KEPEKLİ EKMEK
26 Eylül 2022, Pazartesi 09:43Fırınlarda, kepekli ekmeği görünce aklıma ne geldi biliyor musunuz.
Anlatayım...
1939’da patlak veren Alman harbi denilen ikinci cihan savaşı.
1942-1943 de bütün şiddeti ile devam ediyordu.
Avrupa yanıyordu.
Edirne’den top sesleri duyuluyordu.
27-28-29-30’lu olanlar askere yeniden çağırılmıştı.
Silah altında 500 bin askerimiz teyakkuz yani tetikte bekletiliyordu.
Osmanlı devrinin öşür vergisi yeniden yaşama geçirildi.
Çiftçi, kaldırdığı mahsulün onda birini devlet hissesi olarak ofise teslim etmeye mecburdu.
Eli kalem tutanlar köylere ölçme memuru, ambarcı ve bekçi ile diye görevlendirildi.
Hamam boğazına dağlar gibi buğday yığıldı.
Hatta şu hastane köprüsü yanındaki eski hamam bile buğdayla doldurulurdu.
Bütün bunlar, bir harp vukuunda ordu içindi.
Kış üzerinden geçince buğdaylar çürüdü.
Eski hamamın yanından kokudan geçilmez oldu.
Toprağı dar olan Hasandağı yöre halkı aç kaldı.
Yeşil ot toplayarak mideyi aldatır oldular
Azmi Milli Un fabrikasının çıkardığı elek üstü kepek bayilerde karaborsa satılır oldu.
Bir çuval kepeği bulup alabilen Helvadere, Karkın, Gözlükuyu, Sınasa, Gine vesaire halkı köylerine girdiklerinde krallar gibi karşılanırdı.
Ekmek fırınlardan karne ile satın alınırdı.
Verilen karne ekmeği ile insanlar yarı aç kalıyordu.
Şehirler böyleydi.
Köyler ise başıboş derdine düşmüştü.
Ankara’da halk Başbakanlık önünde açız diye bağırmaya başlamıştı.
Başbakan Doktor Refik Saydam halka;
Ekmek yoksa bisküvide mi yok.
deyince binlerce vatandaş.
Yuuuuh...
Çekince Başbakan balkondan içeri kaçtı.
Ertesi gün yine halk Başbakanlık önündeydi.
Bu defa Cumhurbaşkanı rahmetli İsmet İnönü:
Sevgili vatandaşlarımız evet ben sizi aç bıraktım.
Fakat yetim bırakmadım.
Deyince halk arasından tıs çıkmadı.
Büyük Allah hiç bir canlıyı açlıkla terbiye etmesin.
O günleri şu gözler gördü de.
Oruç ayındaki telaşa hayretler ediyorum.
Bakın şu çarşı ve pazarlara.
Bir kuşun sütü eksik.
Her şey benim de olsun.
Demeyi bırakalım.
Tembelliği kovalım
Çalışmayı bilelim.
Ve bir de.
Ayağımızı yorganımıza göre uzatalım.
Aza kanaat etmesini bilelim ki.
Çoğa ulaşalım.
Kalın sağlıcakla...