ABAYLAR
Aksaray
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

 ‘Sen ne anlarsın bahçe işlerinden?’

24 Mayıs 2021, Pazartesi 13:45

Aslında bu gün farklı bir yazı yazmıştım, HDP ye Bakanlık ve Bakan yardımcılığı teklif edenlerin rezaletini ve şu bildiri yayınlayan PKK ya karşı 40 yıldır çarpışan emekli generallerin neden bu pazarlıklara karşı bir bildiri yayınlamamalarını ele almıştım. Bu ülkenin vatan severleri ülkedeki hainleri son dönemler de çok iyi biliyorlar. Onun için farklı bir konu üzerinde duracağım.

Geçtiğimiz günlerde “ Köyde yaşam bir başka” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu yazıyı okuyan bir dostum, “ sen köyde yaşamdan ne anlarsın? İlkokuldan sonra köyden çıkmışın” diye bana takılmış.

Köyden çıkışım ile ilgili söyledikleri doğru, ama öğrenim süresinde on yıldan fazla yaz tatillerinde köyde yaşadığımı,bu süre içerisinde köyde ne yaşandı ise yaşadığımı bilmeyebilir. İstersen bunlardan biraz bahsedeyim.

Ben bir eğitimci babanın çocuğu olmama rağmen köyde ne yaşandı ise yaşadım. Ekecik’ten gelen akar su evimizin önünden geçerdi, kışları çetin olurdu. Biz o ilkokul çağlarında elimizde bir gübre torbası ile köyün üstünden cami önüne kadar buzda kayardık.

İlkokul 4’e giderken 25-30 kuzumuz olurdu, bunu rahmetli Osman amcanın oğlu Murat Çanta otlatırdı. Bende sabah kalkar ona erkenden çoban azığı götürürdüm. Tabi şimdiki gibi öyle çaylı kahvaltı olmazdı. Rahmetli anam bana bir yumurta dürümü yapardı. Sonra Murat Çanta ağabeyin annesinin evine giderdim, bir yumurtalı dürüm de o yapar azık götürürdüm.

Bazen yumurtanın içerisine kuru ekmek ovalayıp yağlamaç değimiz dürümden yaparlardı. Benim o yıllarda ki yaşımdaki şimdiki çocuklar yemeklerini yiyemiyor hala anneleri ağızlarına yemek veriyor. Sonra saat 11 00’e kadar kuzuları otlatır başında dururdum.

İlkokul beşte iken rahmetli babam 50 dekar falan şahman buğday ekerdi, evin büyükleri bunu biçerken bende tırmık çekerdim. Hafızlık çalışmamdan sonra ortaokula başladım. Bu sefer yaz tatillerinde babamdan dayak yiyerek ekin biçmeyi öğrendim.

Bu sefer tarlada ekin işlemeye başladık, rahmetli Halil amcan ekin biçmemi çok takdir ederdi. Tabi traktöre sap yüklemeyi, harmanda patoza sap atmayı ve harmanda Tınaz savurup samanla buğdayı ayırt ederdik. Ardından da kışın hayvanlara yem olarak samanları saman damına doldururduk. Tabi bu saman işi harmanın en zor tarafı idi.

Ha şimdiki gibi o zaman pek traktör yoktu, bir tek atla pullukla çok tarla sürdüm. Tabi rahmetli anamla karpuz toplamaya, fasulye çapalamaya kadar gidip yaptım. Son dönemlerde bağ budamayı babamdan öğrenip çok bağ budadım.

Bahçemizde yonca vardı tırpanla yonca biçimi yaptım, çayırda biçtim. Bahçe işleri zaten sürekli görüp yaptığımız işlerdi. Anamın yaptığı doğal tarhanaları çok çalıp yedik. Fasulyeyi yufkaya dürünüp siz yediniz mi? ben şahsen anamın dürdüğü fasulyeyi çok yedim.

Tabi liseden sonra pek köyde yaşamımız kalmadığı için ara vermek zorunda kaldık. Ama artık yaşımız ilerledi emekli olduk. Bundan sonra beton duvarların arasından kaçmayı düşünüp bu eski yaşamı özlemeye başladım. Şu beton duvarlar artık bizleri sıkmaya başladı, onun için oksijenli temiz hava içi yazları olsun kaçma zamanı geldi diye düşünüyorum.

Onun için baba mirasına tekrar zaman zaman dönüp bu havayı yaşamak istiyorum. Zaten benim gibi düşünen bir çok insanların olduğunu biliyorum. Hafta içi gittiğim bahçedeki havayı ve uykuyu unutmak mümkün değil.

Bu nedenle köyde yaşamın her türlüsünü yaşadım ve yaptım. Her ne kadar gazetecilik mesleğini devam ettirsem de ben bir köy çocuğuyum. Köyde yaşamın her türlü zorluk ve çalışmalarını çok iyi biliyorum ve seviyorum.