ESKİ RAMAZANLAR
12 Kasım 2024, Salı 06:24Yıl yıldan on gün evvel gelir.
36 Yılda bir yaz sıcağında oruç tutulur.
Ben ömründe iki kez o günleri yaşadım.
Sahurda anamın yaptığı sac böreğinden ikisini mideye indirdiğimi bilirim.
18 saat aç kalındığında katiyen açlık hissetmezdim.
Şimdi nerede o sac böreği...
Ne o tereyağı var.
Ne de duğran çökeleği.
Hatta, kara değirmende üğütülmüşşahman buğdayın unu bir başkaydı.
Mis gibi kokar,
Bu unun su böreğine derman sığmazdı.
Hele etli mantı,
Fındık büyüklüğünde kıyması ile dolma mantı,
Üstüne de eritilmiş tereyağ,
Altınada da sarmısaklı yoğurt.
Ye de bak muska gibi üç köşeli dolma mantıyı,
Bak sen o zaman,
Cumhuriyet bayramında tekrarlanan serbest güreşlere ben de iştirak etsem diye kendine güvenenler işte dediğim şekilde beslenenlerdi.
Ramazanda bir iki defa güya etli mantı sofraya geldi.
Bohça gibi büzülmüş.
İçinde mercimek kadar soya fasulyesi kıyması varmış.
Meğerse hazır satılırmış çarşıda.
Gözünü sevdiğim şahman buğdayı unundan yapılmış mayalı olsunda bak,
Tereyağı ile yağlanır.
İçine de çömlek peyniri koyardı anam rahmetli,
Dürüm yapardı.
Sıkma...
Kimselere bakma,
Mahirime bak.
Diye iştahımı kabartması yokmu,
Evlat sevgisinin bir başka güzelliği idi.
Kaldır bulgur pilavı,
Gelsin erişte.
Şimdiki gibi elli çeşit yiyecek hazır ve nazır olsa da,
Eskinin damak tadı bir başka idi.
Eskiden her aile ürettiğini yerdi.
Şimdi ise hazır lop ağzıma kon.
Daha da kanaatsısız.
Ve eskiye göre çok çok refah içinde bir Türkiye var.
Şükretmeliyiz.
Sağlık ve saadet dolu nice oruç ayını nasip et diye dua etmeliyiz.
Bir ramazanı daha geride bıraktık.
Bayrama kavuştuk.
Kutlu olsun.
Kalın sağlıcakla....
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.