KUŞLAR

Evimin balkonuna 3-5 serçe geldi.

Belli ki aç idiler.

Yoğurt kabına bulgur koydum.

Bir öylesine de ılık su.

Kapıyı kapayıp seyre başladım.

Karınlarını doyurup ılık suyu içince kuşlar, aman bir sevindiler.

Beri öteye uçup arkadaş  çağırdılar.

3-5 Serçe oldu 20-30.

Kuşların sevinci beni de mutlu etti.

Düşündüm...

Çarşıdaki dilencilerin muhtaç olup olmadığını düşündüm.

Ve bu kuşlara verdiğim ufalanmış bir ekmeğin aç kalmış hayvanların sevabı daha büyüktür diye düşündüm.

Un ve yem fabrikalarına gidin bakın.

Zurbayla serçeler.

Sen de bin, ben deyim iki bin.

Dökülen buğday tanelerini toplayıp açlıktan kurtuluyorlar.

Fabrika sahiplerinin şu soğuk ve karda, kuşları memnun etmeleri çok büyük sevaptır.

Hem de Allah’ın sevgili kullarıdır.

Bu hayrı nasip eden Allah’a elbette şükrederler.

Beş kuruş aşağı kazanırlar ve lakin beş bin kuruşluk bereket yağar.

Yalnız kuşlar mı. 

Komşusu aç yatarken kendisi tok yatanlara sözüm var...

Akraba, komşu, dost ve aç kalmışları tok yatanlar düşünmeli.

Az sadaka çok bela defeder denilmeli.

Şu soğuk kış mevsiminde Cudi dağlarında terörist arayan askerlerimize harçlık gönderemeyen aileleri düşünelim.

Ve bu ailelerin sevinç gözyaşları Cudi dağında vatan müdafaasında olan ana kuzuları için Allah’ın esirgemesi muhakkaktır.

Bunun içindir ki, evladı askerde olan yiğit çocuklarına yapılan yardım,

Yardımların en makbuludür.

Bu gün sana ise yarın bana.

Derdini söylemeyeni ara bul derman ver.

Kalın sağlıcakla...