MEVSİMLERDE ŞAŞIRDI

Şu havaya bakınız...

Bahar mı desek, yaz mı.

Eski hesaptan daha kış gününün en soğuk ayı zemherinin içindeyiz.

Karakış, zemheri, gucük diye tarif edilirdi kış mevsimi.

Diz boyu kar.

Aylarca örterdi toprağı.

Kana kana suya doyardı toprak.

Bereket yağardı memlekete.

Şükür Allah’a yer altı su zenginliklerimiz toprak üstüne bin zahmetle çıkarıldı da, Sulu tarım sayesinde rızıklar noksanlaşmadı.

Demek oluyor ki küresel ısınma mevsimlerin dengesini bozdu.

Eh ne yapalım.

Bir kapıyı kapayan Allan bir kapıyı açar.

Dağına göre kar verir.

Yazın sıcağında bile şu Hasandağı karla kaplı kalırdı.

Köylüler, yaz sıcağında eşek sırtında kıl heybeler içinde şehre kar getirir satardı.

Şimdi ondan da oldu kırsal kesim insanları.

Teknoloji dur etti kar satanlara.

Siz bakmayın şimdilerde evlerin musluklarında şakır şakır su akmasına.

Evvelce her mahallede 2-3 sokak çeşmesi akardı.

Suyu da Ekecik’den gelirdi.

İki de bir su kesilir.

Sabahın danında su arklarından doldurulan testi testi sular içilir.

Ve hem de yemek pişirilir.

Temizlikte kullanılırdı.

Uluırmak boyunda kadınlar dizilir,

Çamaşır yıkarlardı.

Buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası, fırın vesaire istila etti çarşı pazarı.

Rahat etti kadınlarımız.

Evvelden kil ve sabunla yıkanırdı çamaşırlar.

Şimdi ise envai çeşit deterjanlar mis gibi yapar oldu çamaşırları.

Diyeceğim şu ki...

Mevsimler değişti.

Bu değişikliğe toplum da ister istemez ayak uyduracak.

Boşa düşünüp kendinize dert edinmeyin.

Daha bu yer küresi çoooook nesilleri sırtında taşır.

Derdini veren Allah dermanını da verir.

Kalın sağlıcakla...