RENKLİ KİŞİLER
15 Nisan 2025, Salı 06:00TEDAŞ’ın oturduğu iş hanının arsası kasaplar çarşısı idi.
Üç girişi vardı.
İçeride taş kemerli sıra sıra dükkanlar vardı.
Dükkan esnafından biri Şıh Nebiydi.
Manavdı.
Akşam oldu mu.
Nasılsın şıhım diyen gelirdi.
Çilingir sofrası kurulur kafalar dumanlanırdı.
Bir ay beş ay derken kar kudurdu anayı yedi.
Şıh Nebi bomladı.
Bir çaresine bakayım derken.
Ben bir daha Aksaray toprağında içersem şöyle olayım, böyle olayım diye büyük yemin etti.
Otlakçılar gerdeğe girecek damat gibi gezinmeye başladı.
Şıhım buna bir çare bulalım denmeye başlandı.
Akıl veren çoktu, para veren hiç yoktu.
Üç gün, beş gün, on gün sabretti Şıh Nebi.
Hani alışmış kudurmuştan beter denir ya,
Bu defa taksi ile Koçhisar sınırındaki tepenin arkasına gittiler.
Bir de ay ışığı oldu mu, keyiflerine diyecek yoktu.
Zıkkımlandılar mı taksi emirlerinde Koçhişar torağından Aksaray’a dönerlerdi.
Şıh Nebi aklını toplayınca,
Bir de taksi parası eklenince masraf ikiye katlanmış.
Astar yüzünden pahalı gelmiş.
Buna bir çare bulmalıydı.
Son defa taksi ile Koçhisar toprağında kafa çekmeye giderken bir torba ile kürek almış.
Koçhisar sınırını geçince torbaya Koçhisar toprağını doldurup taksiye atmış.
Şıhım bu ne oluyor diyene sizin aklınız ermez demiş.
Ertesi gün dükkanda çilingir sofrası kurulmuş.
Şıh Nebi de torba dolusu Koçhisar toprağını ayağının altına koyarak vazifeye devam etmişler.
Yeminden kurtulmak için böylece hileyi şeriyeye müracat eden Şıh Nebi rahmetlik olunca otlakçılar cenazesine bile iştirak etmemişti.
İşte size toplumdan bir sahne.
Kötü alışkanlık işte böylece kötünün kötüsü.
Bakıyorum da genç yaşta ölüp gidenlerin tamamı alkolik olanlardır.
Alışmayın bu zıkkıma ne olur.
Böylece felaketi kapıya bastırmayın.
Kalın sağlıcakla...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.