ESKİNİN EĞLENCELERİ

Kabristanlığın dışında Kurtuluş tarafında toprağı delmiş odacıklar peydah etmiş iki aile mekan tutmuşlardı.

Biri Bebekçi Harrik.

Diğeri Tirelinin Üssün.

İki komşu her gün kavgalıydı.

Küçük boylu Bebekçi Harrik’in iki karısı da kendinden en az yarım metre uzundu.

Komşusu Tirelinin Üssün ve karısına her gün sopa atardı.

Bebekçi Harrik mahalle mahalle dolaşır ipe dizili bezden bebekleri parmak marifeti ile oynatırdı.

Mahalle sakinleri Bebekçi gelmiş diye koşuşurdu.

Parmağında ucu bağlı ipi marifetle çekip bıraktıkça bebekler oynar ve kadın kız kızan keyifle seyrederdi.

Bebekçi Harrik, Allah rızası için heybesine un, bulgur toplar ve geçimini sağlardı.

Gelelim cambaz sefasına .

İki metre uzunluğundaki kalın sopaları ayağına monte eden cambaz Kemiksiz Ali, sokak sokak dolaşır aman cambaz gelmiş diye insanlar koşuşurdu.

Salı pazarının olduğu yer mera idi. Oraya 30 metre ara ile iki direk dikilmiş arası da kalın tel ile bağlamıştı.

Cambaz oynuyor diyen koşardı seyre.

Tel üzerinde denge sağlayan uzun sopa elinde yürürken seyreden halk aman düşecek diye göğsü hop hop atardı.

Cambaz Kemiksiz Ali, düşecek gibi kendini bırakır, tele asılı kalırdı.

Seyircilerin yüreği hop hop ederdi.

Sonra tel üzerinde bir takla ile yeniden tel üzerinde yürümeye başlardı.

Sonra da iner aşağı şapkayı uzatır seyircilerden bahşiş toplardı.

İşte size 70 yıl evvelenin bir Ramazan eğlencesini naklettim.

Bir de şimdiye bakın.

Dünyamızın ne çok değiştiğinin farkına varın.

Kalın sağlıcakla...