.
İnsanların özel hayatlarını yaşayanlar kadar kimse bilemez. Sırf o insanlar yıpransın, toplumda küçük düşürülsün diye insanlara iftira atmak çok çirkin ve hainliktir. Bu tür konularda gözünle görmediğin bir şeyi anlatmayacaksın.
Duysan da, gerçekte olsa bu konularda vebal vardır. İnsan hayatında yaşamadığı bir şeyi nasıl görür ayıplarsa bir gün kendi başınada geleceğini unutmamalı. Keser döner sap döner bir gün seninde başına gelirse sende anlarsın hanyayı Konyayı.
İnsanlar hakkında görmediğiniz ve bilmediğiniz konu hakkında konuşmayacaksın. Hatta bazen görsen bile anlatılmayacak durumlar vardır. Bunlar anlatılmaz ve paylaşılmaz, çünkü arkasında vebal ve günah vardır.
Bizim Aksaray da genel olarak dedikodu çok fazla. Ama bunu belli bir kesimin ürettiğini tahmin ediyorum. Bunlarında sayısı belli sayıda. Bir siyasetçi hakkında çarşıyı dinlersiniz, eğer inanacak olursanız adam bitmiş yok olmuş. Kenar mahalle ve çarşı dışına çıktığınızda anlatılanların tam tersini görürsünüz. İnanın çarşıda anlatılanların bir tanesi mahallede yok.
İftira ve dedikodu çok günah ve iftira edenle helalleşmediğiniz sürece huzuru mahşerde hesap vereceğiz. Doğrular konuşulmalı ve paylaşılmalı. Ancak her doğruda paylaşılmaz, eğer doğruyu söyleyeceğim diye kişiye zarar veriyorsa bunlar insanların kendisinde saklı kalmalı.
Doğruyu konuşuyorum diye kişilere zarar verilmemeli. Herkes hata edebilir, hatasız insan olmaz. Başkasını eleştirirken önce kendi hayatımıza bakmalıyız. Sizi başkası görmeyebilir, ama yüce Rabbım her saniyemizi gördüğünü unutmamak lazım.
Özellikle başkalarını eleştirirken, önce kendimizi eleştirmeliyiz. Biz ne kadar dürüst ve Allah katında düzgünüz diye aynada kendimize bakmalıyız. Hak ve hukuk çök önemli, buna çok riayet etmeliyiz.