ABAYLAR
Aksaray
29 Ocak, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    32.02
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2419.0
  • BIST
    9618.83
  • BTC
    69294.62$

DİSİPLİN

05 Ekim 2023, Perşembe 09:05

Bir aileyi düşünün.

O ailenin reisi çoluk çocuğuna söz dinletemezse,

Çobansız koyun sürüsü gibi her biri bir yana dağılır.

Milletin bağ, bostan, ekinine zarar verir.

Öyleyse aile çatısı altındaki fertlerin sözünü dinleteceği bir aile reisine muhtaç olduğu gibi.

Devlet yönetiminde de devlet otoritesi olmalıdır.

1950 lerde adliye de asliye ceza hakimi Ali Rıza Alparslan vardı.

Yarım gün mesai olan adliyeden çıkan Ali Rıza Bey maliye konağı önüne geldiğinde kafayı tütsülemiş birinin sokakta,

Hop de Allah de,

diye nara attığını görünce cebinde taşıdığı düdüğü çıkarıp öttürünce hükümet konağından bir polis bir bekçi koşup geldi.

Götürün bunu halkı rahatsız ediyor. Bir ay ceza verdim. Katibi bulun kararı yazsın getirsin.

Demesi bir emirdi.

Ve her şey tamamdı.

Toplumu rahatsız eden sarhoş kasap Şammas’ın oğlu Kara Veysel’di.

Bir nolu hükümet caddesinde Pekerler konfeksiyon mağazası Ürgüplü Mehmet Usta’nın meyhanesi idi.

Oradan çıkan nara atmadan duramazdı.

Bu da başta Komser Avni Bey’di.

Amaratlı Seyit Ali’nin jipini alır nerede bağırıp çağıran sarhoş var jipe attığı gibi Konya yoluna.

Şimdiki Mercedes fabrikasının olduğu yer boş arazi idi.

Kar yağmurda olsa sarhoşu jipten indirip boş araziye bırakırdı Komser Avni bey.

Sarhoş oracıkta ya sızar kalır,

Ya da evinin yolunu arayacağım diye kendisini Sultanhanında bulurdu.

Bu korku ile meyhane taşkınlıkları bıçak gibi kesildi.

Matematik öğretmeni Mustafa Tokyay’ı bilirsiniz.

Talebeliğinde babası Ahmet Ağaoğlu elinden tutmuş okula getirmişti.

Döv bunu muallim bey eti senin kemiği benim diye teslim etti oğlunu bana.

Ben de, öğretmeninin sözünü tutar babası, bir daha okuldan kaçmaz diye Mustafa’yı okşadım.

Arkadaşları ile sınıfa gönderdim.

Aradan on gün geçti geçmedi baktım ki Mustafa sınıfta yok.

Çocuklardan gören var mı diye sordum.

Cami’nin oralarda geziyordu öğretmenim dendi.

Gidin getirin diye üç kişiyi görevlendirdim.

Getirdiler.

Hani söz vermiştin okuldan bir daha kaçmayacaktın.

Der demez iki tokat attım.

O oldu.

Mustafa bir daha okuldan kaçmadı.

Yeri gelince Mustafa şöyle dermiş;

Mahir Hoca’nın iki tokadını yedim Matematik öğretmeni oldum.

İki tokat daha ataydı kaymakam olurdum demesi bir gerçeği yansıtıyor.

Aile çatısı altında olsun,

Okulda olsun,

Resmi dairede olsun ,

Güvenlik güçlerinde olsun,

Her ne olursa disiplin şarttır.

Disiplin olmadığı yerde devlet otoritesi kalmaz.

Bunları anlatmaktaki maksadım.

Atatürk kanunlarının önü kesilmesi ile hakim ve savcıların eli kolu bağlanmıştır.

Askerin ve polisin elinden tuttunuz mu devlet otoritesi sıfırlanır.

Kanunlar bizim toplumun ihtiyacına göre meclisten çıkarılmalı.

Yoksa daha çok yıkıcı ve bölücü örgütlerle Atatürk Türkiye’si bir arpa boyu yol alamaz.

Elbette gücümüz bizim vekillere yetiyor.

İktidar gruplarında tercüman olduğum halkın düşünceleri işte bunlardır.

Diye uyarın meclis grubunuzu.

Daha da dinleyen olmadı mı yumruğunuzu ha bir masaya vurun.

Asmazlar korkmayın.

Türkiye Cumhuriyeti’nde devletin temeline dinamit koyanları ve cinayet işleyenlere bile aferin dendiği bir hukuk işleyişi var burada.

Cesur kararlar alacak meclistir.

Fevkalade bir istihbarat çalışması ile istenilen kanunlar istikametinde vatan topraklarında istenirse kuş uçurulmaz.

Kalın sağlıcakla...

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.