HOCA PARASI

Eskiden köy ve mahalle sakinlerinden Ramazan’da hoca parası bekçi parası toplanırdı.

Bir yavan ekmek parası eline geçen imam ve bekçiler bayram yapardı.

1970’ De Devlet Bakanı hemşehrimiz rahmetli Mehmet Altınsoy meclisten 26 bin hoca kadrosu ve 20 bin bekçi kadrosu çıkarmayı başardı.

Yasaya göre imam ve bekçilerin kadroya alınmaları için ilkokul mezunu olmaları şarttı.

Bu sebepten halen babaları hayrına imamlık yapan bekçilik yapanlar dışardan ilkokulu bitirme sınavına koşuştu.

Bende ilçede ilkokulu bitirme sınavı komisyon başkanı idim.

Müfredata göre imtihan yapılsa hiç bir imam ve bekçi diploma alamazdı.

Fedakar imam ve bekçileri bu hendekten atlamaları için yardımcı oldum

Ellerinden tutup zor şer yazdırdıklarım oldu.

İmtihan komisyonundaki bir arkadaş buna karşı çıktı.

Beden eğitimi ve müzik imtihanı kocaman bir sınıfta yapılıyordu. Hava soğuktu da dışarıda değil içeride sınav yapılıyordu.

Hastane köprüsü yanındaki camide otuz yıldır imamlık yapan Fati’nin Mehmet Hoca’ya jimnastik yaptırmaya kalktı bir komisyon üyesi arkadaş.

Ben müdahale ettim.

İstiklal Savaşı gazilerinden olan Fati’nin Mehmet Hoca’nın göğsünde on sekiz kurşun yarası vardı. Hem de bağrında istiklal madalyası taşıyordu.

Bu eziyette ne oluyor diyerek bir beş not vererek Fati’nin Mehmet Hocayı kurtardım.

Bir kaç yıl sonra yolum Erzurum’a düştü.

Bizim Ulucami’nin iki katı büyüklüğünde olan Erzurum Ulucamii’nde bir Cuma namazı kılmak nasip oldu.

Namazdan sonra cemaat dağıldı.

Camii içinde pek çok dolaştım.

Müezzin efendi yanıma yaklaştı...

Anlatıyordu...

Koyu yeşil renkte kaliteli Isparta halısı ile döşeli idi camii.

Demirel ailesi hayrına özel olarak dokutmuş halıyı ve dört kamyon getirebilmiş Erzurum’a.

Kalorifer donanımını da Erzurumlu kültür bakanı Rıfkı Danışman yaptırmıştı.

Çok çok bakımlı olan Cami’nin kocaman kapısından deri perdeyi aralayarak dışarı çıktım.

Camii önündeki bankta oturan dört kişi, sen yabancısın herhalde gel biraz laf edelim diye yer gösterdiler.

Oturdum. Merhabalaştıktan sonra.

Sen nerelisin diye sorduklarında.

Aksaraylıyım deyince gözleri fal taşı gibi açıldı.

Mehmet Altınsoy’u tanırmısın?

İyi tanırım arkadaşımdır deyince.

O adamı bir görmek nasip olsa ellerinden öpeceğim. Biz hocaları dilencilikten kurtardı dedi.

Ve beni paça yedirmeye zorladılar.

Erzurum’un paçası meşhurdur. Paça olmadan Erzurum’un soğuğuna dayanılmaz. Dediler.

Kırmadım.

Paçacı dükkanında bir iyice sohbet ettik Aksaray’ı anlattım.

İşte böyle sevgili okuyucularım.

Hocalar ondan bu yana genel bütçeden maaş alırlar.

Devlet memuru oldular.

Gel gör ki bazı hocalar ben devlet memuruyum diye Cumartesi ve Pazar günleri camiyi açmazlar.

Günde tortopu iki saat görev yapan bazı imamlar var.

İnsaf be kardeşim insaf.

Kalın sağlıcakla...