ESKİ ÇAMLAR BARDAK OLDU

Yarım asır oldu.

Kasaba uğradım.

Bir gurbetçi kardeş 5-6 kilo parça et almış.

Tezgahtar eti yağlı kağıda ve sonra da gazeteye sarmış.

Müşterinin kucağına teslim etti.

Müşteri, poşetiniz neyi yok mu?

Kasap, şuna bak şuna.

Anası soğan babası sarımsak.

Bir de poşet pokuyiyer demesin mi.

Çık ulan dışarı diye müşteriyi kovdu.

Şimdilerde kavun, karpuz bile poşete konuyor.

Eskinin kültürsüz bir toplumun haline acıyorum.

Kasaptaki tezgahtar örfi idare komutanı gibiydi.

Müşteri; Agamagam ha acık yağlısını ver diye korka ürke rica ederdi.

Şimdi ise tezgahtar müşterinin nazına uğruyor.

Etin yağlısı yerine, yavanını ver deniliyor.

Eskiden, tereyağ girerdi mutafağa.

Sağlık açısından donmuş yağa paydos denildi.

Sıvı yağ kullanılır oldu.

Sebze ve meyve ağırlıklı sofralar makbulümuz oldu.

Haftanın beş günü indir bulgur pilavı,

Kaldır bulgur pilavı devri tarih oldu.

Sağlık kültürü arttı da ondan ve bu nedenle,

Ortalama yaş haddi 40 yıldan 70 yıla çıktı.

Tekke ve Zaviyelerin kapı ve pencereleri, çaputtan geçilmezdi.

Hasta mı oldun...

Koş tekkeye...

Elbisesinden bir karış bez kes, Somuncu Baba, Ali Baba yada Bedir Muhtar tekkesine.

Sıkıca bağlanır. Bununla teselli olunurdu.

Hele çocuğu olmayan kadınların tekkeye rağbeti fazlaydı.

Şimdi bakıyorum da, Tekke ve Zaviyelerde bir tek çaput görülmüyor.

Demek oluyor ki, eskinin batıl inanışları kalmadı.

Kalın sağlıcakla...