Taki ağabeyin ardından

     1980 öncesi Belediye Başkanlarından Taki Tatlıpınar ağabey hakkın Rahmetine kavuşmuştur. Rahmetli Taki ağabeyi 40 yıldır tanırım ve saygı duyup hoş sohbetler ettiğim bir eski Belediye Başkanı idi. 1980 ihtilali sonrası görevden alınan Taki ağabey on yıl öncesine kadar siyasetten hiç kopmadı. Hatta öyle zamanlar oldu ki, Taki Bey (DYP) Doğru Yol Partisinde son dönemlerde Başkanlık kazanamayacağı günlerde bile adaysız kalmasın diye DYP’den aday olmuştur. Uzun lafın kısası iyi bir partili olması nedeni ile joker gibi aday olmuştur.

     Rahmetli Taki Bey Osman Ertuğrul Beyin seçim kazandığı dönem DYP’de adaylık süreci başlamıştı. Rahmetli Refik Karabatak’ın bürosunda Taki Bey, Rahmetli Faruk Özyürt ve Naci Özgül’ün bulunduğu bir ortamda bende bulunuyordum.

      Kimi aday yapalım konusu konuşuluyordu. Seçim kazanılamayacağını bildikleri için parti adaysız kalmasın düşüncesi ile bir aday bulunması isteniyordu. Ama seçime asılacak kişiler aday olmaya cesaret edemiyorlardı. Taki Bey dediki, “ ben aday olurum ama benim seçimde harcayacak param yok. Parti adaysız kalmasın, masrafımı karşılarsanız aday olurum” dedi.

     Bu güzel kabule orada bulunan parti yetkilileri menmuniyetle karşıladılar. Bunun üzerine Taki Bey aday olmuştu. Seçim döneminde usta bir siyasetçi olması nedeni ile seçimi kazanacak gibi çalışarak seçimi tamamladı. Yani iyi bir partili ve siyasetçi idi.

       Geçmiş Belediye Başkanları içinde sokakta en rahat ve hoş sohbet olarak dolaşan bir eski Belediye Başkanı idi. Ben kendisi ile yaşımız farklı olmasına rağmen hoş sohbetler eder hatta pervasızca konuştuğum bir siyasetçi idi.

      Bir gün Mezarlıklar müdürü idim bir cenazeye gelmişti. Kapıdan girince dairede benim olup olmadığımı sormuş. Benim yanıma çıkarken pencereden gördüm kapıda karşıladım. İçeri girdi oturunca benden “sigaran varsa bir tane ver” dedi.

      Kendisi ile şakalaştığım için takıldım, “ iki dönem Başkanlık yaptın, bir kenara üçbeş kuruş atmadın mı da sigara bulamıyorsun” dedim. Gerçekten verdiği cevap çok ilginçti.

      “ Ben deli dolu bir Başkandım, Belediyenin medivenlerinden çocuklarımı çıkarmadım. Ben burada yetmiyormuyumda birde siz buraya geleceksiniz diye yasakladım. Bunu Belediyede çalışanlar bilir. Şimdi Başkanların çoluğu çocuğu Başkan olmuş gibi Belediyeden çıkmıyorlar. Ben bir kuruş çalmadım, çırpmadım, yaptığım yanlışlar varsa hatır içindi. Emekli maaşımdan başka bir kuruşum yok” demişti.

       Gerçektende ona bu konuda kimsenin bir şey söyleneceğini sanmıyorum. Zaten bundan dolayıdır ki, o dönemden kalma çok dostları vardı. Pınar Mahallesindeki arsaları rahmetli dağıtmıştı. Yine Hastahane ilerisindeki arsaları rahmetli dağıtmıştı.

       Eski Belediyenin yanması ile mevcut Belediyeyi rahmetli Taki Bey yaptırmıştır. Postahane yanında bulunan Belediye binası yanınca şimdiki binayı hizmete sokmuştur. Herkeste onu o dönemde böyle bir bina yapması ile anmaktadır.

       Benim ikinci sayı olarak yazdığım “Tarihten günümüze Aksaray” eserime önsöz yazdırmaya gittiğimde bayağı halsiz ve eskisi gibi dolaşamıyordu. Gözünün görmediğini ama kendisi söyleyip benim yazmamı istedi ve bende öyle yaparak eserime koydum.

     Hatta benim Aksaray’lı yetkililerin Aksaray’ın çocuklarına sahip çıkmadığından dert yanmıştım. Bana dedi ki, “ Erdoğan yavrum eğer sen yabancı olsaydın seni Topakkaya’da karşılardık. Kendi evlatlarımız çok ucuz ve kıymetsiz. Ben Dalkılıç döneminden kalma İbrahim Hakkı Konyalıya yazdırılan Aksaray tarihine bir çuval para verdim. Üstelik aylarca misafir kaldıkları masrafları ödedim” demişti.

      Taki ağabeyle çok hatıralarım bulunmaktadır, iyi bir dostluğumuz bulunmakta idi. Son dönemlerini rahatsızlığı nedeni ile Ankara’da geçiren Taki Beye Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına ve sevenlerinin başı sağ olsun.