ABAYLAR
Aksaray
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

AV MERAKI

15 Kasım 2024, Cuma 06:16

Eskiden yaban kazı, yaban ördeği pek çoktu.

Vurdukları av hayvanlarını şehre getirirler şimdiki Tedaş’ın önü yağ pazarında satılırdı.

Av meraklısı olan şehirli esnaf da, yatılıya giderdi.

Göl kenarında çalı çirpiden kurdukları öneze içinden göle kaz ve ördek gelmesini beklerlerdi.

1942 de rahmetli öğretmen Hacı Mehmet Tapan ile Akhisar köyünde Öşür memuru idik.

Çiftçinin ürettiği tahılın yüzde onu devlet hissesi diye alınırdı.

Kaymakam Alaattin Siyavişgil başkanlığındaki komisyon her köy ve kasabanın gücüne göre vereceği şu kadar ton buğdayı kararlaştırır,

Memurlar da muhtar odasında muhtarın insafına bırakılır, o köyün vermesi gereken şu kadar ton tahıl çiftçilere salma diye yazılırdı.

Muhtar Abdullah Çetin;

Size keklik eti yedirmeden bırakmam dedi.

Köy kenarı fundalıktı.

Orman derdi köylü tepelere.

Gittik...

Aman ne göreyim...

Dağ taş orman keklikle dolu.

Hele bir uçuşları ve ötüşleri vardı ki görmeye değerdi.

Avlanmakla bitmeyen keklik sürüleri yalnız o yörede değil,

Hasandağına kadar keklik sürüleri ile dolum dolum dolu idi.

Çok lezzetli olan keklik etini afiyetle yedik.

Kekliğin ötüşü çok hoşuma gider.

Kaç yıldır bana bir keklik yakalayın ne isterseniz parasını vereyim deyip dururum.

Yok ki nereden bulacağız.

Derler.

Keklik vakırdısı ile şenlenen o köyler o tepeler şimdi boynu bükük ıssız ve sessiz.

Bir de Ilısu köyüne sandık başkanı sıfatı ile genel seçime gittik.

İki sandık vardı.

Biri bende diğeri de DSİ de memur olup sonradan okuyan eczacı Ahmet Başerdem idi.

Muhtar Ali Koşar’ın çok bakımlı odasında misafir olduk.

Ahmet Başerdem beraberinde getirdiği çiftesi elinde;

Hocam sen burada otur.

Ben şöyle bir dolaşayım.

Sana keklik ya da tavşan yedireceğim dedi ve gitti.

Bir saat sonra kocaman bir tavşanla çıktı geldi.

Eliyle yüzdü. İçini temizledi.

Kocaman bir leğen içinde soğuk su içinde kanı suya çıktıkça, 3-5 defa temiz suya aktardı.

En son su kansız ve berraktı.

Ertesi gün koca bir tencerede tavşanı az su ile pişirdi.

Su buhar oldu. Hafif yağ döküp kızarttı iyice.

Marifetli eczacı Ahmet Başerdem sayesinde o lezzetli tavşan eti bana da nasip oldu.

Bütün bunları anlatmaktaki maksat o eski av hayvanları neden tükendi? sorusu ile yazımı noktalıyorum.

Dağ, tepe, ormanlarımızın fakirleşmesi hepimizi üzüyor.

Çare...

Kalın sağlıcakla...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.