KURŞUN KALEM

Hem de balıklısı,

Çok meşhurdu,

Bir kurşun kalem almak için altmış parayı bulmak kolay mı.

Hadi bulduk 60 parayı,

Bir kurşun kalem alırdım.

Yarıya bölerdim

Kaybolursa diğer yarısı anamın ceyiz sandığında nasıl olsa vardı,

Onu alıp kullanırdım.

Gelelim yiyecek içeceklere,

Kırık leblebiden başka çerez nedir bilmezdik.

Çeteneli kavurga kavuracak da anamız cebimize koyacak diye gözüne bakardık.

Portakal, elma haaa...

Senede üç tanesi kursağımıza düşmezdi.

Elbise ve ayakkabı dersen, kırk yamalıklı idi,

Bilhassa ilkbahar ve güzün İlkokul öğrencisi iken çoğumuz yalın ayak okula giderdik.

Alman harbinde gaz lambası hep boş idi,

Gazyağı karaborsa satılırdı.

Ortaokul öğrencilerinin, sokak lambası altında,

Ya da ay ışığında ders çalıştığını çok görmüşümdür.

Eve varırsın, soğan ekmek arası çökelek neyimize yetmiyordu.

Haftanın en az üç günü kaldır bulgur pilavı, indir bulgur pilavı,

Senede üç kez pirinç pilavı sofraya geldi mi bayram yapardık.

Bu şartlar altında dahi insanlar turp gibiydi.

Ölen ölür kalan sağlar bizim olurdu.

Geçmişi anlatıyorum ki, genç kuşaklarımızın ne çok şanslı olduklarını ifade etmek içindir.

Bırakın Liseyi, ortaokul öğrencilerinin çoğu paydos zili çaldı mı,

Okul kapısından sokağa kendilerini zor atarlar.

Bir ellerinde telefon,

Bazılarında sigara, nerede buluşalım, nereye gidelim hesabı ile geçen günler. İşte şimdiki zaman.

Kalın sağlıcakla.