HAYATIMIN ROMANI
17 April 2025, Thursday 09:281944 de Adana öğretmen okulunda öğrenci idim.
1 Ekim de okullar açılırdı.
Eylül sonu 3-4 arkadaş Haşim Özgel’in kamyon yavrusu teknesine doluştuk.
Bor’a gidiyoruz.
Oradan da trenle Adana’ya giderdik.
Taşpınar’ın yokuşuna varınca kamyon su kaynattı.
Şoför komut verdi...
İnin. İteleyin. Zor bela kamyon çalışırdı.
Koş Allah koş.
Yokuştan kurtuldu mu kamyon yukarıda düzlükte durdu. Yolcular tekrar doluştu.
Böyle böyle 6 saatte vardık Bor’a.
Sabah saat 4 de Toros ekspresi gelecek dendi.
Biletleri aldık. Otelde yatalım dedik.
Aksaray oteline gittik.
Paraları peşin ödedik.
Otel odasında 4 arkadaş biraz laf ettikten sonra mum ışığı kadar elektriği söndürdük uyuyalım diye.
On dakika geçti geçmedi.
Bit, pire, tahta kurusu yedi bizi.
Sokağa kaçıştık.
Çamaşırlara varıncaya kadar çırpın da çırpın.
Duvar dibinde saat 4’e vardık.
Gittik istasyona tren tehirli dendi.
Saat 8 de Toros ekspresi geldi.
Koşuştuk...
Kompartımanlar doluydu.
Koridorda 8 saatlik yolculuktan sonra Adana’ya vardık.
Okulumuza kavuştuk.
Gördünüz ya danayı benim nesil güttü.
Hakkı şimdiki kuşak aldı. Rahat edildi.
Pazar günleri istasyona giderdim. Tren geldi mi hamal hamal diye bağırırdım.
Hanımların beylerin bavullarını yüklenir aşağıda faytonlara götürürdüm.
Bir hanımefendi talebe olduğumun farkında vardı.
Sordu...
Talebemisin dedi.
Evet deyince çıkardı bir buçuk lira verdi. Dünyalar benim oldu.
Gençler...
Biz böyle okuduk.
Size gelince yok yok
Herbirimizde cep telefonu.
Ne konuşursunuz bilmem.
Bakın benim cep telefonum yok. İhtiyaç duymuyorum.
Müsrif haramdır diyen var mı.
Sonra da geçim sıkıntısı çekerler.
Hesabını bileceksin.
Aileni düşüneceksin.
Kaldı mı o gençlik.
Kalın sağlıcakla...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.