Keyif mi alışkanlık mı yapıyoruz?
22 Temmuz 2024, Pazartesi 01:19Ülkemizde sıkıntılı bir ekonomik kriz yaşanıyor, yaşanıyor yaşanmasına da kimse yaşam ve keyfinden en ufak taviz vermiyor. Son dönemlerde gezdiğimiz ve dolaştığımız yerlere bakıyorum en zor yaşayanlar emekliler. Diğer insanlar ne ekonomiye bakıyor ne ülke durumuna bakıyor. Tabi bunlar çok azınlık kesimler diyebiliriz. Herhalde en iktisatlı ve gereksiz masraftan kaçınan kişi benim. Keyif yapmayı ve gelişi güzel harcamayı bırakın her harcamaya sınır getiriyoruz. Ama çevreye bakıyorum çoğunluk yaşamından taviz vermiyor.
Toplum olarak insanlarımızın ekonomik gelirlerini üç sınıfa ayırırsak, alt gelir sınıfı, orta gelir sınıfı ve üst gelir sınıfı olanlar. Bakın genel olarak söylemem gerekirse üst gelir sınıfı harcamalarına sınır getiren kesim olarak görüyorum. Ama onların sınırlı yaşadığını düşünüyorum. Paralarını çoğunluğu bankalara yüksek faizli yatırıyor.
Hafta sonları piknik alanlarına bakıyorum oturacak yer yok. Sokak ve yollara bakıyorum 2 litre mazotun 100 lira olduğu bir dönemde yollar arabadan geçilmiyor. Alışveriş yerlerinde insandan geçilmiyor. Nasıl bir ekonomik kriz dönemindeyiz inanın çok şaşkınım.
Ya çok kazanıyoruz, ya da devlet vatandaşa gizli para veriyor diye düşünüyorum. Çarşıda bazı yerlere oturan yaşlılara bakıyorum çay 20 lira olmuş nasıl çay parası vereyim diye banklarda oturup sohbet ediyorlar, demek ki bazı üst kesim pervasız harcama yapıyor.
Devlet pandemi nedeni ile destek yaptı, ama koymayla kuyu dolmaz. Akaryakıt zammından tutun her şey almış başını gitmiş, bunlara gerekli tedbir ve önlem alınarak çözüm getirilmedi. Ne olduda bir kaç senede bu duruma geldik, yapamıyorsan bırakacaksın.
Ülkede bu kadar yangın varken yaşamımızdan en ufak taviz vermeden yaşamak inanın beni şaşırtıyor. Kimse yaşamından ve hayatından taviz vermeden yaşıyor. Yaşamımızda sıkıntı konuşuluyor, ama eskisinden farklı bir yaşamımız görülmüyor. Aynen eski yaşamımız gibi yaşayanlar yaşamına devam ediyor.
Ben şahsen ne keyfime bakıyorum ve ne de yaşamıma olursa olur olmazsa olmaz demiyorum. Elimden geldiği kadar kendime göre tasarruflu ve tedbirli yaşamaya çalışıyorum. Bir kilo domates için ülkemi kötülemiyorum ama iyi idare edilmediğimizi söylemekten geride kalmıyorum.
Her sıkıntının sonunda bir güzellik olduğunu bilenlerdenim. Boğazıma giren her gıda için ülkemi satmıyorum ve satmamda. Bu ülke benim ülkem, başka gidecek yerimiz olmadığı için ülkeme sahip çıkmak durumundayım.
Ha cebi dolu olup bunu fırsata çevirmeye çalışanlar yok değil. Bunu siyasi amaç için kullananlar var. Ülkemi idare edenler maaşlara zam verirken sessiz sedasız veriyor ve açıklama yapmıyorlar. Bu insanlar mutlu azınlıkların dışında perişan bunun hesabını zamanı gelince soracak unutmamak lazım.
Ülkemizde tasarruf etmeyen yüzde 30 civarında bir mutlu azınlık var. Bunlar için ekonomik kriz falan yok. Bizde bunların yaşamını görünce ülke bu zannediyoruz. İnanın ülkenin yüzde 60 üzeri ekonomik parişan vaziyetdedir.
Yazımın başlığında dediğim gibi ekonomik sıkıntı belli kesimde yok, onlar keyfine bakadursunlar. Keyfine devam edenler etmeye devam etsin, ama biz yinede tedbirli yaşamaya devam edelim. Belki ne olur ne olmaz. Bu bir vatandaşlık görevi olsa gerek. Yüce Rabbim he şeye rağmen ülkemizi ve bizlere huzurlu rahat yaşamayı nasip etsin.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.